Helloo yeni bir bölümle karşınızdayım :)
Hoş geldiniz bebeklerim nasılsınız?
Kıymetli okuyucularım, öncelikle geçmiş bayramınız kutlu olsun. Kurgumu beğendiğiniz ve değer verdiğiniz için teşekkür ederim.
O kadar güzel geri dönütler alıyorum ki bu benim bir sonraki bölümü yazma motivasyonum oluyor ancak sizden bir ricam olacak. Lütfen okuduğunuz bölümlere ufak bir etkileşim sağlar mısınız? Bu etkileşim hem daha fazla kişiye ulaşmamızı sağlar hem de benim motivasyonumu daha fazla yükseltir.
Bu yola bir kişi bile okusa devam edeceğim diyerek çıktım ve düşündüğümden fazla kişiye ulaştım. İlginiz ve beğeniniz benim için çok kıymetli <3
İyi okumalar :)
Duyduklarım, gördüklerim ve yaşadıklarım benim benliğimi oluşturuyor bunun yanında ise beni ince bir ipin üzerinde hiçbir can güvenliği olmadan yürütüyordu.Meriç'in geldiğini öğrendiğimde odama gelip, kısa bir duş için soyunarak banyoma girdim. Suyun bile temizlemeye yetmeyeceği kirleri üzerimde taşıyordum ve ben ne kadar liflenirsem lifleneyim ya da ne kadar suyun içerisinde durursam durayım bu kirlerden arınamayacaktım.
Benim kirim ellerime bulaşan kan, ruhuma işleyen acımasızlık duygusuydu.
Suyun altında durduğum dakikalarda istediğim tek şey şu kapıdan çıktıktan sonra her şeyin normal olduğunu duymaktı.
Meriç iyi bir haber vermek için gelmez.
İç sesimin haklılığı ile suyu kapatarak duştan çıktığımda yüzüme çeki düzen vermem gerektiğine karar vererek hafif bir makyajı yaparak üzerime görev kıyafetlerimi geçirdim.
Odadan çıkarak toplantı odasına doğru yürümeye başladığımda gördüğüm rüya aklıma gelmiş sanki şu an rüyamı yaşıyormuşum hissini iliklerime kadar hissetmiştim.
Rüyamda duyduğum kan kokusu sanki burnumun ucundan ciğerlerime ulaşıyordu. Ellerimi kaldırarak bakma isteğiyle dolduğumda bunu yapmamış ve beyaz koridordan çıkarak toplantı salonuna ulaşmıştım.
Beyaz kapının üzerinde büyük harflerle yazan TOPLANTI ODASI yazısı neden olduğunu anlamadığım şekilde beni rahatsız etmişti.
Odaya girdiğimde odada sadece Alina ve Dora vardı. Dora'yla göz göze geldiğimizde gülümseyerek masanın etrafındaki herhangi bir sandalyeye oturduğumda üzerimde hissettiğim fazladan gözlerle Alina'ya döndüm.
''Yine gözlerini üzerimden alamıyorsun.'' Gülümseyerek kurduğum cümleden sonra oda bana gülümsemişti.
''Ben de tam bu nasıl bir rüküşlük diye düşünüyordum.'' Giydiklerimden bahsettiğini anlayınca gülüşüm odada yankılandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BÖLGE +18 ( ara verildi)
Science FictionYüksek duvarlarla örülü bir arsa ve tam ortasında tüm görkemli kasvetiyle duran simsiyah bina Kimse orada ne olduğunu ve neler döndüğünü bilmiyordu sadece kulaktan duyma birkaç cümle ve oradan çıktığını savunan birkaç tane kaçık. Elimizde ne net bir...