yerim sizi oyyy yeni bölüm mü okuyonuz siz
okuduktan sonra isterseniz buraya isterseniz dm'den isterseniz panodan bölüm hakkında konuşalım. AMA MUHAKKAK BİR YERDE KONUŞALIM
Ağlamasını durduramıyordu.
Elini ağzına kapatmıştı. Susturamıyordu kendini. Hem sinirleniyor hem de ağlıyordu. Susmak zorundaydı ya da değildi ama kendisini susmaya zorluyordu.
Gecenin karanlığında öylece bir apartman duvarına yaslanmış yere oturmuştu. Bacaklarını kendine çekip dizine alnını yasladı.
Küçükken annesi şehir dışına çıkar haftalarca gelmezdi. Aynı bugün ki gibi canı yanardı.
Burnunu çekti birkaç kere. Elinin tersiyle göz yaşlarını silip oturduğu yerden kalktı Kemal. Omuzlarını dikleştirdi güç topalrcasına.
Hem çok canı yanıyor hem de kafası aşırı karışıktı. En önemlisi canı niçin bu kadar yanıyordu. Sarhoş olduğunda aklına neden Sıddık geliyordu mesela.
Biseksüeldi. Bunu zaten biliyordu ama Sıddık'tan hoşlanıyor olma ihtimalini bile kendisine yediremiyordu.
Sıddık'tı o! Dinine bağlıydı bir kere.
Sokakta adımlarını yavaş yavaş hızlandırdı ardından koşmaya başladı. Sanki koştukça kafasında dönen düşünceler yok olacaktı. Tüm dikkatini yorulan bedenine ve nefesine vermeye çalıştı ama olmuyordu.
Elleri geliyordu aklına. Parmaklarının sıcaklığı, gülümseyişi, kollarını beline sarışı, ellerini sırtına koyuşu, kafasını göğsüne yaslaması... en önemlisi kokusu. Kokusunu duymuştu.
Ailesi vardı. Mutlu bir aile tablosu vardı,dışarıdan bakılınca. Kemal de o bile yoktu. Mutsuz ve paramparça bir ailenin tek çocuğuydu. Belki bir abisi olsaydı. Abisiyle vakit geçirirdi. Dağınık bir ailede yanına oturup sohbet edebileceği biri olurdu.
Annesi ve babası çalışıyordu. Durumları gayet iyiydi ama annesi ve babası sırf evde daha az vakir geçirebilmek için fazla fazla çalışıyordu. Babası defalarca annesini aldatmıştı. Belki de annesi de yapmıştı bunu. Bilmiyordu.
Evlerinin önüne gelince son kez yüzünü elleriyle temizledi. Cebindeki anahtarla kapıyı açtı ve salonun yanan ışığına baktı kısaca hemen ardından odasına geçti.
Televizyon sesi, mutfakta yemek yiyen babasının tabağına çarpan çatal sesi vardı sadece evde. Annesi muhtemelen oturma odasında oturuyordu.
Yatağının üzerindeki bilgisayarını açıp Eskişehir'deki üniversitelere bakınmaya başladı.
Sıddık'ın yanına gidecekti. Ellerini tekrar tutması gerekiyordu. Sinir olan yüzünü görmeden yapamaz gibi hissediyordu.
Lisenin bitmesine az kalmıştı.
Kesinlikle aşık değildi. Sadece hayranlıktı bu duygu. Evet, buydu işte. Hayrandı ona. Ona ve ailesine. Başka açıklanması olamazdı.
Böyle dışarıdan küçük ve dinine bağlı bir insana aşık olamazdı. Hem Sıddık'ı izlemek onu huzurlu hissettirirdi. Bunun sebebi onun saf mutluluğuydu. Hiç zor bir yaşamdan geçmemişti ki! Babası ve annesi kapı gibi arkasındaydı.
Tanrısı bile vardı amınakoyayim.
YENİ KİTAP YAYIMLADIM KOŞUNN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİNCİ'NİN OĞLU -GAY | TAMAMLANDI
Novela JuvenilKemal: Almancadan 100 almışsın Sıddık: ?? Sıddık: Sorun mu var keMAL Kemal: Evet sorun var Ebu sıddık Kemal: Babandan alıyorsun soruları tüm derslerden geçiyorsun Kemal: Hak mı adalet mi lan bu