Helloo yeni bir bölümle karşınızdayım :)
Hoş geldiniz bebeklerim nasılsınız?
Bölüm şarkısı: Bad Guy - Billie Eilish
Hayat bizi oradan oraya savururken biz ağacın dalında küçük bir esintiyle kopmayı bekleyen yapraklardık.
Ağaçtan ayrıldığımızda başımıza gelecekleri sadece yaşayarak öğrenir sonunda ise ya kırılıp parçalanır ya da toprağa karışıp sonsuzluğa ulaşırdık.
Zırhlı arabanın içinde gözlerimin önünden kayıp giden yolu izlerken düşündüğüm tek şey zor yollardan ulaştığım kendi zirvemden nasıl bu kadar kolay düşebildiğimdi.
Kader dedikleri şey bu olsa gerekti. Var olan her şey bir gün yok olurdu kimi yok oluş iyi şeyler getirir kimisi ise var olan yaralara bir çentik daha atardı ama her zaman kötü şeylerin bile iyi şeyler getirdiğine inanmayı seçmiştim.
Şu anın bile ruhuma iyi geleceğine inanmayı istiyordum.
Araba durup, ayaklarım toprakla bütünleştiğinde ormanın içindeki temiz oksijeni ciğerlerime çektim. Bölgeyi her zaman ormanın ortasına kurar ve o kasvetli içine rağmen duvarlarını yeşile boyarlardı.
Ormanla bütünleşmek bölgenin temel ilkelerinden biriydi. Bu yüzden burayı bulmak çok zordu çoğu yerde sinyal çekmez ve uçak vb. taşıtlar geçse de bizi fark edemezlerdi.
İlerlemeye başladığımızda kimseden ses çıkmıyordu. Buraya gelmemiz hepimiz için yeni bir başlangıç ve yeni insanlar demekti.
Demir kapının açılma sesi ortamdaki bütün sessizliği delerken karşımda duran kocaman bina kaderimizin başka bir evreye dönüştüğünü bize alaycı gülümsemesiyle gösteriyordu.
Binanın sessizliği ve üzerinde büyük harflerle yazan KUZEY BÖLGE yazısı tüylerimin diken diken olmasına sebep olmuştu. Her bölgeye sadece yüz elli kişi alınır ve ölen ya da ihanet eden olmadığı sürece yeni alım yapılmazdı.
Güney Bölgeden buraya gönderilmek daha doğrusu sürgün edilmek bir yandan iyi hissettirse de diğer yandan bende kötü hisler uyandırıyordu.
İnşaatı yeni bitmiş olan bölgenin anahtarını bize teslim etmişler ve yeni insanlar seçerek buradaki düzeni oturtmamızı istemişlerdi.
Bu istek bir nevi hepimiz için rütbe yükseltmek olarak görünse de biz hariç 147 kişi seçmek ve onların testlerini gerçekleştirip işimize yarayacak olanları alanlarına yerleştirip eğitecek, işimize yaramayacak olanları ise infaza gönderecektik.
Tibet siber güvenlik alanında ben ve Araf ise askeri alanda eğitimler veriyorduk. Buranın en ironik olayı ise buraya alınanların yaşamlarında dikkat çekici işlere imza atmış olmalarıydı. Ben ve Tibet buraya geldiğimizde çok küçük yaşlardaydık ve bölgenin esas aldığı böyle bir maddesi yoktu.
O zamanlar küçük yaşta kişileri seçer eğitim verir ve daha sonra testlere sokup bölge üyesi ilan ederlerdi. Şimdi ise reşit olmayan hiç kimseyi bölgeye almıyor direkt testlere tabi tutuyorlardı. Bunun en büyük nedeni sanırım infazı azaltmaktı.
Zaten şu an alanında başarılı insanları buraya davet ettiğimiz için başarısızlık oranı yüzde birin altında kalıyordu.
Tabi ki buraya insanları alırken iş alanı verilmiyordu siber güvenlikte eğitim almış askerler seçtikleri insanları gözlem altına alıyor ve işimize yarayıp yaramayacağına kanaat getiriyordu. Eğer bu kanaat olumluysa detaylı bir maille buraya davet ediliyordu.
Burada yaşayacakları her şeyi bilerek gelmeleri başlarına gelecek olanları hak ettiklerinin bir göstergesiydi.
Biz gelen her adaya askeri anlamda eğitim verir ve güçlü askerler yetiştirirdik. Yani sadece başarılı oldukları alanlarda eğitim almaz askeri alanda da kendilerini geliştirirlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖLGE +18 ( ara verildi)
Science FictionYüksek duvarlarla örülü bir arsa ve tam ortasında tüm görkemli kasvetiyle duran simsiyah bina Kimse orada ne olduğunu ve neler döndüğünü bilmiyordu sadece kulaktan duyma birkaç cümle ve oradan çıktığını savunan birkaç tane kaçık. Elimizde ne net bir...