XIV, akşam yemeği

416 60 25
                                    

Lort Min kendisini odaya kadar gitmesine yardım eden, kolunun hemen altında duran aşkını bu kadar yakınında bulduğunda kalbi neredeyse hızla çarpmak üzereydi.
Kendisini o geceki tutumu yüzünden hâlâ affetmez iken sevgilisi Jimin'in ona karşı bu kadar bağışlıyıcı davranmış olması bir kez daha aşkına tutulmasına neden oluyordu.

İşte o vakit neler neler yapmak istiyordu.
Tanrı biliyordu.

Yatağa yavaşça oturduğunda ve Jimin'i kendisinden uzaklaştırmadan, hemen ellerini yakalayarak yanına oturttuğunda, şimdi onu oracıkta öpmek istiyordu.

İstemez diye çekine çekine dokunduğu bedene dilediği gibi elini sürmek istiyordu.

Jimin ise hâlâ anlamak adına Lort ile konuşmak istiyordu.

"Bana evlenmeden önce söylediğin sözlerde kimseye öylece boyun eğecek bir halin olmamıştı."

"Sözler söylenir, kararlar verilir lakin insan gerçekten o durumun içinde olduğu zaman her şeyi düşünmek zorunda kalır. Sen de seni istemeyen birisi olduğunu bilsen, onu mutlu etmek adına fedakarlıklar yapmaz mıydın güzel sevgilim?"

Jimin hüznü taşıyan gözleriyle birkaç saniye Lort'u izlemiş ve ardından kafasını eğerek konuşmaya başlamıştı.
Bu kadar düşünceli olmaması gerekiyordu diye geçiyordu aklından.

Yine de Lort'un kendisini sevebileceğini düşünmemesi Jimin'i daha çok üzüyordu.
Dürüst olması gerekiyordu. Ne kadar söylemek onu utandırmaya yetse de açık açık Lort'a gerçek hislerini yansıtmalıydı. Yapması gerekiyordu ki Lort ta bir daha istenmediğini düşünmesin ve yanlış kararlar vermesin.

"Ama ben seni istiyorum ki..." Demişti kızararak aldığı kararlar doğrultusunda. "Evet, seni tanımayarak evliliğe razı geldim ama seninle olan ilişkime şans vermeyi seçtim. Seçtiğim için şuan birlikteyiz. İçinizi rahatlatır mı bilmem ama bir başkasını istemedim Lort'um. Ne sizden önce ne de sizden sonra."

Lort Yoongi o an kendisine engel olamayarak elini güzel eşinin beline sardığında, kaslı kolu Jimin'i kendisine çekmesinde zorluk yaşamamıştı.
Jimin ise Lort'un gücü karşısında biraz heyecanlanmıştı.

Lort tahmin ettiğinden de güçlüydü.

"Dudakların, ne de güzel şeyler söylüyorlar küçük. Tıpkı o zamanlardaki gibi kalbime iyi gelmiyorsun hiç."

Jimin şaşkınlıkla Lort Min'e bakmıştı. Sahi, o zamanlar derken Lort'un rüyaları mıydı bahsettiği?
En merak ettiği konu açılmıştı şimdi.

"O zamanlar? Rüyalarınız mı?"

"Sen nerden biliyorsun bakalım?"

Jimin, Lort'un haz etmediği Hana'dan duyduğunu söylese ortamı gereceğini düşündüğünden hiç o riske kendisini atmamış ve sevimli bir şekilde ellerini Lort'un göğsüne koyarak, "Kuşlar söyledi." diyerek Lort Min'e kur yapmıştı.

Her ne kadar bir şey demese de az çok Lort'un kimin söylemiş olabileceğini anladığını biliyordu çünkü Lort'un bakışlarında fark edilir bir şekilde kıskançlık olduğu belli oluyordu.

"O zaman söyle o kuşlara senin etrafında çok uçup durmasınlar. Kanatlarını kırarım."

"Ama... Olur mu öyle?"

Lort Min, Jimin'in yanağını öperek burnunu yanağına sürttüğünde kokusunu da eş zamanlı içine çekmişti.

"Bir Lort olmama rağmen sevgim ağır bastığı için neredeyse seni kaybetmek üzereydim. Sence bu adam artık bu kadar sabırlı kalır mı? Eğer birisi yüzünden canın sıkılır veya canım sıkılırsa..." Jimin'in küpesini okşayarak, "Bu kadar sakin kalmam."

"Yani bu..."

"Beni kandıran o ahmağa gününü göstereceğim demek bu."

"Bu konu kapansa olmaz mı Lort'um-"

"Mümkün değil. Madem cesaret ederek senin duygularını öne sürdü ve beni bu şekilde kandırmayı başardı, o halde benim de ona kimi hafife aldığını öğretmem gerekir. Öyle değil mi bir tanem?"

"Aklınızdan neler geçiyor Lort'um?"

"Senin haberin dahi olmadan bu iş bitmiş olacak, o yüzden bunları düşünmene gerek yok aşkım."

Jimin çok şey söylemek isterdi ancak Lort Min'in tehlikeli hali karşısında birazcık çekinmiş ve bu konuyu sonra konuşmak üzere rafa kaldırmıştı. Eğer şimdi irdelemeye kalkışırsa Lort bu durumdan rahatsızlık duyabilirdi. Daha sakin bir şekilde başka bir gün konuşmak en iyisi olandı.

Hem hâlâ Lort'un rüyalarını merak etmekteydi.

"Peki, o zaman. Siz öyle diyorsanız. O halde anlatamayacak mısınız bana rüyalarınızdan hm?"

Lort Min, Jimin'in elini nazikçe okşayarak dudaklarına götürdüpünde ve birkaç kez öpüp durduğunda açık açık bir nevi randevu teklifinde bulunmuştu.

"Bunu yarın güzel bir akşam yemeği eşliğinde ve güzel bir dansın sonunda konuşmayı daha uygun görürüm. O zaman olmaz mı hm?"

Jimin tebessüm ederek başını Lort'un göğsüne yaslandığında usulca onaylayarak kabul etmişti bu fikri.

Yarın için şimdiden heyecanlık duyuyordu.

Yarın akşam, günün sonunda Lort'un onu öperek duvara yasladığını ve kendisinin de Lort'un elinden çekiştirerek yatağa gitmelerini isteyeceğini bilseydi eğer daha çok heyecanlık duyacağı aşikârdı.


ee nasıldı?

omega Jimin, alfa Yoongili bir ficim var desem...
Jimin ormanda kayboluyor Yoongi ise onu buluyor ve gerisi de çorap söküğü gibi geliyor, kaba taslak bu şekilde.

okumak ister misiniz?
isteyen olursa bir iki güne salacağım ve zaten çok uzun olmayacak, beş altı bölümlük bir fic olarak düşünüyorum.
cevaplarınızı bekliyorum, öptüm <3

DREAM ❟ yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin