iyi okumalar aşklar
Zaman çok yavaş geçiyor derler askerde. Ama alaz varken benim için çok hızlı geçiyordu. Her gün onu görmek benim mutlu olmama yetiyordu. Buraya geleli 4 ay olmuştu. Son 2 ayım kalmıştı buradan gitmek için.
Alazın davranışları günden güne daha samimi oluyordu bana karşı. Yemek yiyip yemediğimi soruyordu bazen, bazen de bazı temaslarda bulunabiliyordu. Eskisinden çok gösteriyordu bana gülüşlerini. Her güldüğünde kitlenmeme neden oluyordu.
Yemekhanedeki işlerimi bitirip kantine bir şeyler almaya gittim. Sırtım suğan doğramaktan ağrıyordu. Soğan ve patatesten başka bir iş verselerdi bana bu kadar sızlamazdı belki de sırtım emindim.
Kantine girdiğimde çok samimi olmadığım kişiler vardı sadece. Herkes görev yerindeydi kesin. Soğuk bir şeyler alıp hızlıca içmeye başladım. Sonbaharda olmamıza rağmen hava hala çok sıcaktı. Yan masalarda konuşanları dinliyordum çaktırmadan. Ne yapayım? canım sıkılıyordu. Tek eğlence burada bu vardı sadece.
Alazın ismi çıktı ağızlarında. İsmi duyar duymaz gözlerim büyüdü. İşimi bitirdikten sonra beni odasına çağırmıştı. Ananı sanıl unuturum ya. Elimdeki şişeyi çöpe atarak hızlıca alaz komutanın odasına doğru yürüdüm. Kapıyı tıklayıp sesini duyduktan sonra içeri girdim.
''Beni çağırmıştınız komutanım.''
''Gel eren.'' morali düşük gibiydi. Genelde beni görünce gülümserdi tek olduğumuzda. Ama bu sefer dokunsan patlayacak bomba gibi duruyordu.
''Şu evrakları sıralamama yardım et.''
''Emredersiniz.'' önündeki koltuklardan birine oturdum. Yine başlıyorduk bu işe. Geçen bu evrak işi yüzünden çarşıya çıkmayıp alaza yardım etmiştim. İşimiz bitince zaten çoktan akşam olmuştu.
''Yarın çarşı izni var. Tek mi çıkacaksın?'' bu sefer sakindi. Anladığımı anlamış gibi yumuşatmıştı kendini.
''Evet, komutanım. Diğerlerinin işi var.''
''İyi benimle gel o zaman ben gezdireyim seni. Geçen benim yüzümden çıkamadın çarşıya onun özrü olarak düşün.'' gülümsedim. Hayvan gibi 'tabi gelirim' diye bağırmamak için sakin kalmaya çalıştım.
''İşiniz yok mu komutanım.''
''Olsaydı zaten seni gezdireyim demezdim.'' kafamı salladım. Sesinde bir gariplik vardı. Çözemiyordum. Bir şey vardı ama bunu soracak cesaretim yoktu. İşimi yapmaya devam ettim.
Bitirdiğimizde yemek saatinin geldiğini fark edip aşağı indik. Yemeğimi almak için sıraya geçtiğimde bizimkilerin çoktan almış, masalara oturduğunu gördüm. Yemeğimi alıp onların yanına geçtim oyalanmadan.
''Yüzünü gören cennetlik be eren.'' denize baktığımda hayvan gibi sırıttığını gördüğümde hafif tebessüm edip önüme döndüm. Alaza durmadan yalakalık yapıyordu ve bu benim gram hoşuma gitmiyordu.
Koğuşa girip çok beklemeden yatağa uzandım. Her zamanki gibi yorgunluktan her yerim sızlıyordu. Bu aralar düzgünce yemek yemediğim için zayıflamıştım da. Herkes daha uyanıkken, ben yorgunluktan uyuya kaldım.
Saçımı okşayan ellerle gözlerimi araladım. Yeşil gözlerle karşılaştığımda gülümsedim. Bana doğru eğilip dudağıma küçük bir öpücük kondurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kara Kalp BxB
Teen Fictionsevgiye aç biri olmak benim suçum değildi ama kalpsiz bir komutana aşık olmak benim suçumdu. bxb Kurgudur.