STAY -26-

920 82 117
                                    

Biz geldik.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar.












Dylan'ın doğumgünü partisindeydik ve bok gibi hissediyordum. Benimle üç kelimeden fazla konuşmamıştı. Merhaba, nasılsın ve iyiyim. Cidden üç kelime ediyordu.

Tüm basket takımı burdaydı ve kolları çıkartmış oyun oynuyordu iki arkadaşıyla. Gözleri ara sıra bana kayıyordu ve ben cidden ağlamak üzereydim. Bana daha kötü davranamazdı.

Yatağında oturuyordum ve sadece oturuyordum. Ellerimi inceliyordum falan, baya eğleniyordum yani. istenmediğimi bu kadar belli edemezdi. Birden ona ne olmuştu da benden soğumuştu emin değildim. Ama şerefsiz gibi davranıyordu.

"Thomas?" Harden yanıma oturduğunda başımı kaldırıp gözlerine baktım. "Ne oldu? Moralin bozuk gibi." Dudaklarımı aralamıştım ki Dylan böldü sırıtarak.

"Maçta rezil olmaktan korkuyordur, şutları korkunç derecede berbat çünkü." Birkaç kişi gülse de Harden ve Orlando şokla ona baktı. Titreyen dolu gözlerimi ellerime indirdim ve sakin kalmak için derince bir nefes çektim içime.

"Senden daha iyi oynuyor." diye Will araya girdiğinde ona döndü bakışları. Kaşları çatılmıştı ve öfke ile Dylan'a bakıyordu. "Koşarken yere yapışmıyor en azından." Birkaç kişi laf soktuğu için bağırmaya başlarken Dylan ona cevap vermedi, önüne döndü.

Kendimi tutamayacağımı anladığında hızla ayağa kalktım ve odanın kapısına ilerledim. Arkamdan gülüşü geldiğinde titreyen elimle kapıyı açıp dışarı çıktım ve lavaboya ilerlemeye başladım dolu gözlerimle. Herkes içinde benimle dalga geçerek ne yapmaya çalışıyordu bilmiyordum ama kalbimi kırmıştı orospu çocuğu.

Sakinleşmek için yüzüme su çarpıp geri odaya döndüm. Bir derdi olmalıydı, yoksa bana bu kadar kötü davranmazdı. O böyle bir insan değildi. Özellikle beni severken böyle davranmasının bir nedeni olmalıydı.

"Hadi hediyeleri verelim." diye Harden araya girdiğinde ayağa kalktım kenardaki poşeti alıp. Herkesin sırayla hediyesini vermesini ve Dylan ile sarılmalarını izledim. Sıra bana geldiğinde yüzündeki gülümseme silinirken gözlerime baktı.

"Doğum günün kutlu olsun." dediğimde yüzündeki yapmacık bir ifade ile gülümsedi bana. Elimdeki poşeti aldı ve sarılmadı bile. Herkesin hediyesini açmasına rağmen benimkini açmadan kenara bıraktı.

"Teşekkür ederim." Herkes sessizleşmişti. Hepsi bana bok gibi davrandığının farkındaydı. Canımın acımasını engelleyemiyordum.

"Neden böyle davranıyorsun?" diye sonunda sorabildiğimde derin bir nefes alırken gözlerini etrafta gezdirdi.

"Nasıl davranacağımı da mı sen belirleyeceksin?" Bana yaklaştı hafif. "Ah, ağlayacak mısın şimdi de?" İçimdeki üzüntünün gözlerime yansıması çok kötüydü çünkü benimle resmen dalga geçiyordu.

"Dylan." dedi Harden. "Ne yapıyorsun amına koyiyim sen?"

"Ayrılmak istiyorum." dediğinde sertçe yutkunurken gözlerine bakmaya devam ettim. Her şey yolundaydı. Benden birden nefret ediyor olamazdı.

"Neden?" diye sordum. Alaylı bir gülüş döküldü dudaklarından.

"Ne sandın, seni cidden seveceğimi falan mı?" Dalga geçer gibi gözlerime bakmaya devam ettiğinde dolmalarını engelleyemedim. "Acınasısın. Şu haline bak."

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin