"Günaydın kahvaltını getirdim çok iyi yemelisin iyileşmen..." nana gözleri kızaran ve şişmiş olan bu yakışıklı adama baktı, çok acı çekip belli etmeme çabası nana'yı içten içe daha çok üzüyordu ve o da belli etmemeye uğraşıyordu böyle bir şefkat yarışında nana ailesinin aslında kim olduğunu hissedebiliyordu tsu onun tek ailesi idi şuan öleceğini bilen bir insan için bu çok değerli bir histi "kevin aradı gelmek" nana bağırdı "ona musait olmadığımı söyle" tsu anlam veremiyordu en sevdiği kişiyi böyle bir anda görmek istememesi nana'ya özgü bir şeydi."Evet orası tamam çok iyi harika tamam bilgileri mesaj atabilirsin" tsu telefonda konuşan nanayı dikkatle izliyordu işleri ertelemiş teslimatları askıya almıştı avukatını aramış odada gizli bir görüşme yapmıştı ayrıca eve sürekli alışveriş kutuları geliyordu nana vaktini bunları açıp denemekle harcıyordu "yakıştı mı neden öyle bakıyorsun tsu neredeyse etkileneceğim" zoraki kahkahaları odasını inletiyordu "neye daldın az önce ne yaptım bil bakalim gidiyoruz ikimiz çok ama çok güzel yerlere tatil yapacağız yiyip içip gezece..." tsu lafını kesti "kevin ile konuşmayacak mısın ? gerçekten" nana başını eğdi kızdı "kevin kevin kevin neden sürekli ağzında" nana'nın gözyaşları istemsizce süzülüyordu tsu'nun kalbi paramparça oldu "özür dilerim" nana tsu'nun elini tuttu "son günlerimi sadece seninle geçirmek istiyorum bu zavallı hallerimi bilen kevin gibi olan seninle, gerçek kevin'in karşısına böyle çıkamam bu çaresiz yönümü ona gösteremem onu kendime bağlayıp benden sonra mutsuz olmasını sağlayamam gidelim lütfen tsu sen benim kevin'im ol gidelim lütfen" nana'nın gözyaşları tsu'nun göğsünden süzülüyordu onunkiler ise nana'nın saçlarına düşmüştü başkalarını seven bu iki kalp büyük bir gürültü ile kısa yaşamın hüznü ile atıyordu tsu sessiz boğuk bir sesle "peki" dedi.
"Ah gözlüğümü aldın mı" tsu gülümsedi "kafanda ya" nana tatlı bir ifade ile "aoyy unutmuşum heyecandan" tsuya yaklaşıp bir öpücük kondurdu arabaya bindiklerinde tsudan arka koltukta oturmasını istemiş kendisi ise tsu'nun kucağında oturup ona sıkıca sarılmıştı nana tsu'yu öpüyor sımsıkı sarılıp kendisini onun omuzlarına bastırıyordu sıcacık hissediyor bu sıcaklıkta onu hiç sevmeyen babasını, ve bulur bulmaz ayrılmak zorunda kaldığı kevin'i arıyordu tsu onun için bunları karşılayan tek insandı , tsu ise nana'nın bu haraketlerine yabancı değildi saçlarını şefkatle okşuyor sessiz sedasız ona kalbindeki bütün sevgiyi akıtıyordu birden aklına dün kevin ile olan buluşması geldi.
"Demek tatile gidiyorsunuz bana her gün fotoğraf attıgın için teşekkur ederim" kevin tsu'nun gözlerinin içine bakıyordu bu üzgün adamı nana'dan sonra kendisi teselli edecekti, kararlıydı onu kazanmaya çalışacaktı ayrıca kendisi biseksüeldi tsu'ya bakmaktan hoşlanıyordu kendisini çok sevdiği için ona tıpatıp benzeyen bu adama hayranlığı açıklanabilirdi "nana seni seviyor yanlış düşünme diye geldim sadece güç toplamak ve seni" kevin elini kaldırdı "anlıyorum çok iyi anlıyorum lütfen onu çok mutlu et ben yanınızdayım özellikle sen tsu çok acı çekiyorsun beni her zaman arayabilirsin elimden her ne geliyorsa yapmaya hazırım" aniden doğrulup ellerini tsu'nun beline sarmış başını omzuna koymuştu sırtını okşamaya başladı, kevin tuhaf ama mutlu hissediyordu tsu ise kevin'in yalnız kaldığını düşünüp onun için üzülmeye başlamıştı kafasını okşayıp "seni her şeyden haberdar edeceğim fırlatılmış hissetme lütfen" kevin başını kaldırdı, ondan uzun bu adamla neredeyse dudak dudağa gelmişti birden irkildi çok heyecanlanmıştı "teşekk öhm teşekkür ederim" tsu ayrılmak için hamle yapacakken kevin belini daha sıkı kavradı kendine doğru çekip gözlerinin içine baktı "ikiniz kendinize iyi bakın" tsu durumu garipsemiş ama acısı var herhalde diye düşünmüştü.
Yn:garibim tsu'yu da herkes elliyo :)
"Hey uyudun mu geldik" nana gözlerini ovalamış dışarı bakmıştı adalara varmışlardı onlar için hazırlanan eve yerleştiler burası birkaç odalı, havuzu olan ve hemen önünde deniz bulunan bir villa idi üç dört hizmetli etraflarında dönüyordu tsu "bu kadar insana gerek var mıydı cidden?." Nana güldü gülüşü ışıl ışıldı tsu'nun boynuna atıldı "ne o başbaşa mı kalmak isterdin" tsu anlamıyordu nana anlamsız davranıyordu her zaman böyleydi fakat bu kez farklıydı daha yakın daha cüretkar davranıyordu, belkide bu son günlerinde ondan başka kimse kalmadığı içindi tsu mutlu oldu acı bir mutluluktu bu ama kaderin önüne geçemezlerdi bu anı bozmak istemiyordu biraz da olsa mutlu yaşamak haklarıydı.
"Nereye gidiyorsun birlikte uyuyalım" tsu irkildi daha önce arabada veya bir şeyleri beklerken onun kucağında kestiren nana bu kez onu yatağa davet etmişti sarılıp uyuyabilecekler miydi tsu kendine geldi korkunç düşünceleri için kendini suçladı ve ona daha önce sarhoşken yaptıklarını hatırladı bunları nana'ya söylemeliydi döndüklerinde söylemeye karar verdi nana'ya yaklaştı "senden alkol kokusu alıyorum nana ne yaptın sen?." Nana uyuşuk bir sesle "kevin gel buraya beni bırakma" tsu artık emindi kendisi personeli gönderirken nana gizlice içmiş olmalıydı tsu bir anda nana'yı kucağında buldu öpmeye çalışıyor çekiştirip duruyordu, boynunu öpüyor mosmor olana kadar emiyordu tsu için buna dayanmak çok zordu sürekli aynı hataya düşüp sarhoş biriyle olmak istemiyordu, nana dudaklarını emmeye başlayınca en azından öpmesine karşılık vermeye karar verdi uzun uzun öpüşüyorlar nana'nın bütün ısrar ve çekiştirmelerine rağmen tsu direniyordu "gerçekten sınırıma ulaştım nana uyu artık" nana tsu'nun göğüslerini emerken başını kaldırıp dudaklarına yapıştı "ama ben seni istiyorum çok istiyorum ölmeden yapalım istiyorum kevin ölmeden yapalım çok istiyorum yapalım" tsu artık dayanamıyordu hasta ve sarhoş birine bunu yapacak mıydı? o an kevini düşündü araları iyiyken onun sevdiği insana bunu yapamazdı, kendisi de seviyordu ama nana'nın sevdiği kişi kevindi ona sadık olmalıydılar buz gibi bir dağ olup nana'nın sakinleşip sızmasını bekledi nana ısırıp öpüyor sürekli onu kışkırtıyordu kucağına oturup cinsel organlarını birbine sürtüyordu coktan elbisesini çıkarmış sadece iç çamaşırı ile kalmıştı tsu'nun incecik şortundan penisini hissediyor durmadan ileri geri hareket ediyordu tsu düşmemesi için onu tutuyor bir yandan da arzulara kapılmamak için aklından sürekli kevin'i geçiriyordu nana çığlık çığlığa rahatlamış en son darmadağın haliyle kendini yatağa atmıştı tatmin olmuş görünüyordu tsu bu şekilde bittiği için hem mutluydu hem sevdiği insana tam anlamıyla sahip olamadığı için üzgündü kalkıp kendi odasına gitti ve öylece uyuya kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Üçgeni (+18)
Romance3 kişilik acı ve mutluluğun hastalıklı çatışmasına girmeye hazır mısınız.? Nana ünlü ve yakışıklı kevin'a hastalıklı bir aşk beslemektedir bu hastalık öylesine derindir ki, gidip ülke ülke ona benzeyen tsu'yu arayıp bulmuştur. Nana'nın hesaba katma...