0.4

1.3K 198 1.2K
                                    

Selammm, ben geldim :)

Bilincim buranın gerçek olmadığını bilecek kadar açık ama bunu idrak edip uygulayamayacak kadar karmaşıktı.

Karanlık bir odada sandalyede ellerim, kollarım bağlı bir şekilde etrafıma korkarak bakıyordum çünkü ne kadar kabullenemesem de karanlık korktuğum bir yerdi.

O kadar sessiz ve zifiri karanlıktı ki kulaklarım sessizlikten dolayı uğuldamaya başlamıştı.

Gözlerimi kapatarak kendime buranın gerçek olmadığını hatırlatıyordum ama bu oyun zeka ile değil duygu ile ilgili olduğu için içimde olan hisleri durdurmak ve korkuyu geriye atmakta zorlanıyordum.

Oyunların amacı buydu birkaç korkunu birleştirerek seni öldürmeye çalışmak.
Evet bu simülasyonda  kaybederseniz gerçek dünyada da  uyanamaz ve yaşamın sonuna gelirdiniz.

Kalbimin hızlanmasıyla ayaklarımda hissettiğim soğukluk gittikçe yükselmeye başlamıştı bunun su olduğunu anlamam için gözümle görmeme gerek yoktu.

Neredeyse göbeğime kadar gelen su ile derin nefesler almaya başlamıştım.

Bağırmıyordum ya da kendimi hırpalamıyordum çünkü bunların hiç biri buradan kurtulmam için yeterli şeyler değildi. Oyun sabrımı ölçüyordu ve bir noktadan sonra durmak zorundaydı.

Spot olan beyaz ışıklar yüksek bir ses ile açıldığında, beklemediğim bir şey olduğu için olduğum yerde sıçramıştım. Her yeri aydınlatmasa da bulunduğum konuma bir loşluk veriyordu.

Zaten bir tane ışıktan sonsuz zifiri karanlık olan bir yeri aydınlatması beklenilemezdi.

Gözlerim karanlığa alıştığı için ışıkta açmak pek kolay olmamıştı.

Ben gözlerimi açmaya çalışırken fark ettiğim diğer bir ayrıntı artık ellerimin ve bacaklarımın bağlı olmamasıydı.

Gözlerimi etrafta şöyle bir gezdirdiğimde ne bir spot ışığı ne de göbeğime kadar gelen su vardı.

Hislerim o kadar karışmıştı ki ne suyun yokluğunu ne de ışığın renginin değişmesini fark etmiştim.

Beynim benimle oyun oynuyordu ve ben oluşan değişimleri birkaç dakika sonra idrak edebiliyordum.

Simülasyon değişmişti artık oturduğum sandalyenin yanında bir masa karşımda ise kendimi görebileceğim bir boy aynası vardı.

Dikkatimi çeken diğer bir detay ise masanın üzerinde duran silah olmuştu.

Korktuğun ve yüzleşmek istemediğin olayla burada tekrardan karşılaşacakmışsın gibi duruyor.

İç sesimin söylediği şeyi inkar etmek için kafamı sağa sola sallarken bir adam kapıyı sertçe açarak bulunduğum yere girdi. Bu yüz hiçte yabancı gelmiyordu bana doğru yaklaştığında iç sesimin haklı olduğunu anladım.

Çünkü gelen adam buraya ilk geldiğimde beni eğiten komutanlardan biriydi.

Adamın kapıdan girip üzerime gelmesiyle Artık geriye doğru adımlar atmaya başlamıştım. Sanki ne onun ne de benim konuşacak mecalimiz vardı çünkü ikimizde ne yapacağını biliyorduk.

Sırtımda duvarı hissettiğimde artık kaçacak bir yerim kalmadığı için çirkin yüzünde bir sırıtış belirdi.

duvarla  beni arasına alarak belimden tuttu ve kendine daha çok bastırdı.

Olayın nasıl geliştiğini birebir yaşayarak  öğrendiğim için beynime bu anı geçmesi için yalvarıyordum.

Derin derin aldığım nefesler artık ağlama boyutuna ulaşmıştı. Adamı ne kadar itersem iteyim gücüm yetmiyordu.

BÖLGE +18 ( ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin