DİNCİ'NİN OĞLU -GAY | TAMAMLANDI

DO-35

Aylardır bugünler için hazırlanmıştım. Haftalarca aşkımı, içimde dolup taşan sevgimi görmesin diye girmediğim şekil kalmamıştı. Şimdi karşımda bana hoşlandığı kızdan bahsediyordu.

Bugünlerin geleceğinin farkındaydım sadece belki olmaz diyerek salağa yatıyordum. Bariz olan gerçeğimden kaçıyordum.

Açık açık hetero olduğunu söyleyen hatta ona aşık olmam için hiçbir şey yapmayan çocuğa aşık olmuştum.

"Kemal?"

"Hı?" Gereksiz bir üşüme bedenimi sarınca kollarımı birbirine bağladım. "Sen ne diyorsun bu duruma?" diye sorduğunda dudaklarımı büktüm.

Bu arkadaşlık oyununa devam edecektim. Bu kadar çalışmışken burada kesip atamazdım. Hem kız hoşlanmıyordur. Tek hoşlanan bizimki.

"Kız sana nasıl davranıyor?" diye sordum. Sıddık bir müddet düşünür gibi olsa da ilk beni düzeltti. "Adı Yağmur." ardından "Yani normal, sakin biri zaten. Ama çok akıllı ve kültürlü." Bayılıyorum böyle insanlara.

Ne kültürlüyüm ne de akıllı.

Ben onun yanında şu ana kadar hep boş konuştum. Yüzü gülsün diye şebeklik yaptım. Okul zamanlarını saymıyorum bile. Aylağın tekiydim. Lan! Yoksa bu yüzden mi sevmedi beni?

"Kültürlü olduğunu nereden çıkardın?" diye sordum. "Konuşmasından, abi ne diyorum sana! Ya ben anlatamıyorum kesin. Buluşmalıyız. Gözlerinle görmelisin." dediğinde masanın üzerindeki telefonum titredi.

Masadaki muhabbetten uzaklaşmak için direkt telefonumu elime aldım. Sıddık'ın yanında yapmayacağım bir şeyi yapmıştım.

Flo'dan gelen mesajı silip yanımdaki sandalyeye bıraktığım montumu elime aldım. "Sadık acil beni eve çağırıyormuş, kalkalım mı?" dediğimde son pastasını da ağzına atıp başını salladı.

Ben kasaya gidip ödemeyi yaptım ve ardından kafeden çıktık. Soğuk hızla yüzümüze vururken Sıddık'ın montunun şapkasını başına geçirdim.

"Sen ilk önce montunun fermuarını çek." dedi. Cevap vermeyip durağa doğru ilerlerken o da çok konuşmadı. Sessizce durağa ilerledik.

İlk onun otobüsü gelince ritüel gibi olan sarılmamızı yapmak için ayağa kalktı. Fakat kolumu kaldıracak halim yoktu. Yüzüne bile bakamıyordum.

Montunun sesinden kaldırdığı kollarını indirdiğini duydum. "Kötü bir şey mi oldu?" diye sorduğunda "Neden?" dedim.

"Sadık kötü bir haber mi verdi?"

Güler gibi nefesimi verip "Yok, hadi yetiş otobüsüne." dediğimde "Görüşürüz, akşam yaz bana. Aklım kalmasın." dedi.

Otobüsüne binip uzaklaştı.

normalde bölüm 2 saat önce hazirdi ama kuzeninle bir dedikodu yapmisiz var yaaaa çenem ağrıdı konuşmaktan. neyse uzun lafın kısası yayınlayamafım... keko beye de yb yazacaktım neyse yazim yetişirse atarım