Jimin
Sabahki öpücüğü akşam olana kadar hiç aklımdan çıkartamazken neredeyse yarın evleneceğimi tamamen unutmuş gibiydim.
Daha ciddi bir sorundu bu şöyle bir olaylara bakacak olsaydım. Aslında sorundan çok benim cidden önem verdiğim bir durumdu.
Evleniyordum.
Doğru düzgün tanımadığım bir Lort'un eşi olacaktım yarın.Yine de dürüst olmam gerekseydi...
Lort'u tanımam ve evliliğe razı gelip gelmediğimi tamamen bana bırakan bir ailem olsaydı ben Lort Min ile evlenmeyi kabul ederdim.Hizmetlilerin ve uşakların onun bu eve ilk geldiği zamanlarki bakışları gözlerimin önündeydi şimdi.
O tuhaf aldığı yüz şekilleri.
Sanki hiçbirisi benim böyle bir adamın eşi olmamı istemiyor gibi asıktı suratları ki bunun nedenini anlıyorum.Lort'un sakatlığı ve yarası.
Ne bana ne de başka bir aile ferdine olumsuz bir söz sarf etmedikleri o günün sabahı ve başka sabahlarda bazen kendi aralarında konuştukları sözleri bizzat işitiyordum. "Güzeller güzeli Jimin'e layık mıydı şimdi bu adam?" diyordu birisi. "Lort bile olsa oğlunu gerçekten bu yaralıya mı verecek Bay Park? Üstüne üstlük Lort sakat. Zavallı Jimin'imiz birde bu adamın kahrını mı çekecek?" Diyordu diğeri de. Bir başkası da, "Lort kendisine bir hizmetçi arıyorsa o kişi Jimin olamaz. Gitsin kendisine bakacak başka birisini bulsun. Hem Lort olarak ağır görevleri ve çektiği bedellerin izini vücuduna taşıyorken olduğundan daha yaşlı birisi gibi şimdi yüzü normal olarak. Bizim bebeğimiz onun yanında halbuki nasıl da genç..." diyerek destekliyordu hepsinin sözlerini.
"Jimin sevdikten sonra kimseye laf etmek düşmez. Üstelik Lort sevmesini bilirse Jimin ne yarasına ne de kusurlarını kafasına takar. Onu hâlâ tanımayamadınız mı?" Sözlerini sarf ederek te herkesi susturuyordu Hana ve beni duyduğum onca sözün geriliminden çekip kurtarıyordu.Sonra bir şeyleri elbet duyduğumu anladığından birkaç dakika sonra yanıma geliyor, "Mutluluğunu düşün, Lort'u düşün, ne de güzel sever seni; sırtın yere gelmez, elin sıcak sudan soğuk suya girmez; sana istediğin her şeyi bahşeder." diyordu. Benim kuşkularım olduğunu fark ettiğinde de, "Eminim ki sizi çok seviyor işte bu yüzden canınızı yakmaz. Size layık birisi Lort Min. Beni dinleyin, bir sorun olmayacak. Evliliğinizi düşünün." diye konuşarak beni kendime getiriyordu.
Evlilik.
Ailem ve içinde bulunduğum şartlar... Ne acı.
En önemlisi ise evlenmeyi kendimin kabul ettiğini zanneden bir Lort'un varlığı iyi gelmiyordu bana.Tabii, Lort ta babamı elbet biraz çözmüş olmalıydı. Benim üzerimdeki baskısının farkına varmış olması gerekirdi çoktan ancak bu evliliği kabul etmem için neler yaşadığımı kolayca tahmin edebilir miydi Lort Min?
Bunları bilse, böyle davranmaya devam mı ederdi yoksa harekete geçer miydi?
Ne yapardı?
Tamamen tanımıyordum ki onu. Hatta hiç tanımıyordum. Resmen kumar oynuyordum lakin bunun için stres yapmıyordum.
