DİKKATİNİ ÇEKMESİ İÇİN YAZIYORUM, BU BUGÜN ATTIĞIM İKİNCİ BÖLÜM. EĞER ATLADIYSAN YUKARI KAYDIR ÇÜNKÜ TEXTİNG BÖLÜMÜNÜ KAÇIRDIN.
Diğer bölümü atladıysan, yukarı kaydırıp bak çünkü bu bügün attığım ikinci bölüm.
Bu arada hikayeye başlarken uyarı kısmına eklemeyi yeni akıl ettim, hikayede uyuşturucu kullanımı da olacak.
Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.
Bu kampa gelme fikrini aklıma sokan kişiye kucak dolusu küfülerimi yolluyordum. Yani Dylan'a. Onunla küsmeden önce güzel geçecek gibi duruyordu ama şimdi küsmüştük. Benim ise tek bir arkadaşım bile yoktu.
Melez bir oğlanın yanındaki boşluğa oturduğumda gözlerindeki siyah camlı gözlüğü hafif aşağı indirip bana baktı. Bakışları değişikti. "Kafan mı iyi?" diye sordum. Dudakları büzüldü. Gözlerini genişletti.
"Biraz ot sadece." Güldüm. Öylesine servisin koridoruna bakarken Dylan ile karşılaşmamla gözlerimi devirerek kollarımı göğsümde birleştirdim ve arkama yaslandım.
"Ov, okulun en seksi erkeğine göz mü devirdin sen az önce?" Ona baktım kaşlarım kalkık.
"Şu piçi mi tasfir ettin?" Başını salladı ve genişçe sırıttı. Kafası kesinlikle oldukça iyiydi.
"Oldukça. Tüm kızlar öyle diyor. Gay olması Tanrı'nın bu okuldaki kızlara bir cezasıymış falan filan işte." Tekrar gözlüğünü gözüne ittirdi ve benim gibi arkasına yaslandı. "Böyle belalı gözüküyor muyum?" Güldüm, komik çocuktu cidden.
"Tanrım, ismin ne?" Başını yana düşürüp bana baktı.
"Elliot ama sen bana Ell diyebilirsin." Elimi uzattım.
"Thomas." Dudakları kıvrılırken elimi sıktı ve tekrar önüne dönüp gözlükle bir yerlere bakmaya başladı.
"Ben de sana Tom diyeceğim." Omzumu silktim. Küfrederek çağırmadığı sürece hiçbir sıkıntı yoktu, benim açımdan.
"Sen bu okulun torbacısı falan mısın?" Sakızını daha sesli çiğnemeye başladı.
"Satmam, kullanırım. Zevk meselesi, fedaral falan mısın yoksa?" Şaşkınlıkla ona baktım.
"Hayır dersem inanacak mısın?" Başını salladığında güldüm. "Hayır, değilim." Değişik çocuktu ve sevmiştim.
"Benim kız geliyor, beni koru!" Kapşonlumdan tutup beni önüne çektiğinde önümüzden geçen sarışın küt saçlı kıza o kadar kasılmış bir şekilde baktım ki kaşları çatıldı.
"İyi misin?" Yavaşça başımı salladığımda dudaklarını birbirine bastırdı. Arkama bakmaya çalıştığında engel oldum. "Eee, arkadaşın seni çağırıyor galiba." dedim hızlıca elimle arkayı gösterirken.
"Ah, tamam." Tekrar yürümeye başladığında derin bir nefes verdim. Ciddi anlamda gerilmiştim. "Ell? Arkamdan çık artık, gitti." Çekilmedi. "Ell! Sızdın mı?" Arkamdan hızla geri çekildiğinde kaymış siyah gözlüklerine baktım.
"Hayır." dedi uzatarak. "Kesinlikle hayır." Okula neden kafayı bulup geldiğini cidden anlamamıştım. Derin bir nefes alıp arkama yaslanmıştım ki üstümüze bir gölge düştü. İkimiz da aynı anda başımızı kaldırdığımızda Dylan ile karşılaştık. Doğruca Ell'e bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
FanfictieOkulun popüler çocuğu Dylan, okula yeni gelen Thomas'a her geçen gün kendini daha da kaptırırken ne yapacağını bilmiyordu.