Bölümü okuyun en son kendimi hazır hissettiğimde size kitabı yazmaya başlama nedenimi ayrıca yazıp yayınlayacağım. kütüphanede bekletin yani kitabı...
Buluşacağımız kafenin önünde ellerim cebimde beklerken cam kenarında oturmuş Sevdiğim ve sevdiğimin sevgilisine bakıyordum.
Buraya kendimi zorlaya zorlaya getirmiştim. Belki sevgilisiyle mutlu olduğunu görürsem içim bir nevi rahatlar diye gelmiştim fakat öyle olmamıştı. Daha fazla canım yanıyordu. Sanki kalbim göğüs kafesimden sökülüyordu. Dünden beri nefes alamıyor krizler geçiriyordum.
Gece yarısına kadar ağladığım için göz altlarım felaket bir durumdaydı. Yüzüm şişmişti. Saçlarım darmadağınıktı. Aklım çalışmıyor gibiydi.
Omuzumun üstüne bir el konunca irkildim. "Vay anasını!" Bu Sadık'tı.
Sadık'a döndüğümde Sıddık'ın tam olduğu yere bakıyordu. Başını ağır ağır sallayıp alt dudağını sarkıttı. "Harbiden sevmedi lan bu çocuk."
Deme öyle, canım acıyor.
"Hetero olduğunu biliyordum. Ben kaşındım."
Sadık bana döndüğünde yüzümü inceledi. Her zamanki sakin tavrını bozmadan "Aşkın heterosu olmadığını ikimizde biliyoruz, he?" kaşlarını havaya kaldırıp sorusuna cevap beklercesine yüzüme baktı. Benden bir yanıt gelmeyince kafeye döndü. "Sadece sevmek istemedi. Her şeyin farkındaydı. Senin onu hala sevdiğinden haberi vardı. Ben söyledim." Kaşlarım çatıldı. "Ne?"
"Bize geldiği ilk gün söylemiştim. Belki ağzımdan kaçmıştır." Alayla gülünce sinirle kolunun altından çıkmaya çalıştım. "Senin yüzünden! Senin yüzünden mi uzaklaştı benden?" Dediğimde Sadık'ın artık sinirimi bozmaya başlayan gülüşü genişledi. "Dinle lan kere de." Ellerim titriyordu sinirden. Başım zonkluyordu.
"Bak kafeye el ele tutuşuyorlar." dediğinde bakışlarım hızla cam tarafında oturan ikiliye döndü.
"Beni bilirsin oğlum. Boş ağzım var. Sende kıvrım kıvrım kıvrılıyordun. Senin işi kolaylaştırayım dedim. Ama yok bu çocuk baya baya seni kullanıyordu. Senin ona aşık olduğundan haberi vardı. Neden bilmiyorum ama senden de uzaklaşmıyordu. Dedim herhalde bu da aşık da kabullenemiyor."
Sıddık etrafına bakınınca bakışları ikimizin üzerinde kaldı. Elindeki telefonunu masaya koyduğunda direkt olarak gözlerime bakıyordu.
"Bekledim. Ama yok lan bu cüce baya baya senin sevgini sömürüyordu. İlgin, sürekli etrafında dönmen hoşuna gidiyordu. O yüzden sesini çıkarmıyordu."
Sıddık masadan kalktı.
"Bir ara okul çıkışında durakta karşılaştık. Bu kız vardı yanında. Beni görünce kızın elini bıraktı. Ben sana söylim aga bunlar bayadır çıkıyorlar. Bu cüce hem ayranım dökülmesin hem götüm sikilmesin kafasındaydı."
Sıddık kafeden çıktı.
"Sana söylemeye çalıştım. Sen ne yaptın? Kapı dışarı ettin beni. Ulan ben senin en yakınınım. En zor günlerinde ben oldum yanında."
Sıddık, Sadık'a bakmadan "Hadisene seni bekliyoruz içeride." dedi.
İlerlemediğimi görünce yumruk halinde olan elimden tutup beni çekti. "Ya hadi Kemal."
Sevgimle oynamış.
Yalnızdı. Okulda hep yalnızdı. Burada da yalnızdı. Yalnızlığına oyuncak etti beni.
Elimi eskiden olsa öldüğüm ellerinden çektim. Yine nefesim hızlanmıştı. "Biliyordun... biliyordun ve bunu gizledin." Ben de kendimi iyi oyuncu sanardım benden daha iyi oyuncular varmış.
Sıddık'ın bakışları Sadık'a dönünce yüzümü buruşturdum. Gerçekti. Tüm ablattıkları olmuştu. Sadık'a inanamamış gibi bakan gözleri kanıtlıyordu her şeyi.
Benim sarı küçük civcivim, neden yaptın bunu bana?
Sevmeyi sevilmeyi bilmeyen bana neden bunu yaptın?
Neden?
"Ne diyorsun anlamıyorum?" dediğinde Sadık'a döndüm. "Yürü gidelim." Dedim. Şayet yürüyecek ne halim vardı ne de gücüm.
Göz yaşlarımı tutmaktan dolayı kasılmış çenem az sonra titreyecek gibiydi.
Sadık ne zaman yaktığını bilmedim sigarasını dudaklarının arasına sabitleyip kolunu omzuma attı.
Şimdi sadece gidiyorum ama toparlandığımda hesabını soracaktım.
Part 2 yakında gelir öpüyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİNCİ'NİN OĞLU -GAY | TAMAMLANDI
Roman pour AdolescentsKemal: Almancadan 100 almışsın Sıddık: ?? Sıddık: Sorun mu var keMAL Kemal: Evet sorun var Ebu sıddık Kemal: Babandan alıyorsun soruları tüm derslerden geçiyorsun Kemal: Hak mı adalet mi lan bu