XI, lort'un sırları

387 59 6
                                    

Jimin

Yaşanılanlar, işittiğim sözler ve parmağımdaki sızıntısını hissettiğim yüzüğüm artık ağır gelmeye başlarken ne ara bu noktaya kadar geldiğimizi düşünüyordum.

Daha birkaç saat öncesine kadar kalbimi delice attıran Lort şimdi bana karşı hiç te hak etmediğim tavırlar sergiliyor, adeta bambaşka birisiymiş gibi davranıyordu.

Benim kabullendiğim, gördüğümde heyecanlandığım Lort'uma ne olmuştu böyle? Ne olmuştu da böyle değişmişti birden?

Saatlerce banyoda üstümü çoktan değiştirmiş olmama rağmen öylece bir köşede oturup ağlamaya devam etmiş, işittiğim onca sözün yükü altında adeta ezildiğimi hissetmiştim.

Gerçekten beni hiç dinlemeye tennüzzül dahi etmemişti. Bir kere benden gerçekleri duymak istememişti. En azından dinlemek istemiyorduysa bile ufacık bir onay dahi almaya çalışmamıştı. Babamın nasıl birisi olduğunu ve benim onunla evlenmek istemediğimi en başından beri anlayan Lort, Baek'in amacını anlamamıştı.

Cidden, nasıl anlayamazdı?

"Nasıl inanırsın?" Deyip dizlerimi kendime çektiğimde gözlerim çoktan ağlamaktan kızarmıştı.

"Nasıl bana bunu yakıştırdın? Cidden iz var mı diye aradın mı vücudumu? Nefret ediyorum senden."

Daha çok yüzümü dizlerim arasına gömdüğümde dayanacak gücümün kalmadığını hissediyordum yavaş yavaş.
Bana o soruyu nasıl çekinmeden sormuştu aklım almıyordu.

"Jimin." Kapı sakince tıklandığında ise onca düşüncelerim arasından gözlerimi kapatmıştım.
Neden yapıyordu bunu?

"Aç hadi kapıyı. Yerde üşüteceksin."

Sinirle gülmüştüm. Yere oturduğumu bile anlayan Lort, evliyken onu bir başkasıyla aldatmayacağımı nedense anlayamıyordu. Şimdi ise gelip bana kötü davranan o değilmiş gibi sakince konuşuyordu.

Cevap vermeme bile gerek yoktu asla.

"Açmazsan kapıyı kırarım." Bu kadar sakince konuşması sinirlerimi bozuyordu. Hızlıca ayağa kalkıp kendime geldiğimde artık daha fazla ona itaatkâr olmamın bir anlamı yoktu.

Kapıyı sertçe açıp bir hışımla çıktığımda üzerine yürütmüştüm ancak o bir adım bile gerilemediğinden birbirimize yine çok yakın durmuştuk.
Kızarmış, yaşlarla dolu sinirli gözlerim onun gözleri ile buluştuğunda yüzüme hâlâ o sakin tonuyla bakmaya devam etmişti.

Dengesizliği beni alt üst ediyordu. Bipolar adamın tekiydi sanki.

"Ne duymak istiyorsun? Hâlâ sorduğun sorunun cevabını mı merak ediyorsun? Ne biçim Lort'sun? Asıl beni hafife alan sensin, kimse beni bu şekilde aşağılayamaz."

"Öyle şey yaptığım yok zaten-"

"Hayır, var! Resmen iz var mı yok mu diye beni aradın! Madem bana inanmayacaksın o zaman ne için benimle evlenmek istedin?! Bana bir kere bile sormadın, benden gerçekleri duymayı istemedin!"

"Gerçekler ne o zaman?"

Dayanamayarak sertçe göğsüne vurmuştum.

"Artık ne önemi var?!"

Beni kollarımdan tutup sakinleşmem adına çekip sarıldığında ne yaptığını asla anlayamıyordum.
Neyi vardı bunun? Neden şimdi eskisi gibi davranıyordu ki bana? Delirmiş olmalıydı.

"Bırak beni!"

"Şşş, sakinleş."

Beni yatağa doğru götürüp oturttuğunda ise eliyle camı işaret etmişti. Anlamayarak kafamı çevirmiştim.

"Gökyüzünü çok seversin sen. Bu yüzden yatak cam ile birleşik. Hadi, sakinleş biraz."

Kafamı geri çevirip Lort'a döndüğümde ne yapmaya çalıştığına dair gram fikrim yoktu. Bana şaka falan yapıyor olmalıydı. Baya kötü bir şaka hemde, yoksa bu tavırlarının başka bir açıklaması olamazdı.

"Seni anlayamıyorum." Diyebilmiştim sadece.

"Öncelikle bu evin bazı kuralları var." Demişti o da sanki dediğim şeyi hiç duymamış gibi ve, "Ses yükseltmemek te bu kurallardan birisi."diyerek devam etmişti.

"Gitmek istiyorum." Ben de onun dediklerini duymamış gibi konuştuğumda gerçekten de gitmek istiyordum.

"Böyle bir şey katiyen olmaz güzel eşim."

"O halde beni yalnız bırak."

"Mümkün olmayan şeyler söylüyorsun bana."

"Ne yani, senin gibi mi?" Yaptığım ima karşısında bakmıştı belli bir süre bana.

"Evet, benim gibi." Demişti. Gerçekten kabul eder gibi bir hali vardı. Sanki gerçekleri o da biliyormuş gibi bakıyordu bana ve bu beni şüpheye düşürüyordu.

Gecenin ilerleyen saatlerinde ise bu düşünce beynimi kemirip duruyordu. Olabilir miydi diyordum, Lort bana bilerek kötü davranıyor olabilir miydi diyordum. Bana söyleyemediği bir şey mi olmuştu? Bu yüzden mi bana karşı böyle tavır alıyordu?

Eğer bana söyleyemiyorduysa bunu benim öğrenmem gerekiyordu.
Bu yüzden de elimden geleni yapmam gerekiyordu.

Aynı yatakta hiçbir şey konuşmadan yattığımızda da Lort'u izleyip duruyordum.

Elini belime koyup beni öptüğünde onun mecbur kaldığı için bana böyle davranmış olabileceğine inanmak istiyordum. Bu ihtimalin arkasına sığınarak Lort ile kalmayı kabul ediyordum.

En azından gerçekleri öğrenene kadar burada kendi rızamla kalabilirdim.
Gerçekleri öğrenene kadar...


sonraki bölümde lort'un gerçekleri açığa kavuşacak...

DREAM ❟ yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin