Selamm yeni kurgumla size yeniden geldim umarım beğenirsiniz :)Başlama tarihleri burayaaa
Karanlığın bin bir tonu ile bezenmiş bu dünyada ışık aralık kalan kapıdan yayılıyordu fakat ben o ışığı takip edenlerden değil de karanlık tarafta ışığı görmeyi engelleyenler arasındaydım.
Hayat doğru yaptığımızı düşündüğümüz yanlışlarla doluydu ve biz ölümüne doğru söyleyenleri suçlayarak kendimizi haklı çıkarmaya çalışıyorduk. Düşünceli halimle asansörde elimde duran kupa ile oynarken bölgede yükselen siren sesi beni düşüncelerimden ayırdı. Bu çirkin ses yetmiyormuş gibi bir de sese yanıp sönen kırmızı ışıklar eşlik ediyordu.
Gözlerimi kapatıp açtığımda içimden sabır dilemiştim. Asansörün kapısı açıldığında toplantı salonuna doğru yürümeye başladım. Geldiğimde herkes uzun olan masanın etrafında toplanmıştı, gözlerimi devirerek boş olan sandalyeme oturdum.
''Gerçekten bu kadar şova ihtiyacımız var mı?''
''Heracım yine hangi konudan şikayet ettiğini öğrenebilir miyim?'' Duyduğum sesle ve samimi çıkarmaya çalıştığı üslubuyla midemi bulandıran kişiye bakışlarımı çevirdim.
''Bir adım Heracım değil Hera iki şu çirkin sesten bahsediyorum bu da yetmiyormuş gibi bir de yanıp sönen kırmızı ışıklar var tabi görende göreve değil dünyanın sonunu getirmeye gidiyoruz sanır.''
''Görevi bilmem ama senin bu ateşli güzelliğin benim sonumu getirebilir''
''Daaattt yanlış cevap iki zevzek bir adam edemedi.'' Diyerek benimle muhatap olmaya çalışan iki adamın üzerinde gözlerimi gezdirdim.
''Evet, muhabbetiniz bittiyse işimize dönelim.'' Bunu diyen Araf'tı. Genel konuşmuştu ama bana bakarak söylemişti. Kafamla onu onayladığımda ayağa kalkarak projeksiyon makinasının önüne geçti.
Sanki ekran açılmak için Araf'ın oraya geçmesini bekliyormuş gibi anında açıldı. Ekranda gördüğüm adamlar bana hiç de tanıdık gelmiyordu. Zaten gelmemeliydi değil mi? Onları tanısaydım ben de bir suçlu olurdum.
''Evet, arkadaşlar bu dört adam bu haftaki kilit isimlerimiz''
''Aynı grup içerisinde mi hepsi?''
''Hayır Hera hepsini tek tek bulup görevimizi tamamlayacağız.''
Ne görev ama hata yapan ölür(!)
İç sesimin söylediği şey komik geldiği için gülümsemiştim ama etrafımdaki beni izleyenler kesinlikle adamları öldüreceğimiz için gülümsediğimi sanmıştı. Bu da benim bozmak istediğim bir görüntü asla değildi.
Beni düşüncelerimden ayıran şey Araf'ın'' Hera'' demesi oldu.
''Efendim''
''Adamlardan biri sende bir problem olmaz değil mi?''
''Sen emret biz yapalım Araf ne zamandan beri isteyip istemediğimizi soruyorsun?'' Gözlerinin içine bakarak söylediğim şeyden sonra ne kadar bakıştık bilmiyorum ama Dora'nın "Ee diğer adamları kim hallediyor'' demesiyle gözlerimi Araf'tan çektim.
Araf'ın hala bana baktığını hissediyordum ve bingo ''Kimse diğer adamları halletmiyor çünkü hepsini Hera halledecek.'' Dediğinde verdiğim cevaptan rahatsız olduğunu kanıtlamıştı.
''İşte böyle Araf olduğun gibi davran çünkü rol yapamıyorsun üstüne oturmuyor. Bu şekilde ceza vermek tam sana göre bir hareket ama ben layığı ile verdiğin bu görevi tamamlayacağıma eminim.'' Cümlem bittiğinde ayağa kalktım ve Araf'ın önünde bir sanatçı edasıyla eğilip odadan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖLGE +18 ( ara verildi)
Science FictionYüksek duvarlarla örülü bir arsa ve tam ortasında tüm görkemli kasvetiyle duran simsiyah bina Kimse orada ne olduğunu ve neler döndüğünü bilmiyordu sadece kulaktan duyma birkaç cümle ve oradan çıktığını savunan birkaç tane kaçık. Elimizde ne net bir...