Biz geldik.
Yarın Darağacı Dansı gelir.
Yorum ve vote atmayı unutmayın, iyi okumalar
Arkada Lana Del Rey çalıyordu ve sandalyeme oturmuş, çizim defterimi dizlerime yaslamıştım. Taslak olarak öylesine karakalem çiziyordum ve başladığım her yüz ya onun gözlerine, ya dudaklarına, ya da yüzüne benziyordu. Engelleyebildiğim bir şey değildi sanki.
Derin bir nefes vererek, sandalyeden yatağa uzandım ve ayaklarımı sandalyeye koyup dizlerimi kırdım, defterimi yasladım çizim yapmaya devam ettim. Resmedilmesi gereken bir yüzü vardı, ilahi bir varlık gibi güzeldi.
Odamın kapısı çalındığında defteri hızla kapattım ve tam o anda kapı açıldı. "Çizim mi yapıyorsun?" Küfrederek hızla defteri kapattım ve başımı biraz arkaya atarak babama baktım ters bir şekilde.
"Hayır." Telefonuma dokunup müziği durdurduğumda defterimi işaret etti.
"Onun sama yedekte bulunsun diye aldığım defter olduğuna yemin edebilirim." Dudaklarımı üzdüm.
"Göstermek istemiyorum, belki sonra." dediğimde gülümsedi. Başıyla arkayı işaret etti.
"Arkadaşın geldi, aşağıda annen onu soru yağmuruna tuttuğu için biraz geç gelecek olabilir yukarıya." Başımı salladığımda odamdan çıktı ve kapımı kapattı. Küfrederek ayağa kalktım ve çizim defterimi aldım kollarımın arasına. Bunu görürse utançtan öldürdüm, bu çocuk ta tam gelecek zamanı bulmuştu amına koyiyim.
"Ben geldim!" diye büyük bir neşeyle odama girdiğinde defterimi bakmamasını umarak masaya koydum. Kapımı kapatıp tek kolunu belime sardı ve bedenimi bedenine yapıştırdı. "Özledin mi beni?" Güldüm.
"Dün gece de buradaydın Dylan. Sadece beş saattir görüşmüyoruz." Dudaklarıma bastırdı dudaklarımı.
"Ama ben beş saatte özledim seni." Kollarımı boynuna dolayıp ensesindeki saçlarıyla oynamaya başladığımda yanağımdan öptü.
"Çok mu özlüyorsun?" diye fısıldadığımda tek eliyle yanaklarımı kavrayıp sıktı ve büzüşen dudaklarımı öptü.
"Yerim seni, tipe bak." Tekrar öptü dudaklarımdan. "Tabi çok özlüyorum. Biraz manyaklığa kaçmaya başladı ama her gece rüyalarımda sen varsın." Güldüm.
"Şizofren." Yanaklarım acımaya başladığında yüzümü sallayarak kurtuldum elinden. "Canımı acıtıyorsun." Dudaklarını büzdü.
"Oy, kıyamam sana." Yanağımdan öptü derince. Gülümsediğimde benden ayrıldı ve odamı incelemeye başladı. "Odandaki en sevdiğim eşya ne biliyor musun?" Kaşlarım çatıldı.
"Hayır bilmiyorum?" dediğimde genişçe sırttı.
"Yatağın." Homurdanarak yüzümü sıvazladım. Sapıklık ve yavşaklıkta üstüne birisi oynayabilir mi emin değildim.
"Sapıksın." dediğimde gülümseyerek çalışma masama bakmaya başladı.
"Teşekkür ederim bebeğim." Çizim defterimi eline aldığında beynimde uyarı sinyalleri yanmaya başlarken hızla öne atıldım ve defteri elinden çekip göğsüme bastırdım. "Bakma." Kaşları havalandı.
"Neden?" Omzumu silktim.
"Bitmedi daha, taslağı var burada." Dudaklarını büzdü.
"Bitince gösterecek misin?" Hızla başımı salladığımda gülümsedi. "Tamam o zaman." Ben de gülümseyerek arkamı döndüm ve giysi odama ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
FanfictionOkulun popüler çocuğu Dylan, okula yeni gelen Thomas'a her geçen gün kendini daha da kaptırırken ne yapacağını bilmiyordu.