Şoka girmiş bir şekilde onun yüzüne bakarken, kitap elimden yere düşüverdi."Anlamadım?" Diye bildim sadece. Yavaş adımlarla yanıma gelip omuzlarımdaki saçlarımı bir eliyle geri attı.
Bir ateşe değmiş gibi hemen geri çekildim.
"Seni seviyorum Eylül. Artık benden gidemezsin." Sözlerini duyunca sanki nefesim kesilmişti.
"Ne diyorsun sen? Manyak mısın? Çekil şuradan gidiyorum ben." Koşar adımlarla kapıya doğru giderken sözleri kulaklarıma doldu.
"Burdan çıkman imkansız Eylül. Boşuna çabalama." Ona cevap vermeden hızla kapının dışına çıktım. Gördüğüm manzarayla olduğum yere çakılmıştım sanki. Girerken bomboş olan bahçe, şimdi onlarca korumayla korunuyordu. Ve hepsi bana bakıyordu. Hızla bahçenin çıkış kapısına gittiğimde önüme bir sürü adam etten duvar örmüştü sanki. "Burdan çıkamazsınız. "
" Ne diyorsun sen be! Burda zorlama mı tutacaksınız beni? Siz kendinizi ne sanıyorsunuz!"
Arkamdan duyduğum sesle hemen o tarafa döndüm." Evet. Gerekirse zorla." Onu icerde bırakırken çok rahattı. Burdan çıkamayacağımdan emindi.Allahım nereye düştüm ben. Nasıl çıkacaktım burdan. Hızla ona doğru yürüyüp yüzüne sert bir tokat attım. Kafası yana bile biraz olsun dönmemişti." Ne yapıyorsun sen?"
Gözlerinden ateş çıkacaktı sanki. Ne olduğunu anlamadan kolumdan tutup eve sürüklemeye başladı.
"Bırak diyorum sana. Bırak. İmdat kimse yok mu? Yardım edin!" Ne kadar çırpınsamda bir fayda etmedi. Eve beni fırlattığı gibi yere düşmüştüm. Sertçe kapıyı çarptı."Ne kadar bağırırsan bağır. Seni burda kimse görmez ve duyamaz." Tekrar yanıma gelip kolumdan tutarak ayağa kaldırdı. Salona götürüp kolumu bıraktığında, karşımdaki tekli koltuğa oturup bana doğru bakmaya başladı.
"Kimsiniz siz? Ne istiyorsunuz benden?""Sadece seni." Dedi. "Saçmalık. Delirmişsiniz siz. Bu yaptığınız adam kaçırmak."
"Olabilir. Pek ilgilenmiyorum onunla." Dedi beni deli edicek bir sakinlikle.
"Bakın bırakın beni."
" Hayır. Bu saatten sonra gitmek yok. Burda yaşayacaksın,benimle." Sinirle ellerimi saçlarıma geçirip çekmeye başladım.
"Anlamıyor musun be adam? İstemiyorum burda kalmak."
"Anlamıyorum. Ve sen burda kalacaksın. Sen de beni seveceksin."
"Ne sevmesinden bahsediyorsun sen ya! İstemiyorum seni!" Hızla yerinden kalkıp yanıma geldi. Kollarımdan tuttuğu gibi sırtım duvara çarptı. Duvarla arasında sıkıştırmıştı beni. Hareket edicek yer bırakmamıştı. "Seviceksin. Sen de beni isteyeceksin." Yüzü yüzüme çok yakındı.
"Hayır. Bırak beni." O an başından beri tuttuğum göz yaşlarım akmaya başladı. Neyin içine düşmüştüm ben böyle."Ağlama." Sesi öncekine göre daha sakindi. Sinirle gözlerimizi birleştirip sabit tuttum. " Delirmişsin sen." Ellerimi göğsüne koyup kendimden uzaklaştırmaya çalıştığımda yerinden kıpırdamamıştı bile. " Sakinleş biraz öyle konuşalım."
" Ne sakinleşince konuşacaz. Gidicem ben. Sen de o kapıdaki adamlara izin vermelerini söyleyeceksin.""Öyle bir şey olmayacak."
" Olacak diyorum sana!"
Tekrar kolumdan tutup merdivenlerden yukarı çıkarmaya başladı." Bırak! Kolum acıyor." O kadar sıkı tutuyordu ki eminim kolum moraracaktı. Üst katta koridorun sonundaki odaya gelip hızla içeriye girip beni de peşinden soktu. "Canını yakmak istemiyorum Eylül. Beni zorlama. O sesini alçalt. Benimle düzgün konuş."
"Alçaltmıyorum. Konuşmuyorum seninle düzgün. Ne yapacaksın?"
"İstemediğim şeyleri yapmak zorunda bırakma beni. Senin için kötü olur."
Bu sözlerinden sonra sanki gözüm dönmüştü. Ne yaptığımı bilmiyordum. Hemen kolumun yanında duran biblolardan alıp karşıdaki duvara fırlatmaya başladım. "Sen daha bana ne kötü şeyler yapabilirsin ya. Su andan daha hiçbir şey olamaz eminim."
Hızla yanıma gelip elimde tuttuğum vazoyu elimden alıp kenara fırlattı. Sırtımı kapıya doğru ittirip, dibime kadar yanaştı. "Sakinleş. Kendine zarar veriyorsun sadece."
"Bırak beni. Uzaklaş.""Hayır Eylül. Bu saatten sonra bırakmak yok." Cümlesini bitirmesiyle dudaklarını dudaklarımın üstünde hissettim. Kapıyla kendi arasına sıkıştırmıştı beni. Ellerimi ise iki yandan tutturmuş itmeme izin vermiyordu. Hareketi edememedim. Karşılık almayınca dudaklarını geri çekti.
" Sen de beni seveceksin Eylül. Gerekirse zorla ama sen de beni isteyeceksin güzelim." Tekrar dudağıma bir öpücük kondurup geri çekildi. Tepki veremiyordum.
Beni kenara çekip kapıyı açtı."Burda kalıp sakinleş. Ama gitmeyi aklından çıkar." Diyip kapıyı üzerime kilitleyip, gitti.
Beni kendine tutsak etmişti.Herkese merhaba. Yeni bölümle burdayım. Yorumlarınızı ve oylarınız bekliyorum. Görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAFYA: TUTSAK +18
RomanceMüşteri gibi gelip kızın karşısına çıkan bir mafya. Bir şekilde kızı evine kadar getirtip sonra da onu eve tutsak edicek kadar tutkulu bir aşk. Kıza verilen üç ay süre. Bu üç ay içinde hisler karşılıklı mı olucak? Yoksa herkes kendi yoluna mı gide...