Güvenmek istiyordum, evlenmek te istiyordum ancak evliliğin getirdiği sorumluluklar altında da kalmaktan korkuyordum.Odamın kapısı bir anda pat diye açıldığında ise ne olduğunu anlamıyordum.
Ağabeyim ve arkasından telaşla gelen Hana, Tanrı'm neler oluyordu?
"Jimin, Jimin. Tanrım, nasıl nasıl..."
"N-Neler oluyor size, n'oldu?"
"Bittik biz, bittik diyorum. Baek geliyor... Nasıl?"
Kaşlarım gevşemişti. Zaten biliyordum düğüne Baek'in geleceğini.
"Evet, Hana bana da düğüne Baek'in geleceğini söyled-"
"Hayır, düğün değil. Şimdi, birazdan... Geliyor buraya. Bu akşamın bir saatinde ailesiyle birlikte bizi ziyarete geliyor. O iti zamanında adam akıllı dövmem gerekirdi!"
Aklımı kaçırmak üzereydim.
Nasıl geliyordu buraya? Hayır, gelememeliydi. Buraya hiç gelmemeliydi.
Onu görmek bile istemezken benimle asla görüşmemesi gerekirdi. Amacı neydi? Neden geliyordu?
Neden, neden..."Sakin olun." Demişti onca gerilimin arasından Hana. "Eğer belli ederseniz Bay Park bu akşam kan döker."
"Peki ne yapacağız?"
Ağlamaklı ses tonumla konuştuğumda Hana yanıma gelmiş ve elime açılmış bir mektubu uzatmıştı.
"Ben de bilmiyorum ama bilmeniz gereken bir şey var. Bay Tae çoktan okudu, siz de okuyun. Bu mektubu aldığımda nişan gününüzün üzerinden sadece bir gün geçmişti ancak Bay Tae o zaman bunu size vermenin yanlış olduğunu söyleyerek kendisi halletmeye çalışmıştı."
Katlanmış kâğıdı hızla açıp yazılara şöyle bir baktığımda pek fazla bir yazı yoktu lakin bu kadarcık yazı hepimizi bitirmeye yeterdi.
Bay Park gerçekten seni o ahmak Lort'a mı uygun gördü güzel sevgilim? Gerçekten beni bir Lort olmadığım için mi kabul etmedi? Sen o Lort bozuntusunu istemiyorsun. Biliyorumki beni de istemiyorsun ama istemediğin birisi ile olabiliyorsan şansımı denemekten ne zarar gelir öyle değil mi? Çok seviyorum seni.
"Bay Tae'nin biraz daha zamanı olsaydı eğer elbet sorun çözülürdü ancak Jeon Baek bunu tahmin etmiş olmalı ki o yüzden ailesi ile bu gece buraya kendi ayakları ile geliyor. Zaman öldürüyor ve bu kadar yakındayken kendi canını kurtarıyor."
Gözlerimden yaşlar akarken elimdeki kâğıda bakmaya devam etmiş ve abime seslenmiştim.
Hepimiz ona bir şey yapamazdık artık."Artık geç kaldığımız için her şeyi bana söylüyorsun, Hana'ya susması için o zamanki gibi engel olmuyorsun değil mi abi?" Demiştim ağlayarak. O da dayanamıyormuş gibi iç çekmiş ve çekmişti beni yakınına, sarılmıştı güzelce.
Baek'in rahat durmayacağını biliyordum ama ağabeyimin hiçbir şey olmayacağını söyleyen sesi o an buna inanmamı sağlatıyordu sanki.
•
jimin gelinlik mi yoksa damatlık mı giymeli?
yani feminem mi maskülen mi bunun doğru sorusu, bekliyorum cevaplarınızı <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DREAM ❟ yoonmin
Fanfiction❝ Lort Min rüyalarına giren güzeller güzeli Jimin'e aşık olur ve onunla evlenmek için rüyasında gördüğü eve gider. ❞