3. Bölüm

3.6K 130 6
                                    


         Buraya gelmemin üstünden tam 2 hafta geçmişti. Her şey aynıydı ve aynı şekilde devam ediyordu. Bahçeye çıkmış çimlerin üstüne oturup sohbet ediyorduk. Çağtay yere uzanmış diğerleri ise yan yana olacak şekilde dizilmişlerdi. İşleri bitirmiştik çoktan.

''Ne zaman bitecek bu askerlik ya ben şimdiden sıkıldım.''  Ömer in sesi ile ona dönüp gülümsedim sadece.

''Daha çok beklersin.'' çağtay ın oflayarak söylediği cümle beni daha çok gülümsetti. Yarın çarşı iznimizi kullanacaktık buraları çok iyi bilmesem de yine de verilen süre ile gezecektim. Herkesin yapacak işi vardı yarın ve benimle gezecek kimsenin olmaması sinir bozucuydu.

Bir süre daha takıldıktan havanın karadığını fark edip içeri yemek yemeğe girdik. Etrafa bakındığımda astsubayı görememiştim ya geçen gün ki  gibi işi vardı yada aç değildi. Yemeklerimizi yiyip koğuşa yürüdük. Üstümü değiştirip rahat bir şeyler giydim. Zamanın çoğu zaten yemek sırasında veya yemek yerken gidiyordu.

Dişlerimi fırçalamak için koğuştan çıktım. İşimi halledip geri geldiğimde çağtay ve kadir çoktan uyumuştu. Çok oyalanmadan yatağa geçtim. Şimdi evde olsaydım telefonla sabahlardım sonra sabahladım diye poyrazın azarlarını yerdim. Herkesi çok özledim ama burayı da çok sevdim.

Sabah uyandığımda ne zaman uyuduğumu anlamadım. Hızlıca üstüme düzgün şeyler giyip çağtayların yanına gittim. İzin işlerini halledip  askeriyeden çıktık. Neydi bu? Özgürlüğün sesi ve huzuruydu galiba.

Onlar beni düzgün bir yere bırakacak sonra herkes işlerine döneceklerdi. Dedikleri gibi beni bırakmışlardı ve bıraktıkları yer harikaydı. Bursa da ki kapalı çarşının içi beni kendine hayran bırakırken mağzalara girip çıkıyordum. Bir şey almak için değil sadece bakıp görmek için dolaşıyordum her yeri. Tarihi yerleri her zaman çok sevmiştim. 

Askeriyeye dönmem gerektiğimi fark ettim.  Biraz ara caddelere girdim ve çıktım. Bursa gerçekten çok güzel bir yerdi. Karşımda bir mekana giren kişiyi görünce afallayıp duraksadım. Astsubay da buradaydı ama beni görmedi. Çoktan mekana girmişti. Bir süre çıkmasını bekledim ama çıkmamıştı. Mekanı incelediğimde bir kafe ve bar tarzında farklı bir yerdi. İçeriden bir sürü kadının çıkması hoşuma gitmese de beklemeye devam ettim.

Astsubay hala içeriden çıkmamıştı. Yaklaşık 20 dakikadır bekliyordum ama ondan başka herkes çıkmıştı. Dayanamayıp içeriye doğru girdim. Kapıda koruma yoktu buda işime gelmişti tabi. İçeri girmemle bana doğru hızlı adımlarla gelen alazı gördüm. Beni görmesiyle şaşırmış sorgularcasına bana baktı.

''Komutanım sizde mi burdaydınız?'' yok canım burada olduğunu bilmiyordum ben. 

''Senin ne işin var burada?'' konuşurken arkasına bakıp durduğu için arkasına baktım bende. Arkasından  sesler oldukça sinirli ve sakin olmayan tiplere ait  gibiydi.

Kolumdan tutup çıkışa doğru yürümeye başladı. Kimden?,  Neyden?  kaçıyorduk bilmiyorum ama eğlenceliydi. Çıkışa gelmeden başka bir kapıya yönelip içeri benimle birlikte girdi ve ardından kapıyı kapatıp yaslandı.

''Komutanım bir sorun mu var?'' sinirden koyulaşmış gözleri gözlerime değdi. Neydi onu bu kadar sinirlendiren ve kaçmasına sebep olan?

''Bana dışarıdayken komutanım deme.''

''tamam komutanım.'' ağız alışkanlığı. Sinirle kalkıp inen göğüsü ve yumruk yaptığı elleri beni sanki susmam için uyarırken arkamdaki kolilere yaslandım. Girdiğimiz oda oldukça dardı ve  depo oldu belliydi. Saate baktığımda 17.39 olduğunu fark ettim. Askeriyeye geri dönmem gerekiyordu. 

Kara Kalp  BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin