papatya 11

1.6K 34 3
                                    


Babil ülkesinin en güzel kızı Thisbe ve en yakışıklı erkeği Pyramustur. Evlerini sadece bir duvar ayıracak kadar birbirlerine yakındılar. Çocuklukları birlikte geçmiş ve zamanla aralarındaki bağ aşka dönüşmüştür fakat aileleri bu ilişkiye hiç bir zaman izin vermemiştir. Bir akşam Pyramus'un yaptığı plan ile kaçmaya karar verirler. Bir dut ağacının altında buluşmaya karar verirler, ertesi gece Thisbe sessizce evden ayrılarak dut ağacının altına gider ve beklemeye başlar, Pyramus bir türlü gelmez, tam o sırada bir aslanın yaklaşmakta olduğunu görür ve kaçarak bir mağaraya saklanır. Kaçarken üzerinden şalını düşürmüş ve aslan da onun üzerinden geçerken kan bulaştırmıştır. Bir süre sonra gelen Pyramus sevgilisini aslanın yediğini düşünerek elindeki kılıcını kendisine saplar ve göğsünden fışkıran kanlar dut ağacına yayılır ve olduğu yere yığılır kalır. Mağaradan çıkıp ağacın altına gelen Thisbe, sevdiği adamı kanlar içinde görünce kılıcı alarak göğsüne batırır ve orada can verir. Bütün bu yaşananlara şahit olan tanrılar, Pyramus'un kanını dut meyvesine, Thisbe'nin gözyaşlarını da dut ağacının yapraklarına verirler.
Şöyle de ilginç bir olay var ki; kara dut lekesini sadece dutun yaprağı ile silerek çıkartabilirsiniz.


herşey bir anda oluvermişti daha bı sabah ona hakaret eden adam akşam canını yakmayacağını söylemiş üstelik onu öpmüştü aklından neler geçiyordu kim bilir Papatya bir yandan bunları düşünürken elini boynuna götürmüştü Barlasın öptüğü yere dokunmuştu yüzünde hafif bir gülümseme belirdi ne yaptığının farkında değildi elindeki sargının dokusu tenine temas edince anlamıştı ne yaptığını tüm gece akşam olanları düşünürek uykuya dalmıştı 

...

gün daha yeni aydınlanmıştı yine ilk kalkan her zaman ki gibi Papatya olmuştu bugün abisi ve Dilan konaktan ayrılacaktı Selim ve Zulal dün bir kaç günlüğüne gitmişti Rojin hanımda ceza olarak köyüne gönderilmişti yani genç kız koca konakta yalnızdı aslında yalnız sayılmazdı Raziye hanım ve kuzeni Aysema oradaydı Raziye ile muattap olamk istemezdi Aysema keşke konuşsaydı diye düşündü yada okuma yazması olsaydı o zaman bir şekilde anlaşırlardı kendiside üniversite sınavlarına hazırlanıyordu gerçi kocası geçen ki akşam yemeğinde bu işe karşı çıkmıştı ama Papatya önüne engel koymaya çalışanları alt edebilecek enerjiye sahipti değil Barlas Mardin'in tüm ağaları dese Papatya okumayacak ona işlemezdi o ne bir ağa kızıydı ne de bu topraklarda doğup büyümüstü doğduğu yer Eskişehirdi annesi ve babası çalışmak Mardin'e geldiğinde temelli kalmışlardı 

mutfağa girip çay suyunu ocağa koydu su yavaş yavaş  kaynarken mutfağa yeni gelen Aysema'ya çay kaynadığında bana haber verir misin demişti Aysema dudak okuyabildiği için Papatyanın ne dediğini anlamış evet anlamında kafasını sallamıştı 

Genç kız terasa çıkmış tüm şehri izliyordu hayatını sorguya çekiyor cevabını bulamıyordu tam düşüncelere dalmışken Raşit dedenin sesiyle kendine geldi yanında iki adamla birlikte merdivenlerden terasa doğru çıkıyordu Papatya üstünü düzeltip karşıda ngelen ağa dedenin elini öpüp kenara çekilmişti o sırada Barlas arakadan belirmiş oda Papatya gibi dedesinin elini öpmüştü Papatya izin isteyip yanından gidecekken Barlas çaktırmadan kızın kulağına ''odama gelir misin Papatya demişti'' sesinde öfke yada aşağılama yoktu aksine oldukça nazik bir şekilde söylemişti Papatya sadece ''tamam'' diyerek aşağıya inmişti merak ediyordu acaba yine hangi hakareti edecek hizmetçi olmasını bu sefer yüzüne nasıl vuracaktı mutfağa gidip Aysemanın kendisine haber vermesini beklemden daha yeni kaynayan  suyla çayı demlemişti 

''sana söylemek istediğim şey Papatya şey bak tamam kabul sana başlarda çok kötü davrandım ama inan bana kötü biri değilim sana itiraf etmem gereken bir şey var şey ben senden hoşlanıyorum'' aynanın karşısında durmuş kollarını masaya yaslamış replikerini ezberliyordu 

Hizmetçi (Papatya)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin