Biz geldik.
Zaman atlaması yaptım. En son Dylan ameliyata girmişti, bu ameliyattan dört ay sonrasına ait.
Yorum ve vote gelmedikçe bölüm de gelmeyecek.
İyi okumalar!
Dört Ay Sonra
Yattığım yatakta, odamın camından dışarı bakmaya devam ettim. Sırtımı yastığıma yaslamıştım ve ayaklarımı uzatmıştım, üstümde yatak örtüm vardı. Dizi izlemekten sıkıldığım için resim çizmiştim. Sonra resim çizmekten de sıkılmıştım. Tıpkı dört ayda olduğu gibi.
Gözlerim odamdaki duvar saatine kaydı, okulu on dakika önce bitmişti. Bizim eve hiç oyalanmazsa on beş dakikada geliyordu. Sadece beş dakika daha sıkılmaya devam edecektim, sonra geçecekti. Hep böyle olurdu.
Beş dakika geçer geçmez aşağıdan kapı sesi gelmesiyle eş zamanlı merdivenleri çıkmaya başladığını duydum. Heyecanla başım odamın açık kapısına döndü. "Elini yıka!" diye bağırdı annem arkasından.
"Tamam!" diye o da bağırıp benim odama koşarak girdi ve kapısı açık banyoma yöneldi. Ellerini yıkayıp çıktığında ona baktım istemsizce gülümseyerek. Onun da dudaklarında bir gülümseme yayıldı ve bana adımladı.
"Nasılsın bebeğim?" Yatağımın yanına oturduğunda omzumu silktim. Yüzümü kavrayıp saçlarıma ufak bir öpücük bıraktı. Çok sıkılıyordum ve oldukça üzülüyordum. Herkes okula gidiyordu bir aydır. Ben ise dört aydır neredeyse evden bile çıkamıyordum. Zaten tüm yazım da bu daracık mahallede geçmişti.
"İyiyim." dediğimde başını salladı ama silindi yüzündeki gülümseme yavaşça. Mutsuz olduğumu hemen anlamıştı. Her şeyi hemen anlıyordu artık, içimi dışını ezberlemişti bir yılda.
"Ne oldu?" Omzumu silktim. Böbrek nakli her şeyi çözecek diye düşünmüştüm, uyandığımda. Ama öyle değildi. Kırık kaburgalarımın iyileşmesi bir ayımı almıştı, dikişlerimin çıkması iki. Kalbimin ve vücudumun ise kendini toparlaması için dört aydır hiçbir şey yapmıyordum, yapamıyordum. Yaz tatilinde tek yapabildiğimiz maksimum olay caddedeki kafelere gitmek olmuştu, o da bir saat falan. Dylan'ın da benimle birlikte eve sıkışıp kalmasına neden olmuştum. O da tüm yaz boyunca benimleydi.
Sinirlerim boşalırken gözlerim doldu yavaşça. "Thomas..." Kendimi durduramayıp ağlamaya başladığımda ellerimle yüzümü kapattım. "Bebeğim..." Beni kendine çekmeye çalıştığında nazikçe iteledim onu. Ellerimi yüzümden çekip örtüme bakarken göz yaşlarımın dinmesini beklemeye başladım.
"Okula gitmek istiyorum." dedim, eli enseme çıktı ve okşamaya başladı yavaşça. Parmakları saçlarımda dolaştı. "Sizinle takılmak istiyorum. Baskete geri dönmek istiyorum."
"Biliyorum." Bana yaklaştırdı başını. "Biliyorum çok sıkıldın ama gerekli olduğunu biliyorsun. Senin sağlığın için." Başımı salladım gözlerimi kolumla kurularken.
"Niye ağlıyorsun?" diye babamın sesini duyduğumda kaldırdım başımı. Endişe ile bana yaklaşıp Dylan'ın yanına oturdu ve bir elini sırtıma, diğerini de göğsüme götürüp bastırdı ellerini yavaşça. "Yine göğsün mü ağrıyor?" Olumsuz anlamda başımı salladım.
"Hayır." Elini çekti yavaşça. Anlatmamı istercesine gözlerime baktı ama yatağa yatıp onlara sırtımı döndüm ve örtüyü boynuma kadar çektim. Anlatmak istemiyordum. Herkes benim için uğraşıyordu ve sızlanmam bencillik gibi geliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
FanfictionOkulun popüler çocuğu Dylan, okula yeni gelen Thomas'a her geçen gün kendini daha da kaptırırken ne yapacağını bilmiyordu.