4

622 75 27
                                    

Yalanlar, devam etmemizi sağladığını sandığımız şeytanlarımızdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Yalanlar, devam etmemizi sağladığını sandığımız şeytanlarımızdı.

Bir kez yalan söylendiğinde devamı muhakkak gelirdi ve yalanlarla sürdürülen bir hikayede gerçeklerden hiçbir zaman emin olamazdınız.

Ben bunu uzun zamandır biliyordum. Yalanlarla sürdürdüğüm bir hikayem vardı. Yıllar boyu bir üvey abiden şiddet gördüğümü ve katil olmanın kıyısından döndüğümü arkadaşlarımdan saklıyordum. Onlara iyi olduğumu söylüyordum ve bence söylenebilecek en büyük yalanlardan da biriydi bu. Birine iyi olduğunu söylemek, gülümsemek, düşmek üzere gibi hissederken devam edebileceğini söylemek. İnsan kendi sonunu böyle getirebilirdi, yavaş yavaş, iyi olduğunu söylerken hikayesi son bulabilirdi.

Bu yüzden Jungkook yalan söylediğinde, sırtımda tonlarca ağırlık varmış ve bir yenisi bir anda sırtıma bırakılmış gibi hissetmiştim. Benim için bir yalan söylemişti. Beni, benim için söylediği yalanın ortağı yapıyordu ve bir yalanın ortak ettiği insanların birbirlerinden kurtulamayacağını biliyordum. Yalanlar kördüğümler gibiydi. Kendi ipimle kendi hikayeme düğüm atarken sorun yokmuş gibi görerek devam edebilirim ancak benim ipim bir başkasınınkiyle kördüğüm olduğunda işin içinden çıkmak zordu.

"Doğruyu söylediğini nereden bileceğim?" diye sordu Jennie şüpheli bir ses tonuyla. Bakışlarımı Jungkook'un üzerinden çekmedim. Herkesin üzerinde hakimiyet kuran gerginlik ona pek değmiyor gibiydi. Rahat görünüyordu. Bakışları bir an için Jennie'den ayrılarak bana doğru döndü. O bir anlık bakışma, yalanının altına attığı bir imzaydı. Benim için yalan söylemeye devam edecekti. Beni kendi yalanlarımdan korumak için, bizimle ilgili yalanlar dizecekti.

"En sevdiği renk yeşil," diyerek konuşmaya başladığında gözlerim şaşkınlıkla aralandı. "Yeşilin her tonunu seviyor, defterleri, telefon kılıfı, kazakları, çoğunlukla yeşilin tonlarında. Kedileri çok seviyor, sokaklarda gördüğü kedilerin başını okşuyor sürekli. Ama köpeklerden korkuyor. Kahveden çok sıcak çikolatayı seviyor ama sıcak çikolatayı içmek için de soğumasını
bekliyor. Çoğu zaman geceleri uyumuyor, uykusuzluk problemi var." Tekrar bana baktı. "Belki de geceleri kitap okuyordur." Geceleri kitap okumadığımı biliyordu. 

Benim hakkımda bir yabancının bilemeyeceği şeyleri biliyordu. 

Ben ona yabancıydım ama o, beni tanıyordu.

"Şimdi," diyerek tekrar Jennie'ye baktı. "Ondan hoşlandığıma inandın mı? İstersen bir bu kadar daha şey sayabilirim sana Lalisa hakkında. Artık güvenini kazandıysam, burada kalabilir mi? Ondan hoşlanıyorum, hakkında çoğu şeyi biliyorum. Canını acıtacak, ona zarar verecek hiçbir şeyi bile isteye yapmam ve yanımdayken zarar görmemesi için elimden geleni yaparım. Artık gidecek misiniz?"

Jennie tereddüt dolu bakışlarını bana çevirdi. Onun için zor olduğunu anlıyordum. Ben onun en yakın arkadaşlarından biriydim, bırakamıyordu tanımadığı insanların yanında. Ben olsaydım şayet, aynı tereddüdü yaşayacağımdan emindim ama içinde olduğumuz durum farklıydı. Eğer bu durumda olmasaydım, bu evde kalmak isteyeceğimi sanmıyordum.

broken smile | liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin