DO-29

3.2K 269 71
                                    

"Öyle olmaz hayır ya."

Sıddık ile Kemal yemekten kalkmış, Sıddık'ın odasında uno oynuyorlardı. İki kişilik oynayacak başka oyun yokmuş gibi...

Kemal sıkıntıyla nefes verip elindeki kağıtları ortaya attı. "Beni inanılmaz sıktı bu oyun." dedi. Kemal sırf istediği olmuyor diye yapıyordu bunu. Sıddık'ta kağıtları toparlarken omzunu silkti. "Ya zaten iki kişiyiz. O şekilde oynarsak hızlıca biter." dedi. Her unoya oturulunca oyun kuralları tartışması yapılırdı ya, tam olarak o noktadaydılar.

Kemal gülümseyerek yatak başlığına yaslandı ve Sıddık'ın dudaklarını büzmüş önündeki kağıtları toplayışını izledi. Midesinde uçuşan hayaletimsi şeylerle gözlerini kapattı. Öpmek istiyordu o dudakları. Oturdukları yumuşak yatağa yatırmak, bacaklarını beline dolamak, şu an büzdüğü sıcak olduğunu umduğu dudakları emmek istiyordu özellikle büyük duran alt dudağını... Gözlerini hızla açıp kafasındaki düşünceleri itmeye çalıştı yoksa karşısında sertleşecek ve bunu saklamaya çalışmak epey zor olacaktı.

Sıddık kağıtları topladıktan sonra arkasına dönüp kalçasının üzerinde yükseldi ve uno kağıtlarını kutuya yerleştirdi. Kemal arsız gibi karşısında duran kalçayı süzerken yutkundu. Soğuk havada terlemeye bile başlamıştı.

Kafasını iki yana sallayıp kolundaki saatte baktı. Neredeyse 10'a geliyordu. "Ben artık kalkayım. Anca giderim eve." dedi ve yataktan kalktı.

Sıddık elindeki kutuyu yatağa bırakıp Kemal'in önünde durdu ve başını kaldırdı. Kemal hâlâ çok uzundu!

"Otursaydın biraz daha İstanbul'u konuşurduk." dediğinde Kemal terlerin biriktiğini hissettiği alnını tişörtünün ucuyla sildi. "Yok kalkayım ben en iyisi." dedi ve odanın dışına çıktı.

Sıddık "Babaa! Kemal kalkıyormuş." dediğinde Kemal'i aniden öksürük krizi tutmuştu. Kalkıyormuş... Emin hoca salondan çıkıp önde Sıddık arkasında eli ayağına dolaşmış gibi yürüyen Kemal'e baktı. "Oğlum bu gece yatıya kalsaydın keşke." dediğinde Sıddık'ın annesi ismini bugün öğrenmişti; Aygül. "Evet, hem baksana hep terlemişsin montun da yoktu burada geceler çok soğuk olur. Hastalanma oğlum annengilde yok mazallah üşütürsün bakan kimse olmaz." dediğinde Kemal'in kalbi ısınmıştı bu cümleler karşısında itiraz etmek için ağzını açtığında Sıddık arkasına dönüp göğsünden ittirerek geri odasına sürükledi. "Evimde yatıya kalan ilk arkadaşımsın." dedi.

Düşmemek için arkasına dönüp tıpış tıpış odaya geri döndüler. Sıddık heyecanla kapıyı kapatıp Kemal'in önüne geçti. Her zaman bir arkadaşının yatıya kalmasını isterdi ama hiç olmamıştı. Lisedeki arkadaşlarıyla Eskişehirde olduğu gibi fazla samimi olamamıştı. "Sen benim yatağımda yatarsın bende yerde yatarım." diye kendi kendine plan yaparak dolabına ilerledi ve içinden yorgan ve yastık çıkardı.

Kemal odanın kapısına yaslanıp ellerini ceplerine soktu. İlk defa Sıddık'ın bir şeyinde ilki olmasının gururunu yaşıyordu. Belki çok klasik bir şeydi ama bu onu inanılmaz gururlandırmış ve heyecanlandırmıştı.

Sıddık yere bir yorgan serdiğinde Kemal yaslandığı kapıdan ayrıldı. "Sıddık sen yatakta yat. Yerinden etmeyeyim şimdi seni." dediğinde Sıddık omzunun üstünden kendisine doğru ilerleyen misafirine baktı. "Bir şey olmaz." Yorganı halının üzerine serip üstüne yastığı koyarken sesli düşünüyordu. Heyecanlıydı. "Sana pijama vermek isterdim ama ne babamınki ne de benimkiler olur sana. Maşallah deve gibi boy var." Bir tane daha yorgan lazımdı. Arkasına döndü ve Kemal'e yatağı gösterdi. "Sen otur yatağa geç ben de annemden bir tane daha yorgan istiyeyim." dedi.

Yarım saat boyunca Sıddık etrafta hızlı hızlı ilerliyor. Her şeyi tamamen ayarlamaya çalışıyordu. En sonunda her şey istediği gibi olduktan sonra Kemal'in yatağa yerleşip rahat olup olmadığını tam altı kez sormuştu. Kemal bu hallerini ilk defa görmenin şaşkınlığını izliyordu. Genelde ona gıcık tarafını gösterdiği için gerçekten şaşırmıştı.

Sıddık odanın ışığını da kapatıp en son hazırladığı yatağa geçti. Her şeyi o kadar hızlı ayarlamıştı ki Kemal'e hiçbir şey için itiraz hakkı tanımamıştı. Kemal karanlığı fırsat bilip burnunu yastığa bastırdı ve derin bir nefes çekti ciğerlerine. Gözünü kapattığında gözünün önüne deminki halleri geldi. Kendisine göre çok küçük kalan aşık olduğu çocuğu koştururken hemde kendisi için koştururken ki halleri...

"Kemal diğerleri nasıllar?" Sıddık yastığın altından elini koymuş uzun saçlarının yastığa dökülmesini sağlamıştı.

Kemal hayal dünyasından sıyrılıp gözlerinş açtı. "Hı?"

"Sınıftakiler işte. Hiçbiriyle görüşemiyorum."

Kemal "İyiler işte çoğu üniversiteye yerleşti. Hatta Sadık ile aynı bölümdeyiz. Haftaya gelecek ama o."

"Sadık... İyiymiş." dedi. Pek sevdiği biri değildi. 

Kemal sırt üstü yatakta dönünce Sıddık'ta onun gibi döndü. Sokaktan gelen ışık tavanı aydınlatıyordu. İkisine de sessizlik çökmüştü. Sıddık,Kemal'in biraz İstanbul'dan bahsetmesini istiyordu ama Kemal bir şekilde konuyu kapatıyordu.

"Şevval vardı. O ne yaptı?"

"Bilmiyorum."

"Anladım."

Konuşulacak çok şey vardı ama yeri değildi. İkisi de şu anki yabancılığı atlatmaya çalışıyordu.

Sıddık derin bir nefes alıp uzandığı yerden kalktı. "Saat daha on buçuk uykum yok benim. Film izleyelim?" diye sorarcasına Kemal'e baktı. Kemal tek kişilik uzandığı yatakta dikleşip başını salladı. "Olur bana uyar."

DİNCİ'NİN OĞLU -GAY | TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin