Kevin avcı gülümsemesini takınarak "Nana artık olanları unutalım beni affet ve sonraki günlerde birbirimizi tanımak için randevuya çıkalım."
Nana duyduklarına inanamiyordu 'randevu dedi ' " Seni affediyorum ama lütfen bundan sonra beni sorgusuz yargılama."
Kevin kendi içinde analizleri yapmıştı bu milyarder kızın zayıf noktası kendisi idi. Bir insanın zayıf noktası olmak insanı daha fazla aç gözlü yapıyordu ,kevin işte tam olarak buydu "nana'yı tamamen kontrol etmek ha hem buna izin veren o değil mi?".
Kevin tatlı gülümsemesi ile konuştu "Bu adam nana için her şeyi yapacak merak etme"
Nana bakakalmıştı yıllardır aradığı, sevdiği o gülümseme buradaydı önceden ,saatlerce ekran başında durup o gülümsemeyi bıkmadan izlediği günlerden kevinle başbaşa yemek yiyip randevuya çıkacakları günlere gelmişti. Tsu'yu kaç milyon defa onun gibi gülmesi için zorlamıştı tanrı biliyordu.
Nana eve girer girmez "Tsuuuuu ben geldim neredesin heeyy." Tsu yaklaştı "Neler oluyor iyi misin ?"
" Melekler kadar iyi. "
Nana tsu'nun etrafında pervane gibi dönüp duruyordu mutluluktan zıplıyor bağırıyor kahkaha atıyordu. Dışarıdan bakan hizmetliler ona deli diyebilirdi ama tsu onun sadece hiç büyümemiş bir kız çocuğu olduğunu görebiliyordu.
"O da beni seviyormuş hissettim dedi kalpler birbirini çeker sonuçta değil mi tsu ?"
Tsu olaylara süpheli yaklaşıyordu elbette ki kıskanıyordu ama durum da şüpheliydi "Neyi hissetmiş bu kadar çabuk mu sevmiş ?. "
"Baykuşlardan betersin."
Ellerini çırparak "Bunları düşünmek zorundayım."
Nana anlatmaya başladı "Tamaam, yarın randevuya çıkacağız ne yapmalıyım ona herşeyi anlattım seni bulup kendime arkadaş yaptığımı filan fazla bir şey sormadı o güne göre çok nazikti bu sevgi değil de nedir ?"
Tsu, soğuk bir şekilde baktı içine şüphe tohumu ekilmişti bile. "O kadar tepki nasıl hemen yumuşar" düşündü " belkide gerçekten sevmiştir onu" nanaya baktı sevilmeyecek gibi değildi güzel , sevimli ve seksi idi her erkek onu isterdi üstelik kevin ortalama denilecek biriydi. Tsu'nun kalbine batan ok biraz daha ilerledi titriyordu acının büyüklüğü omuzlarını eğdi hangisi daha kötü çekilen acı mı yoksa onu belli etmeme çabası mı ? Bilemiyordu.
Nana kendi hikayesine dalmıştı "Beni dinliyor musun ?"
"Evet"
"Gülümsee "
Tsu gülümsedi ama o da ne. ? Yeni fark etmişti nana onunla hiç temasta bulunmadı "onu kaybediyorum" aklını kaçırmak üzereydi temas bağımlısı nana geceden beri ona elini bile sürmemişti "huuh bu garip hissettiriyor" neden böyle oldu tsu kalbi dağlanırcasına sallandı kimse olmasa dizleri üstüne çöküp bağırabilirdi sonra kendini azarladı. "Saçmalık kahretsin çok zayıfım".
"Ben odama gidiyorum ne varsa iptal et yemeği de odamda yiyeceğim."
Nana bugün kendisi ile kalmak geçmişini düşünmek istiyordu kevin, ona fark edilmek için verdiği mücadeleyi hatırlatıyordu "baba babaa sana kılıç yaptım baba baba" legolardan anne babasına hediyeler yapmayı çok seviyordu ama anne babası evde bile, belgeler ve telefonlarla boğuşuyordu fark edilmek için bağırdığında hemen bakıcıya onu almasını işaret ediyorlardı ,nana başını yastığa gömüyor ve nasıl fark edileceğine dair planlar yapıyordu. Kimi zaman merdivenlerden kendini atıyor kimi zaman sadece yemek yemiyordu ama o zamanlar bile sadece sakar veya yaramaz olmakla suçlanıyordu kimse onun sadece ilgi istediğini anlamıyordu.
"Anne neredesin baba beni duyuyor musun ?"
Nana yine de onları sevmekten hiç vazgeçmemişti. Fark edilmek için verdiği her mücadele yeni bir yenilgi getirse de, bazen sadece onları izleyerek sessizce oturmaya çalışıyordu bu bir çocuğun sevilmek için yaptığı fedakarlıklardan biriydi ,o çocuğun büyüyüp ölünceye dek sevilmek için her seyi yapabileceğine dair tohumların ekildiği fedakarlıklardan sadece biriydi.
" Anne sana çiçek kopardım bak anne anne" "ah sağol kızım" annesi çiçeğe bakmadan kenara koymuştu nana baktı en azından burnuna yalancıktan götürmesini bekledi bekledi bekledi annesi nana'yı kenara iterek dışarı çıkmıştı çok önemli bir iş içindi "çok çok önemli " diye düşündü nana odasına koşup çekmecesinden makası almıştı uzandı makası karnında döndürüp duruyordu bastırsa mı bastırmasa mı ? tavana bakıp içinden sürekli bunu geçiriyordu bastırsa mı bastırmasa mı saatler sonra akan kanı hissetti gülümsedi küçük çiziğine pamuk bastırıp uykuya daldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan Üçgeni (+18)
Romansa3 kişilik acı ve mutluluğun hastalıklı çatışmasına girmeye hazır mısınız.? Nana ünlü ve yakışıklı kevin'a hastalıklı bir aşk beslemektedir bu hastalık öylesine derindir ki, gidip ülke ülke ona benzeyen tsu'yu arayıp bulmuştur. Nana'nın hesaba katma...