6

666 77 20
                                    

"A-açamam," dedim titreyen ellerimle ekrandaki ismi Jungkook'a gösterirken

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"A-açamam," dedim titreyen ellerimle ekrandaki ismi Jungkook'a gösterirken. Bakışları ekrana değdiğinde anlık bir şaşkınlık yüzüne dökülse de toparlayarak bana baktı.

"Lalisa, aç şu telefonu."

Hissettiğim korku ve gerginlik tüylerimin diken diken olmasına sebep olurken "Açamam, Jungook," diye yineledim ağlayarak. "Korkuyorum."

Telefonu tutan elimi yavaşça kucağıma doğru indirerek yüzümü elleri arasına aldı. "Bana bak," dediğinde dolu gözlerimi gözleriyle buluşturdum. "Korkmak yok," dedi net bir sesle. "Buradayım, yanındayım ve sen o telefonu açacaksın."

Güçlükle yutkunarak ısrarla çalan telefona baktım. Açmak istemiyordum. Telefonu açtığımda Jae Woo'nun sesini duyabileceğim düşüncesi korkuma korku eklerken midemde yoğun bir bulantıya sebebiyet veriyordu.

Ellerim, telefonu bile tutamayacağım kadar titremeye başladığında Jungkook telefonu elimden yavaşça aldı. "Tamam," dedi sakin bir sesle. "Sorun değil, senin için ben açacağım." Aramayı cevaplayarak hoparlöre aldı ve telefonu ikimizin arasında tuttu.

Sesimizi çıkartmadan, telefondan gelecek sesi bekledik.

"Sandığım kadar korkak değilmişsin, Lalisa," dedi robotik bir ses ve beklemediğim anda başlayan konuşmasıyla panikledim. Sesin sahibi ne yaptığımızı görüyormuş gibi "Şş," dedi. "Sakin ol, sorun yok. Tabii ki de öldürdüğün abinin seni araması bir tık ürkütücü olabilir." Yutkundum.

Bir tık mı? Gerçekten sadece bir tık mı?

"Ama ben abin değilim," dediğinde "Ama ben de senin evveliyatını sikerim," diye çıkıştı Jungkook.

Robotik sesin onaylamaz mırıltısını duyduk. "Yapma ama Jungkook," dedi. "Seninle bir dostluğumuz var, benimle böyle konuşma."

Bakışlarımı telefondan çekerek Jungkook'a baktım. Telefondaki kişiyi tanıyor muydu? "Kimsin sen?" dedi Jungkook kafasının karışıklığını yansıtan bir sesle. "Derdin benimleyse neden Lalisa'yı rahatsız ediyorsun orospu çocuğu? İlla gelmişine geçmişine sövmem mi gerekiyor? Ara beni, sana öyle küfürler dizerim ki daha ben sana dokunmadan yedi sülalen sikmişe dönersin."

"Konuyu dağıtıyorsun, Bay Jeon," dedi telefondaki ses. "Burada Lalisa'dan bahsedecektik."

"Lalisa'dan hangi vasıfla bahsedeckesin?" diye sordu Jungkook. "Sana bu cesareti kim veriyor?"

Robotik sesten gelen ürkütücü gülüş, tırnaklarımı gergince avuçlarıma saplamama sebebiyet verdi. "Kimse vermiyor," dedi. O an, bir cihazla sesini değiştirerek bizimle konuşan bı kişinin, bundan sadistçe bir zevk aldığını hissettim. Bir şeyler biliyor, belki de bildiğini sanıyor olmalıydı.

"Ben sadece, Lalisa'nın işlediği cinayetin üstünü örtmeye çalıştığını biliyorum."

Telefon hoparlördeydi, bekleme salonundaydık ve burada kimsenin olmayışı, tamamen şanstı. Dudaklarım titremeye başlarken "İşlediğim cinayet, kendimi korumak içindi," dedim kısık ama sert bir sesle."Bana saldırdı, yine olsa, yine kendimi ondan korumak için varımı yoğumu ortaya koyardım."

broken smile | liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin