BÖLÜM 4

3.2K 81 0
                                    

Yaptığımız anlaşmadan sonra şirkete gidecem diyip evden çıkmıştı. Tabii ki kapıda bir yığın koruma ordusuyla beni burda bırakmıştı. Ben de yukarıda beni kilitledigi odaya çıkıp yatağa uzandım. Biraz dinlenmek kafamı toplamama yardımcı olurdu belki. Yatağa uzandığımda yaptığımız anlaşma aklıma gelmişti. Doğru mu yoksa yanlış mı yaptım emin değildim. Ama başka şansım yoktu. Burdan kendim kaçsam bile eminim beni çok uzaklaşmadan beni eliyle koymuş gibi bulması çok zor olmazdı, kapıda ki onca adamla. Zaten ona karşı bir duygu hissetmem gibi bir şey mümkün değildi. Ona tek hissedeceğim duygu nefret olurdu. Bu üç ayın sonunda da arkama bakmadan burdan gidip,ondan sonsuza kadar kurtulurdum. Tek dileğim burdaki süremin hızlıca geçmesiydi. Daha fazla gözlerim uykusuzluğa dayanamayarak kapandı.

■■■
Gözlerimi açtığımda dilim damağım kurulmuştu. Gökyüzü aydınlanmıştı daha.Oda da sadece lambaderin ışığı vardı. Başımı sağa çevirdiğimde Göktuğ, tekli koltuğu baş ucuma getirmiş üstünde uyuyordu. Burda mı uyumuştu? Manyak adam. Üstümdeki pikeyi kaldırıp ayağa kalktım. Sessizce mutfağa inmek için kapının kolunu aşağıya indirmeye çalıştım ama pek mümkün olmamıştı bu.
"Nereye gidiyorsun?" Hemen de uyanmıştı. Bu kadar sesten bile uykusu bölünen birinden nasıl kaçabilirim ki. "Susadım, mutfağa iniyordum."

"Bekle sen. Ben getiririm sana." Başımı olumsuz bir şekilde salladım." Gerek yok. Suyumu kendim alabilirim."

"Eylül geç dedim. Ben getiririm. Uykun açılmasın." Oflayarak geri yatağa oturdum.
"Oflama oflama. Ben de susadım zaten.Gelirim hemen." Tekrar yatağa gitmek yerine oda da ki camın yanında ki tekli koltuğa oturup dışarıyı izleyemeye başladım. Ağaçların arkasından denizin dalgalarının sesi geliyordu. Sakinleştiriyordu insanı. Sessiz insanlardan uzak olan bir yerdeydi ev. Aralıklı villardan oluşuyordu. O yüzden ne kadar bağırsam da pek insan duymazdı büyük ihtimal. Kapının açılmasıyla düşüncelerden sıyrıldım. "İyi ki yat uykun açılmasın dedim."

" Yatmak istemedim. Uykumda gitti zaten sana laf anlatırken." Suyu önümdeki masaya bırakıp oda karşımdaki koltuğa oturdu." Teşekkür ederim." Bir şey demedi, sadece gülümsedi.

"Kaçıcaksın zannettim. Öyle sessizce kapıyı açmaya çalışınca." Elleri alnını bulup ovdu.
"Uyanma diye. Merak etme anlaşmamıza uyacam ki seninde uyman için."
"Merak etme, ben bir söz verdiysem eğer tutarım. Ama eminim ki bir zaman sonra kendi isteğinle kalacaksın ya neyse."

"Ben de eminim ki üç ayın sonunda burdan arkama bakmadan gidicem."
Önümde ki suyu alıp içtim. Artık bu konunun kapanması için. O da bir şey demedi benden sonra.
" Sabah benimle sen de şirkete geleceksin."

"Gelmek istemiyorum ben, evde dururum. "

"Geliceksin dedim Eylül, bitti."

" Hayırdır ya bitti falan. Böyle devam edersen kavga edicez haberin olsun."
Koltuktan kalkıp yatağa gidip yattım. Pikeyi de kafama kadar çekip arkamı ona döndüm. "İyi uykular." Cevap vermeyip, gözlerimi kapadım. Uykumun arasında saçlarımda bir el hissetmemle gözlerimi araladım. Saçlarımı okşuyordu Göktuğ." Çek ellerini. Uzaklaş." Sesli gülüp ellerini saçımdan çekti daha sonra kapının kapanma sesini duydum.

■■■

Güneş ışığı gözüme vurmaya başladıkça rahatsızca gözlerimi açıp, kalktım. Yatakta ayılmayı bekledikten sonra odadaki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Kafamı kaldırıp aynadan yüzüme baktığımda gözlerimi içi hala kızarıktı. Saçım başım dağılmış berbat bir şekilde görünüyordum. Ellerimle saçlarımı düzeltip banyodan çıkıp, aşağıya indim.
Göktuğ her zaman ki yerinde oturmuş önündeki dosyalara bakıyordu. Bir şey demeden büyük koltuğa oturdum." Sana da günaydın Eylül Hanım." Ters bir bakış attım.

MAFYA: TUTSAK +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin