25

408 59 32
                                    

Tanrısal bakış açısıyla,

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Tanrısal bakış açısıyla,

"Nerede o?" diye sordu Jungkook tüm bedenini saran endişeyle Jennie'nin evine girerken. "Üst katta," dedi Jenni üzgün ve yorgun bir sesle. Lisa'yı eve getirmesi zor olmuştu. Gördüklerinin gerçek olmadığını fark etmek onun dağılmasına sebep olmuş, bedenini güçsüz düşürmüştü. Bir süre taksi de gelmeyince Jennie onu daha yakın olan kendi evine getirmişti.

Jungkook koşar adımlarla merdivenleri çıkarken Lisa'nın hangi odada olduğunu sordu. Ancak bunu sormasına gerek yoktu, merdivenleri çıktığı anda kapısı açık olan tek bir oda vardı, önünde Lalisa bekliyordu. Çökmüş görünüyordu. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. 

Bitmiş gibi görünüyordu. Sanki devam edebilecek gücü kalmamış gibi. Sanki artık delirmenin eşiğini geçmiş gibiydi. Jungkook onu gördüğü anda adımları yavaşladı. Ne olmuştu ona? Nasıl bu hale gelebilmişti ve nasıl görememişti Jungkook onu? "Lisa..." dedi fısıltıyla. Lisa onun fısıltısını işiterek bir adım geriye çekilirken Jungkook'un kaşları usulca çatıldı.

"Yaklaşma, lütfen Jungkook," dedi Lisa ağlayarak. "Ben... Bana ne oldu bilmiyorum. Sa-sana zarar verirsem? Ya sen gerçek bile değilsen şu an?" Hıçkırarak başını iki yana salladı. "Ben... Sana zarar veriyorum."

Jungkook dolu gözleriyle ona bakarak başını hafifçe yana eğdi. "Lisa... Böyle söyleme. Anlat bana, konuşalım. Üstesinden gelebileceğimize eminim."

Lisa başını tekrar iki yana sallarken bir yandan da öfkeyle gözyaşlarını sildi. Öfkesi hiç kimseye değil, kendine gibiydi. "Bugün ben, Namjoon ve Yoongi ile konuştuğumu sanıyordum," dedi ağlayışı artarken. "Bana seni bırakmamı söylediklerini, ölmemi dilediklerini söylediler, öyle olduğunu sandım! Ama orada değillerdi bile! Sonra... Senin benimle kampüsün dışında buluşacağını sanıyordum! Jennie bana eve beraber döneceğimizi söyledi... Deliriyor muyum ben, Jungkook?"

Bu soru Jungkook'un kalbinin sıkışmasına sebep olurken başını yavaşça iki yana salladı ve Lisa'ya adımlayarak onun zayıf bedenini kolları arasına aldı. "Çok zor şeyler yaşadın," dedi dudaklarını boynuna yaslamadan saniyeler önce. "Çok zor şeyler yaşadın ve bunları kaldırmakta zorlanıyorsun ama biz... Biz bunun  üstesinden gelebiliriz."

"Gelemiyoruz ama," dedi Lisa ağladığı için boğuklaşan sesiyle. "Sen... Sen artık uyuyamıyorsun, Jungkook." Hıçkırarak ekledi. "Be-ben senin bunu yaşamanı kaldıramıyorum. Aklımı kaybedeceğim, delireceğim... Ben hiç-hiç kimseye iyi gelemiyorum baksana."

Jungkook gözünden akan bir damla yaşı çabucak silerek Lisa'yı kendinden hafifçe uzaklaştırdı ve yüzünü ellerinin arasına aldı. "Bana bak," dedi net ama yumuşak bir sesle. "Gözlerimin içine bak. Ben seni tanıdığım andan beri, aklım sana emanet, seni gördüğüm andan beri kalbim zaten senindi. Eğer bilseydin... Yemin ederim, Lalisa eğer beni nasıl kurtardığını görseydin kendine öfkenin sebebi kendini böyle suçlaman olurdu. Birkaç gündür uyuyamadığımı söylüyorsun, ben uyumaya seni gördükten sonra başlayabildim. Birkaç günlük uykusuzluğum seni üzüp kahrederken aylarca uyumamam için çaba gösterenler vardı. Kendini benim gözümden görebilseydin... Asla... Asla böyle suçlamaz, perişan etmezdin kendini." 

broken smile | liskook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin