BÖLÜM 6

406 30 0
                                    

"Aral ne oluyor orada? "

Aral benim aksime çok sakindi. "Bir şey yoktur biz devam edelim." Cidden umursamazın tekiydi. Nasıl bu kadar soğukkanlı olabiliyordu?

"Aral lütfen bakar mısın ya önemli bir şeyse?" Homurdanıp dışarı çıktı. Ben de inecekken kapımı kaptıp camı açtı.

"Sen burada bekle Deli." Tabiki de burada duramazdım. Uzaklaşınca peşinden gittim.

"Beyler ne olmuş?" dedi Aral. Kalabalık bir grup kazanın önünü kapatmıştı. Aynı zamanda kulağıma eğilip fısıldadı
"Bekle demedim mi sana?" Omuz silkip adama baktım.

"Araba motora çarpmış." dedi kalabalığın içindeki biri. Aral açık bulduğu yerden baktı.

Birden yüzü gerildi. Biraz daha ona yaklaştım.

"Aral iyi misin?" Bana bakmadan konuştu.

"Yerde yatan Buğra."

Bu sözlerle önce yutkundum. Öyle şok olmuştu ki göremese bile baktığı yerden gözlerini ayırmıyordu. Kalabalığı ittirip Buğra'nın eline sarıldı. Bir yandan da öfkeyle Buğra'nın adını bağırıyordu. Neden ben de bilmiyorum ben de dahil herkes acı çekerken öfkeli görünüyordu. Özellikle başkaları için üzüldüğünde. Bir şekilde ne yapacağımızı bilmiyorduk. Ağlamak bağırmak ellerin titremesi bacaklarında derman kalmaması seni tek bir şeye itiyordu. Eğer duygularını gizleyen biriysen suçlusu başkaları gibi bağırıyordun. Gizlemiyorsan, duygularında açıksan ağlıyordun. Bundan başka seçeneğimiz maalesef yoktu.

Aral küfürler edip duruyordu. Buğra'nın yanına çökmüş elini tutuyordu. Biraz şaşırdım çünkü ona dokunuyordu. Demek ki sadece benim ona dokunmamı istemiyordu. Şu an düşünmem gereken şeyin bu olmadığına karar verip kendime geldim.

"Tamam sakin ol. Bir şey olmayacak." Bir yandan Aral'ı sakinleştirmeye çalışıyordum bir yandan yanımdaki adama kazanın ne zaman olduğu, ambulansın çağırılıp çağırılmadığıyla ilgili sorular soruyordum.

"Tamam bak ambulans çağırmışlar. Bir şey olmayacak. Hem kaskı da varmış. Tamam mı?" Kafasını salladı. Bilinçli miydi bilmiyorum. O sırada biri Buğra'ın kafasını kaldırmaya yeltendi.

"Beyefendi ne yapıyorsunuz? Çabuk bırakın iç kanama geçirecek!" Bazı insanlarımız bilmiyordu işte. Hemen yaralıyı kaldırmaya çalışıyordu. Ben ilk yardım dersleri aldığımdan Buğra'yı uygun pozisyona getirdim. Bilincini açık tutmalıydık.

"Buğra iyi misin?" cevap vermedi."Buğra benim İlya. Beni duyuyor musun?" Deli gibi bir şeyler mırıldandı. "Buğra yaşın kaç hatırlıyor musun?" yirmi iki diye cevapladı. " Güzel, şimdi en sevdiğin rengi söyle. " Sırayla sorularıma cevap veriyordu. "Buğra sakın uyuma tamam mı? Bilincinin yerinde olması lazım." hıhı diye sayıkladı.

Tam ayağa kalkacakken elimi tuttu. Bir şey diyecek sandım ama konuşmadı. Gözlerime bakıp yutkundu. Ağrıları artmış olacak ki kıvranmaya başladı. Bu arada elimi daha çok sıkıyordu. Ben de onu sakinleştiriyordum. Çok geçmeden ambulans sesleri geldi. Buğra'yı sedyeye alıp ambulansa koydular.

"Aral arbaya bin biz de arkadan gidelim." Aral öyle transa geçmişti ki komutları zor duyuyordu. Arabaya bir tekme atıp sürücü koltuğuna oturdu ve gaza bastı.

...

"Önemli bir şeyi yok. Yüzündeki yaraların iyileşmesi biraz zaman alabilir. Ama korkmayın iz bırakmaz. İki gün sonra taburcu ederiz."

Hemşireye teşekkür edip odaya girdim. Buğra uyanıktı. Aral da yanındaydı. İkisi beraber gülüşüyorlardı.

" Aptal herif daha dikkatli olamaz mıydın? Sana bir şey olsa gebertirdim." deyip omzuna bir yumruk attı Aral. Aynı anda Buğra'dan bir inleme yükseldi.

DELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin