XXIII, seni seviyorum [1]

291 51 14
                                    

Jimin

Sabah söylenilen sözlerin ardından saatler nasıl geçecek diye düşünürken nihayetinde zaman akmaya devam etmiş ve karanlık yavaş yavaş çökmüştü. Günüm ise normal akışında geçmişti fakat tek bir fark ile gerçekleşmişti. İçime sığmayan heyecanım ve çekingenliğim bugün oldukça beni zorlamıştı. Lort Min ile fazla karşılaşmamak istemiştim hatta ve o da aslında beni hiç zorlamamıştı çünkü bugün biraz şansım benimle birlikte olmuştu. Hazırlaması gereken evrakları olduğu için Lort Min çalışma odasına geçmişti. Ben de ara ara ona kahve ve atıştırmalık ikramında bulunmuştum. O aralardan bir tanesinde de hazırladığı kâğıtları inceleme fırsatım olmuştu.

Şimdi başka beyaz dantelli bir gecelik giydiğimde ve yatağa yürümeye başladığımda Lort ta beni orada bekliyordu. O da yine her zamanki gibi siyahtı. Siyah bir alt takımı vardı fakat üst takımı bir ip ile gelişi güzel bağlanmıştı. Boynu, köprücük kemikleri ve aşağılarındaki teni rahat bir şekilde gözükmektedir. Yaraları da aynı şekilde ama yine de dediğim gibi onun izleri beni kendisine çekiyordu. Her bir parçasını çok seviyordum.

Yanına iyice yaklaştığımda ise bacağını patpatlamıştı ve ben de utanarak yan bir şekilde kucağına oturmuştum. Bir eli hemen belime dolanırken diğeri çıplak bacaklarıma yerleşmişti. Bu vücudumun diken olmasına neden olurken ellerimi dolarken bulmuştum boynuna.

"Ne de güzelsin." Demişti demesine ama her zamanki halimden pek te bir farkım yoktu. Sadece doğal, sade bir makyaj yapmıştım. Dudaklarıma da biraz parlatıcı sürmüştüm.

"Sadece-"

"Nasıl olursan ol, her halinle nasıl bu kadar beni etkin altına alabiliyorsun?"

Gözlerimi gözlerine çıkarttığımda bir şey demeden sözlerini tamamlamasını beklemiştim.

"Bir gülüşüne, bir hareketine kendimi senin emrinde buluyorum. O an bana git herkesi yok et desen bir an bile şüphe duymam sevgilim. Senin için kendimi bile yakarım ama seni artık bir daha üzmem."

"Beni hiç üzmediniz."

Evliliğimizin ilk günlerinde beni ağlatmıştı evet ama bunu isteyerek hiçbir zaman yapmamıştı. Kucağında oturduğum bu adama saygı duyarken böyle hissetmesini asla istemiyordum. Özellikle de böyle bir gece de bunları söylemesini ondan duymak hoşuma gitmiyordu.

"Sizinle böyle saygı ifadeleri ile konuşmak iyi hissettiriyor aslında. Bunu Lort olduğunuz için değil, sizi gerçekten saydığım için söylemek istiyorum. Kendimi çok güvende hissediyorum sizinleyken. Her daim yanımda olun istiyorum. Ben... Ailemin yanında çok mutlu bir çocukluk geçiremedim Lort'um. Yine de güzel anılarım da oldu fakat bir tarafım hep buruk kaldı. Ama sizinleyken o boşluk hissini hiç hissetmedim. Beni anladınız, kendinizden bile üstün tuttunuz. O yüzden demeyin artık böyle şeyler. Bunlar bile benim için çok faz-"

"Hayır, fazla olamaz. Hiçbir zaman da olamaz. Sen nasıl birisi olduğunu biliyor musun benim gözümde bir tanem? Neden bilmediğin şeyler hakkında bahsediyorsun? Bana neler ettiğini biliyor musun? Bak..."

Elimi tutup göğsüne koymuştu. Nasıl da hızlı atıyordu şimdi o güçlü göğsü.

"Bu kalp yalnızca senin için atıyor. Yalnızca seninleyken böyle atıyor. Sen benim hep yaşama sebebim oldun. Bak, senin ellerinin altında nasıl da çaresizce atıyor."

"Lort'um..."

"Seni seviyorum, sen benim güzel sevgilimsin."

Dudaklarımdan öptüğünde bu an hiç bitmesin istiyordum. O ise konuşmaya devam ediyordu.

"Bu narinliğini, bu güzelliğini, bu merhametini, her şeyini. Öyle çok seviyorum ki seni. Sen benim bebeğimsin. Hem küçüksün, hem de bana bağışın. Tıpkı benim sana bağlı olduğum gibi. Bırakmam asla seni."

"Lort'um..."

Daha fazla dayanamamıştım işte o an. İçimde uzun zamandır tuttuğum sözleri bir bir sıralamıştım.

"Sizi seviyorum. Sizin kadar sevmem mümkün mü bilmiyorum ama ben sizi seviyorum."

Uzanıp tekrardan beni öptüğünde bu sefer uzun soluklu bir öpücüğe bizi çekmişti eşim. Ellerim heyecandan titremeye başladığında ensesindeki saçlarına asılmıştım hızlıca.

"Bir kere de bunu ismimle söyler misin? Lütfen?"

Soluklanmak adına ayrıldığımızda ise ne ara altında olduğumu anlayamamıştım. Alınlarımız birbirine yaslandığında ve ben Lort'u yana iterek üzerine çıktığımda artık istediği şeyleri duymasına izin vermiştim.

"S-Seni seviyorum... Yoongi."

Kendimi ona bastırdığımda ve bunu yaparken bir kez bile düşünmeden uyguladığımda inlemiş ve eli kalçama yerleşmişti. Beni altına almak istediğinde ise engel olmuştum çünkü sakatlığı nedeniyle üstte olmam gerekirdi.

"İyileştiğiniz zaman bunu yapacağımızı söylemiştiniz." Demiştim o an sözlerini anımsayarak.

"Evet, demiştim." Demişti o da sakince.

"Giderek daha iyi oluyorum ama sen benim sabrımı oldukça zorluyorsun. Dayanamıyorum." Dediğinde gülümsemiştim.

Ellerim üst ipliğine gittiğindeyse bu gece hiç bitmesin istemiştim.

Ve öyle de olmuştu.

DREAM ❟ yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin