Bazen geçmişe baktığınızda ne kadar yol aldığınızı anlıyorsunuz. Siz büyüdükçe belalar da büyüyor. Macera büyüyor. Mantığınız büyüyor. Tek bir şey azalıyor, özgürlük.
Elimdeki albümü çekmeceye geri bıraktım. Derin bir iç çektikten sonra yatağıma oturdum. Masal'la tekrar görüşmek istiyordum. Mutlu sahnelerine tanık olmak istiyordum. Ben aşkı tadamamıştım. Bari onlar zevkini çıkarsın diye düşündüm.
Odamın içindekileri belki yüzüncü defa seyrettim. Içime bir sıkıntı düşmüştü ama neydi? Bu çocuklara öyle alınmıştım ki onlar olmadan yapamıyordum. Buğra zaten çok komik biriydi. Beni her zaman sinir etse de çoğu zaman güldürüyordu. Aral gıcğın tekiydi ama onsuz da yapamıyordum. Çekimler bitince hepsi gidecekti. Belki de bu canımı sıkıyordu. Telefonumu elime aldım. Gözen'i aradım. Ilk çalışta telefonu açtı.
"Efendim İlya?"
Bu çocuk telefon elinde mi geziyor?
"Nasılsın şaşkın arkadaşım?"
"Bilmem. Arayınca şaşırdım biraz. Hiç oturuyordum. Sen?"
"Beni bırak şimdi. Her şey hazır değil mi?"
"Hazır. Tek bir şey hariç."
"Neymiş o. Belki ben yardım edebilirim."
"Büyük olasılıkla zaten sen yardım edeceksin. Yarın öğrenirsin. Haydi hoşçakal."
"Gözen, dur! Kapatma. Neymiş ya çok merak ettim."
"İyi geceler meraklı kız."
İnsanlar neden hep böyle yapıyorlardı. Önce meraklandırıp sonra söylemiyorlar. Bu ne vurdumduymazlık. Bu ne kalleşlik. Beni merakta bırakan herkesten nefret ediyorum.
Yastığımla bir süre bakıştık. Bütün pofudukluğuyla beni bekliyordu. Sonra onu kucağıma aldım.
"Yastık, beni çok özlediğini biliyorum. Ben de seni özledim. Şehir dışındayken seni başka yastıklarla aldattığım için özür dilerim. Seni bir daha asla terk etmeyeceğim."
Yastığıma sıkıca sarıldıktan sonra kendimi yatağa fırlattım. Yumuşaklığın verdiği hisle uyuyakaldım.
"İlya ! Kalk bakayım. Sen bugün arkadaşına gitmeyecek miydin?"
"Anne daha erken. Beş dakka daha uyuyayım."
"Kalksana kızım saat bir oldu."
Kafamdan hesaplamaya başladım. Bu kadının bir saati üç saate denkse saat daha 10.
"Anne git işine ya. Saat daha on."
"Obovv nereden anladın ?"
"Çözdüm artık seni. Yemiyor bu numaralar."
"Bak sen şu kıza. Büyümüş de numaralarımı sökmüş. Sen hazırlanana kadar zaten saat bir olur."
Bu konuda haklıydı. O kadar üşengeç bir insanım ki başkalarının on dakikada yaptığını en az kırk dakikada yapardım.
Dolabımdan kot şortumu ve sarı tişörtümü çıkardım. Saçlarımı gevşek bir örgü yapıp önüme aldım. Tomslarımı giyip yola çıktım.
Gözen'in tarif ettiği binanın önüne gelince Ayşe Saliha teyzeyi aradım.
"Saliha teyzeciğim on bir numaraydı değil mi? Ben kapının önündeyim. Açar mısınız?"
"Tabi kızım ben hemen açıyorum."
Otomatiğin sesi gelince kapıyı ittirdim. Altıncı kata asansöre çıktım.
"Ahh kızım, İlya sensin değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ
HumorMinibüsün camına başımı yasladım. Müziğin sesini açıp şoförün açtığı arabesk şarkıyı bastırmak için özel çaba harcıyordum. Maalesef ki başarılı olduğum pek söylenemezdi. Başımı cama tekrar çevirip dışarıyı izlemeye koyuldum. Nereden bilecektim bu iz...