XII, yansıma

378 63 21
                                    

Jimin

Gözlerimi açtığımda gün daha yeni yeni aydınlanmaktaydı.
Bir an her şeyin bir rüyadan ibaret olmasını istediğim bir zamanda hissetmiştim kendimi.

Artık tek başımaydım.
Ne yaşadıklarımı ağabeyime anlatabilir ne de kendi evime geri dönebilirdim. Bu yüzden bir adım atmadan önce iki defa düşünmem gerekliydi çünkü bana sahip çıkacak birisi yanımda olmayacaktı.

Boş yatakta gözlerimi gezdirdiğimde elim Lort'un tarafına doğru kaymıştı.
Dün yaptığı şeyler de neyin nesiydi? Bir açıklaması olmak zorundaydı.
O bir Lort değil miydi, masum olduğumu anlaması gerekirdi.

Kapı açılıp Lort'u elinde tepsiyle geldiğini gördüğümdeyse kafamda dönen bunca ihtimali artık bir kenara bırakmaya karar vermiştim.

Elbet bunları yeniden düşünmem için bolca zamanım olacaktı.

Doğrulup topallayan Lort'a daha fazla zorluk çıkmasın diye tepsiyi aldığımda o da yatağa oturmuş ve saçlarımı okşamıştı.

"Günaydın." Demişti sakin ve kalın sesiyle.

"Günaydın." Diyerek karşılık vermiştim. Tartışmak istemiyordum daha fazla.

"Kahvaltıdan sonra bahçeye inip hava almak ister misin?"

Bu gerçekten çok iyi gelirdi.

"Peki sen-"

"Benim odamda yapacak işlerim mevcut. O yüzden bahçeyi ilk gelişinde çok sevmiştin, tam gezemediğin için kahvaltıdan sonra istediğin şekilde gezip dolaşman daha uygun olacaktır." Demişti Lort bir çırpıda.

Kafamı usulca sallayıp reçel sürülü ekmeğimden bir ısırık aldığımda izlemişti beni kahvaltımı bitirine kadar. Sanki her detayımı ezberlemek istiyor gibi bir hali vardı ki bu da beni ürkütüyordu.
Sonuçta hep burada olacaktım, bana neden veda eder gibi bir özlemle bakıyordu?
Sormak istesem dahi nedenini soramamıştım.

Her ne kadar ekmeği ona da uzatmış olsam o kabul etmemiş ve benim karnımı iyice doyurduğumdan emin olmaya çalışmıştı. Dünkü sözlerini ve hareketlerini unutmuş olsam bu davranışları karşısında çoktan eriyip giderdim ancak hiçbir şey unutulacak gibi olmamıştı.

Boş tepsiyle birlikte kalmak için niyetlendiğimde ise yine aynı şeyi yapmıştı.
Elini dudaklarıma götürüp bulaşan reçeli almış ve kendi dudaklarına doğru götürüp temizlemişti.
Cidden, nasıl bu kadar dengesiz davranabilirdi?

Bir şey demeden kalktığımda ve aşağıya inip tepsiyi bıraktığımda aklıma yaptığı şey geldikçe bir gül gibi kızarıp durmuş, bahçeye gitmeye doğru yola koyulmuştum.

...

"Jimin, sevgilim kaçalım." Dediğinde aklım yerimden çıkmak üzereydi.

Burdaydı.
Lort'un evinde, bahçesinde, benimle birlikte ve bu kadar yasakken.
Baek. Burdaydı ve bana birlikte kaçmayı teklif ediyordu.

"Sen... Git burdan, ne hakla buraya geliyorsun? Lort'a seslenirim, senin yüzünden bir daha yanlış anlaşılmak istemiyorum!"

"Şşş, sessiz ol. O sakat adam buraya yarım saatte bile zor gelir, korkma bu kadar. Hem, hemen gideceğim. Söz veriyorum."

"Sen hangi yüzle benimle böyle konuşabiliyorsun? Hem de hiç utanmadan. Senin yüzünden ne ile karşı karşıya kaldığımı biliyor musun sen? Söyle, ne söyledin de düşman ettin beni Lort'a? Söyle dedim sana!"

"Bu kadar sinirli olma ama..." Eli saçlarıma doğru gittiğinde sertçe tutup itmiştim.

"Bırak! Dokunmayın bana anladın mı? İkiniz de dokunmayın artık bana!"

"Sevgili eşin seni hiç dinlemedi mi? Sana güvenmiyor olması beni çok üzdü ama bak, hâlâ kurtulma şansın var. Jimin, gel benimle. Bırak onu. Ben seni her şekilde kabul etmeye razıyım. Hadi, sen tut elimi gerisini düşünme. Hiçbir şey yapmana gerek yok. Sadece bana güven."

Uzattığı eline baktığımda yanlış giden bir şeyler vardı. O eli hiçbir zaman tutmazdım ancak buraya bu kadar kolay bir şekilde gelmiş olması kafamı karıştırmaya da yetiyordu. Ne olduğunu anlamaya çalışırken gözlerim etrafı turlamaya başlamış, ufaktan bile olsa bir işaret bulmak istemişti.

İşte tam da o sırada gümüş aynadan Lort'u görmüştüm. Arkadaydı, öylece bekliyordu. Hiçbir şey yapmıyordu. Olanları izliyordu.

O an beni buraya kendisinin gönderdiği zihnimde canlandı. Bahçeye inmemi o benden istemişti. Sonrasında da bu yaşananlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlamıştı.

Şimdiyse her şeyi çok daha iyi anlamama sebep oldu aynaya yansıyan görüntüsü.

Aslında Baek'in planı beni kötü göstermek hiç olmamıştı.

Baek, beni Lort'tan soğutup onunla gelmemi planlamıştı. Ve Lort ta bu planın bir parçası olmayı kabul etmişti.

Baek'in elini kendime geldiğim an sertçe ittirip hızlıca yürümüş ve bir çırpıda eve girdiğimde ikisi de şimdi arkamdaydı.

Ben de şimdi Lort'un çalışma odasına gitmiş ve nefes nefese kalmıştım. Onu burada bekleyecektim. Konuşmamız gerekiyordu.

Bana bir açıklama borcu vardı. Ve artık kaçamazdı.


sınav haftası başlıyor bir hafta kadar yb gelemeyebilir...

DREAM ❟ yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin