"Benimle geliyorsun Antalya'ya gidiyoruz."Aral sen şaka mısın? O ne demek? Sen ne zaman istersen oraya mı gitmek zorundayım ben? Böyle emrivaki yapan insanlardan nefret ederim.
"Aral saçmalama dön geri. Haydi ben kabul ettim annemlere ne diyeceğim?" Ellerimi saçlarıma geçirmiştim. Sinirden neredeyse ağlayacaktım.
"Ben o durumu hallettim ufaklık. Ama kabul etmeliyim annen zor bir kadın. Onun konuşmasından bana kalan zaman diliminde ne kadar anlatabildiysem işte ikna ettim." Bak bak bak bir de anneme çok konuşuyor diyor. Sen kimsin ya aptal.
Benim annemle bir tek ben dalga geçebilirim. O da sevdiğimden yani."Sana inanamıyorum. Benim fikrimi ne zaman sormayı düşünüyorsun? Ben gelmek istemiyorum durdur arabayı." Yok artık yani. Bu ne başınabuyrukluk? Annen sana hiç terbiye vermedi mi çocuğum? Ama nerde şimdi gençlik bir başka.
"Çekimleri orada yaparız fena mı olur?" Biraz düşündüm. Ee annem izin verdiyse aslında sorun yoktu. Hatta eğlenebilirdim bile. Yaz gününde Antalya'dan bahsediyoruz.
"Tamam ama üç günden fazla kalmayacağız?"
"Peki peki. Zaten o zamana kadar işlerim biter." Ben hala niye Aral'la geldiğimi bilmiyordum. Buğra' nın haberi var mı onu da bilmiyorum.
"Ne işi bu bu kadar önemli?"sorumu keşke içimden sorsaydım. Şimdi sanane dese ne cevap vereceğim? Alır cevabımı otururum yerime.
"Biraz özel bir soru oldu." eh bu cevap fena sayılmazdı.
Hava gittikçe kararıyordu. Bugün ay hilaldi. Burçlara inanıyorum ve yengeç burcuyum. Ay ne kadar çok görünürse o kadar güçlü olurum. Enerjimi aydan alıyorum yani anlayacağınız. Ve ay zaten bu şekildeyken bir de Antalya çıktı başıma. Camdan bakarken hapşırdım.
"Klimayı kapatır mısın üşüdüm." Aral bana baktı.
"Klima açık değil İlya." Ama soğuk! Ben üşüdüm. Aral önüne dönüp arabayı sürmeye devam etti. Benim aksime onun alnında ter damlaları vardı.
" Aral iyi misin?" Yüzüme bakmıyordu.
" İyiyim. Sadece çok sıcak." İleriye bakıyordu. Gece yolculuk yapmak zordur. Hele ki şehirlerarası ise. Nerede uçurum olduğunu bilemezdiniz. Bu yüzden çok dikkatli olmalıydı. Onu rahatsız etmemeye karar verdim. Ve de uyanık tutmalıydım.
Aral kaset taktı. Teker teker Teoman'ın bütün şarkıları çalıyordu.Arka koltuğa geçip uzandım. Ayaklarımı kendime çektim. Bu şekilde üşümemi biraz hafifletmiştim. Midem bulanınca tekrar oturma pozisyonuna geçtim.
Aral daha çok terlemişti. Ön koltuğa sıçradım. Önüne eğildim.
"Aral yine soruyorum iyi misin?""İyiyim İlya." Tamam be ne kızıyorsun. Sormak da suç. Radyoyu kapadım. Teomanı severim de sürekli aynı kişiyi dinlemek sıkıyor.
"Niye kapattın" dedi Aral. Soru mu tatlım?
"Ben söyleyeceğim." Elime telefonumu aldıp mikrofon gibi ağzıma tuttum. Nil' in şarkısını söylemeye başladım. Oturmaya mı geldik? Bir yolculuk yapıyoruz eğlenelim bari.
İnsan yalnız kalamaz yapamaz ahh
Döner durur yatağında uyuyamaz ahh
Ben seni kaybettim anladım ahh
Gündüzleri gecelere zor bağladım ahh
Hani zaman her şeye ilaçtı yalanmış ahh
Hani aşklar hep gelir geçer ya kalırmış ahh
Rüzgar esti üstüme üstüme üstüme off
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ
HumorMinibüsün camına başımı yasladım. Müziğin sesini açıp şoförün açtığı arabesk şarkıyı bastırmak için özel çaba harcıyordum. Maalesef ki başarılı olduğum pek söylenemezdi. Başımı cama tekrar çevirip dışarıyı izlemeye koyuldum. Nereden bilecektim bu iz...