Jimin
Ağır ağır dans ettiğimiz zaman yemekler çoktan yenmişti.
Lort'un elleri belimi sıkıca kavrayıp varlığını bariz bir şekilde orada hissettirirken benim ellerim ise onun boynuna sarılıydı. Bazenleri de ensesindeki saçları ile oynamaktaydı.
Birbirimize bakıp gönderdiğimiz gülüşler ve Lort'un da sık sık yanağıma, boynuma ve dudaklarıma konudurduğu öpücükler bu akşamı aklıma kazımak istememe sebep oluyordu.
"Dans ta edildi. O zaman, anlatamayacak mısınız?"
"Çok sabırsız davranıyorsun bir tanem. Benden hemen sıkıldın mı yoksa?"
"Hayır, Lort'um hayır. Aksine, merakımı giderdikten sonra sizinle daha fazla vakit geçirmek istiyorum."
Gönlünü çalarak seveceği sözlerimi söylediğimde elleri belimde iyice sıkılaşmış sonrasında ise bizi koltuğa yönlendirmişti.
Bir kez daha yardımcı olmak için koluna girdiğimde şimdi birlikte yan yana oturmuştuk. Ben ona doğru iyice döndüğümde dizlerim bacağı ile temas halinde bulunmuş, o ise bacaklarını iyice açmıştı.
Bunu da sakat bacağından dolayı yapmaktaydı aslında. Çünkü düz oturduğu vakit bir süre sonra bacağı sızlamaya başlıyor ve iyice çekilmez bir hal alıyordu. Bu yüzden rahat bir şekilde oturması gerekiyordu ve ayakta da çok kalmaması lazımdı. Bu yüzden dans olayını fazla uzatmamak istemiştim açıkçası."Her şey altı ay önce başlamıştı. Seni ilk altı ay önce rüyalarımda görmeye başlamıştım. O gün çok trajik bir gündü aslında çünkü gözümdeki yarayı işte altı ay önce o gün almıştım. Bir bıçak ile, doktor tedaviyi başlattığında çok fazla ümüt duymamam adına konuşma yapmıştı. Yine de görme kaybım olmayacağı için bu konuda morelimi yüksek tutmam gerektiğini de söylemişti. Ama bu beni her ne kadar belli etmesem de derinden sarsmıştı. İzi kalacak bir yaramın ve üstelik herkesin göreceği bir yerde kalıcı bir yaramın olması alışılmadıktı. Daha ben kabullenemezken çevrem nasıl adapte olacaktı bu duruma? İşte o gece en zor olanıydı. Dolunaya bakarak saatlerimi harcadığımda uyumamaya adeta yemin etmiş gibiydim lakin hatırlamadığım bir şekilde en sonunda uykuya yenik düşmüştüm. Uykusuzluk ile aram her ne kadar iyi olmasına rağmen o gün istemediğim halde uyuya kalmıştım. Eminimki bu bir işaretti. Seni görmem için uyumam şarttı ve bu yüzden ne olursa olsun kader beni uyumaya zorlamıştı ya da tanrı beni görüp sadece acımıştı?"
Elini hızla tuttuğumda kendime engel olamayarak lafa atlamıştım.
Böyle olmasını istemiyordum. Böyle düşünmemesi gerekiyordu."Belki de tanrı senin düşündüğün gibi işlerin korkutucu olmadığını göstermeye çalışıyordu. Bir Lort'sun sen ve yaranı bir hiç uğruna almadın. Eminimki tanrı seni ödüllendirmek istemişti."
Gözleri gözlerime takılı kaldığında onları bir an bile çekmeden, "O halde beni seninle ödüllendirdiği için ona şükretmeliyim." demişti. Beni ise bir hayli kızartmıştı.
"P-Peki sonra?"
"Sonra... Seni o günden sonra rüyalarımda gördüm durdum. Her geçen gün bir öncekinden daha gerçekçi gibiydi sanki. Biliyordum, bunlar sadece rüya değildi. Gerçektin. Yanıma geliyordun, bana sırnaşıyordun, öpüyordun ve seni kurtarmamı istiyordun. En sonunda da sabrının kalmadığını söylediğin vakit bana o gün evini göstermiştin. Seni almamı istemiştin işte o gün benden."
"B-Bu... Gerçekten."
"Bir şey söylemene gerek yok. Her şey karmaşık geliyor eminim ama ben her şeyi biliyorum. Her ne kadar sebebini rüyalarımda öğrenememiş olsam da aslında nedeni babandı öyle değil mi? Rüyalarımda bana bazen vücudundaki izleri gösterirdin. En çok ta dizlerinin arkasındaki sopa izlerini."
Daha ne kadar şaşıracaktım emin değildim.
"Demek o yüzden o gün-"
"Evet, o adam sırtındaki izlerden bahsettiği zaman ona o gün daha çok inanmıştım. Çünkü baban çevresine iyi bir baba figürü modelini yansıtıyordu. O adam bu yüzden beni fazlasıyla yanıltmıştı. İlişkiniz olduğunu düşünmemi sağlamıştı."
"Ama... Her şey bu kadar doğru olmasına rağmen ben neden rüyalarımda göremedim seni?"
Gülümsemişti.
"Her şeyi unuttuğunu söylüyordun. O sakin ormanı hatırlıyor musun peki? Yeşillik ile dolu ve kimsenin olmadığı o güzel yeri?"
Kafamı sallamıştım. Gerçekten de çok kez o yeri görmüştüm rüyalarımda.
Elini elimden çekip belime koymuş ve beni kendisine yaklaştırmıştı o an Lort Min.
"İşte o ormanda kaç kez buluştuk, kaç kez dokundum sana ve kaç kez öptüm seni haberin var mı senin?"
Hiç düşünmeden elimi yanağına çıkarıp uzandığımda öpmüştüm Lort'un dudaklarından en sonunda.
Ona bu kadar kolay alışmış olmam bu yüzdendi demek ki. Onu çoktan seviyormuşum meğer bunca süre boyunca.O ise elini kalçama indirdiğinde hiçbir şey yapmamış sadece öpüşmeye devam etmişti. Daha fazla zaman kaybetmemek adına ayrıldığında da, "Lort'um." diyebilmiştim.
"Bana rüyalarımızda neler yaptık hatırlatın hepsini. Lütfen. Durmayın."
Ve bir şey söylemesine izin vermeden Lort'u ayağa kaldırdığımda kendimle birlikte onu da merdivenlere yönlendirmiştim ancak o merdivenlere geldiğimizde beni sertçe duvara yasalıp yeniden öpmeye başlamıştı beklemediğim bir anda. Vücudu vücuduma değerken parmak uçlarıma çıkarak kollarımı boynuna sarmıştım.
Beni iyice duvara yaslandığında bir elini indirip eline tutunarak odaya gitmek adına çekiştirmiştim. O ise beni dinlememişti.
"Bacağım... İyileştiğinde işte o zaman sahip olacağım sana bir tanem. O güne kadar bırak ta doya doya öpeyim, dokunayım sana ve rüyalarını bir bir hatırlatayım sana güzel bebeğim." Demişti.
Bense bana dilediği her şeyi yapmasına zaten çoktan izin vermiştim.
•
nasıldı, bence kitabın en güzel bölümüydü.
sizin en beğendiğiniz bölümler hangisi?profilimden yeni fice bakmayı da unutmayalım, konusu bu şekilde...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DREAM ❟ yoonmin
Fanfic❝ Lort Min rüyalarına giren güzeller güzeli Jimin'e aşık olur ve onunla evlenmek için rüyasında gördüğü eve gider. ❞