6

230 11 57
                                    

Multi medyadaki şarkı: Tam Aysel ve Chang'ın durumu anlatıyor ve Aysel'in elbisesi

Dün geceden sonra sabah uykudan uyanmak zor olmuştu Aysel için. Başının ağrısı bütün vücuduna yayıldığından dolayı her tarafına bıçak saplanmış gibi hissediyordu. Hayır yani ne vardı o kadar içecek hep Gong'un aklına uymuştu. Şimdi ise akılsızlığının ceremesini çekiyordu. Düne dair tek hatırladığı şey Chang 'ın içtikleri mekana gelmesiydi. Kendini biraz zorlayınca dün geceye gitti Aysel. En son Chang 'a kocam diye seslenmiş ve koala gibi sarılmıştı adama ama gerisi yoktu. Kendini daha fazla zorlamadan ağrı saplanan başını tutarak yatakta oturur pozisyona geldi genç kadın. Biraz daha düşündü dünü ama hiç bir şey hatırlayamıyordu.

Eve nasıl gelmişti ? Üstünü ne ara değiştirip yatmıştı. Bu ve bunun gibi yanıtlanmamış bir sürü soru beyninde dolaşıyor hiç birine cevap bulamıyordu. Sinirle yatağından kalkarak banyonun yolunu tuttu genç kadın. Önce soğuk bir duş alıp kendisine gelecekti. Sonrasında işe gidip kafasını boşaltması gerekiyordu. Aynı zamanda da Changtan kaçması gerekiyordu. Dün gece yaşananları tam olarak hatırlamadan onunla konuşmazdı.

İzinliydi ama evde kalamazdı kalırsa sürekli dünü düşünecek hatırlayamadıkça kafayı yiyecekti. En iyisi aklını başka şeylerle meşgul etmekti. Duştan çıktıktan sonra güzelce saçlarını kurutup saçına fön çekerek şekil vermişti. Aynada ki yüzünün yansımasından korkunca makyaj masasının önüne oturarak makyaj yapmaya başlamıştı. Normalde günlük ve basit makyajlar yapsada çoğu zaman doğal bir görüntüye sahip olan kadın bugün makyajı biraz abartmıştı. Hepsi dün gece içkiyi fazla kaçırdığından olmuştu. Gerçekten şişede durduğu gibi durmuyormuş diye içinden geçirdi Aysel. Ve bir daha dünkü gibi içmemeyi de aklının bir köşesine not etti. Bütün hazırlıklarını tamamladıktan sonra odasından çıktı ve salona doğru ilerledi.

Salona geldiği sırada gördükleri karşısında adeta dona kalmıştı. Harika bir kahvaltı sofrası hazırlanmıştı. Gong ve Alihan bir köşeye geçmiş hararetli bir şekilde fısır fısır bir şeyler tartışırken, Chang ve Ayla ise kendi hallerinde tatlı tatlı sohbet ediyorlardı. Küçük kız babasına dün gezdikleri yerleri ballandıra ballandıra anlatırken adam kızına aşkla bakıyor ve dikkatli bir şekilde onu dinliyordu. Alihan 'ın sözü üzerine bakışlarını kızından çekerek sevdiği kadına çevirmişti.

"Aman Allah 'ım bu ne güzellik yapma abla yanarız ! Seni bu kıyafetle dışarı çıkaramam başımı belaya mı sokacaksın benim"

"Saçmalama istersen ablacım " diye kardeşini geçiştirirken Chang 'ın bakışlarını hala üzerinde hissettiği için biraz gergindi Aysel. Genç adam ise bu sırada nutku tutulmuş bir şekilde eski karısına bakmaya devam ediyordu. Nefesini tutmayı ise kızının onu dürtmesiyle bırakmıştı.

"Baba anneme bak felaket güzel olmamış mı ?"

"Babanın dili tutuldu güzelim sana cevap veremez şimdi" diye araya giren Gong 'la sinirleri gerilen Chang 'ın kardeşine öldürücü bakışlar atarak konuşmuştu.

"Eceline susama Gong. "

"Sevgili abicim bu ne sinir az sakin ol bak buralarda güzel bir söz var , onu hemen seninle paylaşayım Keskin sirke küpüne zarar. Umarım böyledir doğru mu Aysel'cim" diye sordu Gong kırık aksanıyla. Bu soru üzerine gülümsemişti genç kadın. Gong 'un ve Chang 'ın Türkçeyi aksanlı konuşmaları çok hoşuna gidiyordu.

"Doğru çabuk öğreniyorsun. "

"Valla bu her zaman böyleydi ben çabuk öğrenir çabuk ayak uydururum her şeye ama abim ben kadar iyi olmasa onda da var bir şeyler." diyerek hala Chang 'a sataşmaya devam ediyordu. Kardeşinin bu sözleri üzerine sadece dudağını ısırarak alayla gülmüştü genç adam. Gong 'a istediğini vermeyecekti. Gayet sakin bir şekilde kızına dönerek onunla konuşmaya devam etti. Bunun üzerine Gong hevesi kaçmış bir şekilde arkasına yaslanınca Aysel gülümseyerek başını iki yana sallamıştı. İkisinin bu çocuksu hallerini ne kadar özlediğini bir kez daha fark etmişti o an.

Asla VazgeçmeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin