Eğer bu restini görmezse, yapacağı her şey, mübah sayılacaktı bundan sonra.

1 0 0
                                    

     Üç gün falan kalırız demişti Bora Nergis'e ama çekimler biraz uzun sürdüğünden, tam bir haftayı bulmuştu dönmeleri. Bir hafta kalmalarının asıl nedeni Birsu'ydu. Olur olmaz mazeretler uydurup, katalog çekimlerini bilerek uzatmıştı Bora. Bazen, 'hava bulutlu, çekim olmaz' diyor, bazen de 'moralinin bozuk olduğunu' bahane ediyordu.
     Tam Bursa'ya dönerlerken, yolda Nergis aramıştı. Sanki bir şeylerden şüpheleniyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. "Ne yapalım bir tanem. İş hâli bu, belli olmaz." diyordu Nergis telefonda. "Bir hafta da sürer, daha fazla da. Dönüyorsunuz değil mi?" 'Dönüyorsunuz' deyip, konuşmasının burasında 'çoğul' kullanmıştı. Birsu'yu kastediyordu besbelli. Suçluluk duygusuyla kekeledi Bora. "E... Evet evet, yoldayım." Olur ya, kadınların sağı solu belli olmaz. Yanındaki Birsu kıkırdar, ne bileyim oradan laf atıp bir şeyler söyler diye, radyonun sesini yükseltmişti biraz. Dur bir dakika, o da duymuştu radyonun sesini telefonun ahizesinden. "Ohh! Keyifler iyi galiba Bora Bey. Böyle müzikler falan." dediğinde, Bora durumu kurtarmaya çalışıyordu. "Yok ya, tek başımayım araçta. Takılıyorum öylesine. Ne keyfi? Keyif mi kaldı? Hava çok kötüydü burada. Eh işte bir hafta içinde zorla bir şeyler çekebildik. Stres atıyorum, ne yapayım. Boş ver sen onu bunu da dönünce güzel bir plân yap da eğlenelim." deyince, gevşemişti Nergis. Onun neresinden yakalayacağını iyi biliyordu. Ee, bu konularda tecrübeliydi. Kadınlar hakkında bilgisi tartışılmazdı. Ama Nesrin'i tutamamıştı elinde. Gerçi bu kadar tuttuğuna da dua ediyordu. Nesrin akıllı bir kadındı çünkü. Onun kadınlığından yararlandığını anladığı gibi, basmıştı kıçına tekmeyi. Ama kardeşi Nergis öyle değildi. Evlenecek bir erkek arıyordu kendine. Kendini de evleneceği erkeğe sakladığını çok belli etmişti geçen buluşmalarında.
     Bora düşünüyordu... 'Bu zamanda böyle kız kaldı mı ki kendini evleneceği erkeğine saklayabilen?' Gülümsedi kendi kendine. İşte Nergis var ya. Bunu düşününce, yanındaki Birsu aklına geldi. Zoraki gülümsedi ona doğru dönerek. Bir an unutmuştu onu. 'Eğlenilecek kız' yanındaydı işte. Gerçekten de iyi eğlenmişti Bora bir hafta Birsu'yla.
     Telefonu kapattıktan sonra onun seslenmesiyle, hayallerinden sıyrıldı, "Ne diyor Nergis? Sormadı mı beni?" diyordu. "Ya yok, niye sorsun ki? Biz iş adamıyız kızım, öyle pabuç bırakırsak kadın kısmına, seyahate falan çıkamayız sonra. Alışacak bunlara." diye yüksekten konuşunca, suskunlaşmıştı Birsu. Bununla demek istiyordu ki; 'Nergis benim evde bekleyenim olacak, sen de iş gezmelerimde yanımda gezdirdiğim sevgilim, metresim. Anladın mı?' Yukarıdaki cümlenin açıklaması buydu aslında. Buna nasıl bir cevap vereceğini tarttı kafasında Birsu. Bağırıp çağırmalı mıydı? 'Deniz kenarında bir hafta gönül eğlendirirken iyiydi ama' diye çığlıklar atıp onun başının etini mi yemeliydi? Hiçbirini yapmadı. Nasıl olsa bir yolunu bulur, o kız kurusu Nergis'in elinden almasını bilirdi Bora'yı. Ee sarışın ya... En iyisi, aptal sarışını oynamaktı.
     "Tamam bir tanem. Sen en iyisini bilirsin. Beni ihmal etme de."
     Çapkınca bir bakış atıp, çekti onu kendine doğru Bora. İyi iyi, suyuna gidiyordu onun Birsu. Demek ki stepne(!) sağlamdı. Sert bir şekilde öptü onu. Erkeklerin en kötü özelliği buydu işte. Kendilerini akıllı sanırlardı kadın konusunda. Yanında ve çevresinde bulunan kadınları da dünyanın en aptalı. Hiç akıllarına gelmiyordu ki aslında o kadınların hiçbiri aptal değil, sadece aptalı oynamaktaydılar.
     Başka konularda pek bilinmez ama gönül ilişkileri ve aşk konuları, kadınların tek uzmanlık alanıdır. Hele hele Bora gibi toy bir erkek, bunların elinde oyuncak olur, fırdöndü gibi fırıl fırıl çevirirler. Şimdi Bora sanıyordu ki 'ben acayip çapkın biriyim, ikisini birden idare ediyorum.' Acaba? Aslında iki kadın da Bora'yı kaptırmamak için gizli bir savaş hâlindeydiler. Çünkü Bora onlar için ideal bir koca adayıydı, hepsi bu kadar.
     Testinin bir kırılacaktı muhakkak. Ama bu gibi durumlarda çoğu zaman testinin biri kırıldığında, diğeri kırılmasa da çatladığından, su kaçırıyordu(!) Yani çatlayan testiden de bir hayır gelmediğinden, ikisi de elden gitmiş oluyordu. Sonra da başlıyordu bu erkek milleti testi tamiriyle(!) uğraşmaya. Kırılan parçalar yerine gelemeyeceğinden, bari çatlayan testiyi kurtarayım diye yamamaya çalışsa da içindeki suyu tutması zor oluyordu. Bir taraftan yamasa, diğer taraftan akıp gidiyordu. Bir kere çatlamaya görsün testi, illâ ki bir yerinden sızdırıyordu. Sizin anlayacağınız, güven meselesi bu. Güven bir kere kayboldu mu, gerisini arama artık. İki kadını idare edeyim derken, genellikle ikisinden de olurdu böyle düşünen erkek milleti.
     "Ee Bora, yarın bir plânın yoksa yani gece... Buluşur muyuz?"
     Anlaşılan, sıkboğaz edecekti onu Birsu. Olsun, etsin. Şunu iyi biliyordu eski tecrübelerine dayanarak, bir kadın seni bu konuda çok sıkıştırıyorsa, bırak sıkıştırsın. Bu demek oluyor ki ipler senin elinde. İstediğin gibi oynat. Sana yangın olan bu hatun, her zaman elinin altında hazır bekliyor demektir. Gel dediğinde gelecek, git dediğinde gidecektir.
     Direksiyonda kasıldı Bora kendine olan güvenle. "Dur yavrum, Nergis'i kızdırmayalım hemen. Bir bakayım o ne durumda. Ben seni ararım. Telefonlaşırız. Okey?" diye kendinden emin bir şekilde söyleyince, hiç sesini çıkarmadı, sustu Birsu. Ne de olsa, 'ikinci kadını oynamak' ona düşmüştü şimdilik. Eh, katlanacaktı. Ama çok uzun sürmezdi bu durum. Çünkü tarihte örnekleri doluydu. Al işte, televizyonlarda fırtına estiren dizi... Hürrem Sultan. O da sarayda ikinci kadındı ama şimdi koskoca payitahtı eline geçirmiş, ha babam de babam sallıyor. Koca Osmanlıyı yıkan kadın olarak tarihe geçti.
     "Ne oldu sustun? Küstün mü bana yoksa?"
     Bora'nın bu tarz çıkışıyla, şuh bir kahkaha attı Birsu. "Ne varmış ki küsecek?"
     "Yok, Ne bileyim, durgunlaştın da."
     Bilmiyordu ki Bora, Birsu kurgu yapıyordu kafasında. 'Fettan kız' rolü onda olduğundan, sonuca giden her yol mübâhtı nasıl olsa.

YABANGÜLÜ NESRİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin