Papatya 2

4.3K 114 24
                                    

  PAPATYA VE KELEBEĞİN HİKAYESİ


Günlerden bir gün güzelliği ile göz kamaştıran bir kelebek kozasından çıkmış ve üç günlük ömrünü yaşamak için dağlara doğru yol almış. Kelebeğin kendine hayran bırakan kanatları ve eşsiz desenleri gittiği her yere onunla birlikte ulaşmış ve doğaya karışmış. Kelebek dağlardan kırlara doğru uçup konarken papatya da onu seyre dalmış. Kelebek bir anda papatyanın dikkatini çekmeye ve ilgi alanına girmeye  başlamış. Artık kelebek dağlarda değil papatyanın etrafında dönüp duruyormuş.

 Birlikte üç gün geçiren papatya ve kelebek için ayrılma zamanı gelmiş çatmış. Beraber onca zaman geçiren papatya ve kelebek bir türlü gerçek duygularını birbirine anlatamamış ve son ana kadar beklemişler. Durumu kötüleşen kelebek daha fazla dayanamayarak duygularını açık edip vedalaşmaya karar vermiş ve sevgi sözcükleri bir bir ağzından dökülmeye başlamış. Durum karşısında şaşkınlık geçiren papatya veda sözcüklerine anlam verememiş. Kelebek ise son anda 3 günlük ömrü olduğunu ve bugünün son olduğunu söylemiş. Kelebek için son nefesler sayılmaya başladığında ise papatyaya; "Seni ... seni seviyorum" diyebilmiş. Üzüntüsünü ve şaşkınlığını gizleyemeyen papatyanın tek sözü ise "bende" olmuş.

Kelebeğin yaşamının son bulması ile birlikte papatya artık eski canlılığını ve neşesini koruyamaz hale gelmiş .Sürekli kelebeği ve son sözcüklerini düşünen papatya, belli bir süre sonra cansız ve üzgün bir hal almış. Zamanla kuruyan papatyanın her bir yaprağı tek tek dökülmeye başlamış. Yapraklarını hüzünle döken papatya her düşüşte sadece şu kelimeyi söyleyebilmiş "seviyormuş".


Papatya sabah omzundaki ağrıyla uyanırken içinden bir kez daha lanet edip hazırlanmaya başladı bir keresinde geç uyandığı için büyükhanımdan abartılı bir şekilde azar yemişti sadece geç kalkmış olması bile yetmişti Nujin hanımdan azar işitmesi için gerçi geç kalkmak büyükhanım için sadece bahaneydi ağrıyan omuzunun acısıyla gözlerini kapattı acısı dinecek gibi değildi dikkatlice hazırlandı işlerini bitirir bitirmez doktora gidecekti tabi öncesinde Raşit ağadan izin alamsı gerekiyordu tüm sakinliğiyle odadan çıkıp mutfağa doğru yürümeye başladı içeri girdiğinde annesi ve Ayşen kahvaltıyı hazırlıyorlardı Ayşen de tıpkı büyükhanım gibi Papatya ve annesinden hoşlanmazdı bulduğu her fırsatta laf sokmaya çalışırdı yine zehrini saçmaya hazırdı 

''Bugün Selim ağam ile karısı Zulal gelin geliyorlar Barlas ağamda bugün şirkete gitmeyecekmiş Raşit ağam bir iş için gitti oğluyla gelini gelmeden işlerinizi çabuk halledin de ayak altından çekilin büyük hanımı sinirlendirmeyin zaten pek te bir şey yaptığınız yok''

Ayşen'in bu saçma sözlerine anlam veremedi Papatya ne demek iş yapmıyoruz asıl işini düzgün yapmayan Ayşen'in kendisiyken 

''Ayşen abla pek iş yapmıyorsunuz derken ne demek istedin açık olur musun lütfen? Bildiğim kadarıyla yemek işine annem alışveriş  temizlik ve bahçe  işine ben bakıyorum sen ne yapıyorsun arada bir getir götür işi ha birde kapı dinleyip büyük hanıma laf taşıyorsun söylesen bu yalakalığın karşısında büyük hanım sana veriyor?''

işte şimdi kızılca kıyamet kopacaktı mutfakta Fatma kızının düşük çenesi yüzünden bir gün başına bela alacağını biliyordu Ayşen birden Papatyanın üstüne yürüyüp kızın saçlarına yapışmıştı 

''az önce ne dedin sen bir daha söyle yalaka öyle mi? Ben yalakaymışım öyle mi? senin dilin iyice uzadı bak bakalım sana ne yapıyorum saygı edep kalmamış sende''

Hizmetçi (Papatya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin