Bazen gerçeklerden kaçmak için gözlerimizi kapatmak, yapılabilecek en kolay şeydir.
Zihniniz uyanıktır ancak bu gerçeğe gözlerinizi açmak demek, devam eden hayatın akışına ayak uydurmak zorunda olduğunuzun bir işaretidir. Siz cehennemi yaşıyorsunuz diye hayat durmamıştır ve her şey, siz cehennemin içine düşmeden önceki gibi devam ediyordur dışarıda.
Gözlerinizi açmak, tüm bunları kabul etmektir.
Ve başka hayatların devam edişini, cehennemin içinden izlemek çok daha acı vericidir.
"Uyandığını biliyorum," diyen sesi duyana kadar, gözlerimi açmak gibi bir planım yoktu. Kendimi uzun bir müddet daha kandırabilirdim. Ama Jungkook'un yakınlarımdan gelen sesi, devam eden hayata karışmam gerektiğinin işaretiydi.
Gözlerimi yavaşça açarak bakışlarımı tavanla buluştururken "İyi misin?" diye sordu Jungkook. Kuruyan dudaklarımı dilimle hafifçe ıslatarak başımı iki yana salladım. "Üzerimden tır geçmiş gibi hissediyorum," dediğimde, kısık, alaylı bir gülüşün dudaklarından döküldüğünü duydum.
Bakışlarımı yavaşça ona çevirdiğimde, tebessümü silinerek ciddi bakışlarını yüzümde gezdirdi. Yüzümün ne halde olduğunu bilmesem de pek iyi bir durumda olmadığını tahmin edebiliyordum. Bu yüzden o bana bakarken ellerimi yüzüme örtmek, kendimi gizlemek istedim.
"Saat kaç?" diye sordum bir elimi başıma yaslayarak yatakta doğrulurken. "Kızlar beni merak etmiştir, derse gidecektim."
Hadi ama! Derse gidecektim, mi? Dün gece resmen birini öldürdün ama bugün hiçbir şey olmamış gibi derse mi gideceksin, Lalisa?
"Derse mi gidecektin?" diye sordu Jungkook inanamıyormuş gibi. "Bu halde derse nasıl gideceğini bana açıklayabilir misin?" Gözlerimi kısarak ona baktım.
"Daha kötü hallerdeyken tüm gün derse girmişliğim var," dediğimde kaşlarını kaldırdı. Bir açıklama bekliyor olmalıydı. Birini öldürerek kapısına gelmiştim ve beni evine aldığına göre yardım etmeyi kabul ediyor olmalıydı. Haklı olarak bir açıklamaya ihtiyaç duyuyordu.
Bir açıklama yapmam gerekliydi ama ona ne olduğunu anlatabilecek kadar güçlü hissetmiyordum. Ne anlatacaktım? Sorunlu bir abiyle yaşamaya çalışıyordum ve beni öldürmeye kalkıştığında, kendimi korumaya çalışırken onu öldürdüm? Tesadüf eseri birini döverkenki konuşmalarını duyduğum için sana geldim?
"Abin seni dövüyor muydu?" diye sorduğunda, bu kadar açıkça sormasını beklemediğimden şaşkınlıkla ona baktım. "Ben... Şey..." diye lafı ağzımda geveleyerek konuşamadığımda, ayağa kalkarak yanıma yaklaştı ve bir elini yüzüme doğru uzattığında, sanki vuracakmış gibi bir dürtüyle ellerimi yüzüme doğru kaldırarak geriye doğru çekildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
broken smile | liskook
Fanfiction"Ruhumun içindeki küçük kız, yaşamayı çok fazla istiyor." ••• Lalisa Manoban'ın bir katile dönüştüğü karanlık gecenin içinde, yardım için koştuğu kapı, sıradan bir öğrenci olmadığını bildiği Jeon Jungkook'un kapısıydı. ••• "Kısa bir şiir; seni sevi...