Papatya 27

1K 27 3
                                    

"Sevmeyene karınca yük, sevene filler karınca; dağı bile taşır insan aşık olup, inanınca." 

çok değil bir kaç yıl önce yabancı bir adamın sözüne inanarak annesi ve abisiyle gelmişti bu şehre ilk başlarda zorlanmıştı aylar geçtikçe alışacaktı yaşadığı yere aldığı paranın çok azını kendisine alır gerisini bir kenara koyardı olurda bir şey olursa diye önceden çalıştığı yerde kazandığı paranın çok azını saklar geri kalanını babasına verirdi abisine de aynısını yapmasını tembih etmişti böylelikle babaları aradaki farkı anlamamıştı tarlada çalıştığı zamanlardaki biriktirdiği para abisinin tedavi masraflarına yetmiyordu annesinin kendi annesinde yadigar iki bileziğini de babaları alıp satmış parasını da yemiş eve tek bir çöp dahi almamıştı bari kirayı ödeyelim deyip ellerindeki son kalan paranın bir kısmını ev sahibine vermişlerdi bilerek yarısını vermişti eğer hepsini verseydi günlerce belki aylarca aç kalacaklardı neyse ki bir hafta sonra tarlada birlikte çalıştığı bir kız ona bir fabrikadan bahsetmişti maaşı da iyiydi 

sevinmişti azda olsa abisinin tedavi masraflarına katkıda bulunacak kira ve yemek işini halledecek ana oğul kız kardeş gül gibi yaşayıp gidecekti ama bu hevesi yarıda kalmıştı çalıştığı fabrikada bir ustabaşı alenen tacizde bulunmuştu ne kadar şikayetçi olsa da taciz ettiğini söylese de ustabaşı işin içinden sıyrılıp üstüne birde iftira atıp kızı işinden etmişti mazlumun ahı kalır mı kalmazdı elbet bir gün sorulacaktı hesabı 

İbrahimoğlu konağında kira derdi yoktu ama yaptığı işi küçümseyen beğenmeyip tekrar tekrar yaptıran bazen iğneleyici aşağılayıcı sözlerle annesini ağlatan bir Nurjin hanın vardı Papatya bu kadının kibirinden oldukça nefret ederdi birde Ali ve Dilan olayı patlak verince Nurjin hanım daha fazla üzerlerine gitmişti o üzerlerine gittikçe Papatya daha çok nefret ediyordu o konakta durma sebebi Dilan ve Zulal'in dostluğudu daha çok Zulal ile çünkü hikayeleri birebir benzerdi Zulal fakir bir ailenin kzıydı ve zar zor geçiniyorlardı Selimle kaçınça köyde adı çıkmasın diye evlendirmişlerdi 

...

ilk uyanan Papatya olmuştu sessizce doğrulup yanında uyuyan adama hayranlıkla baktı biraz daha yaklaştı adamın yanına elini hafifçe yüzünde gezdirdi biraz daha yaklaşarak 

''çiçeğin seni çok ama çok seviyor ve söz veriyor kalbi bir tek senin için atacak'' diyerek dudağına öpücük kondurup yataktan kalktı yanın başındaki komidinin üstünde duran geceliği giydi son kez yatağa baktığında yatakta ki kanı görünce karamsırlıkla iç geçirdi çarşafı evdeki çalışanlardan birine verecekti oda ya Kevser hanıma yada Reyhan hanıma verecekti İbrahimoğlu konağında bunu görmüştü ve başka yerlede böyle yapıldığını duymuştu yada direk iki hanımdan biri gelir çarşafı ister diye düşündü

banyoya girdiği an sanki büyülenmişcesine etrafına baktı çık şık ve havalı bir banyoydu krem rengi duvarı yerdeki işlemeli zeminiyle harika görünüyordu duşa kabine girip su ayarını yaptıktan sonra dışarı çıktığında Kartal ağa yarı çıplak şeklide karşısında duruyordu 

''neden tüm romantizmi bozup kaçtın''?

''ağam ben-

'şşştt'' diyerek işaret parmağını Papatya'nın dudağına götürüp geri çekti hadi sen duşunu al sonra ben girerim sonrada kahvaltıya ineriz''

''tamam aşkım''

''senin aşkım diyen bal diline kurban olurum yavrum'' 

Kartal banyodan çıkacakken dönüp 

'' soldaki büyük dolabın çekmecesinde de sana özel bir kaç şey var'' diyerek çıkmıştı Papatya solda duran siyah dolabın çekmecesini açtığında içinden duş jeli losyon ve bakım kremi ve yüz temizleme jeli çıkmıştı bunlar Papatyanın önceden kullandığı şeylerdi özellikle çilek kokusuna ayrı bir zaafı olduğunda ne zaman bir krem yada Parfüm alsa çilek kokusu olmasına dikkat ederdi duş jelini alıp çekmeceyi kapattıktan sonra duşa kabine girip üstünü çıkardı bir kaç dakika sonra çıkıp askılıkta duran bornozlardan birini giyerek dışarı çıktı 

Hizmetçi (Papatya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin