Biz geldik aşklarım. Yarın TRNC gelir.
Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!
"Şuraya imza atıp çıkabilirsiniz." Babam masaya eğilip imza attığında amirin odasından çıktık. İfade vermeye gelmiştim ve herkes çok gergindi. Özellikle babam bana sinirliydi ama belli etmemeye çalışıyordu. Bin kez amcamın tehlikeli biri olduğunu söylemişti. Onu görürsem direkt polisi aramamı. Sadece düzeldiğini umut etmiştim.
Bizimkilerin yanına geçtiğimizde Dylan ile çarpıştı gözlerim. Ayağa kalktı, Harden söylemişti ona camdan bizim evdeki polis arabalarını görünce. Bana ne kadar sinirli olsa da anında burada bitmişti ve gözlerindeki endişeyi görebiliyordum.
"Çocuğa kızma." diye fısıldadı annem babama. "Strese sokacaksın." Babam yüzünü sıvazlarken başını salladı. Bana döndü yavaşça.
"İyi hissetmiyorsan hastaneye gidebiliriz." Olumsuz anlamda başımı salladım.
"İyiyim." Bana baktı bir süre. Ardından tekrar salladı başını.
"Amcanın gidebileceği yerleri ifade vereceğim şimdi. Sen dışarı çık Dylan ile hava al." Başımı salladım ve Dylan'ı beklemeden yürümeye başladım. Nasıl olsa arkamdan geldiğini biliyordum.
Karakolun karanlık ve boş arka bahçesine çıktığımızda duvara yaslı banka oturdum. O da birkaç saniye içinde yetişti bana, yanıma oturdu ama ikimiz de sessiz kaldık. Cebine uzanıp sigara paketini çıkarttığımda bir şey demedi bu sefer. Yakıp dudaklarıma götürdüm ve başımı duvara yaslayıp karanlık sokağı izlemeye başladım. O da benim gibi bir sigara yaktı.
Başımı duvardan çekip omzuna yasladığımda kolunu etrafıma sardı bunu bekliyormuş gibi. Her ne kadar birbirimize sinirli olsak da ayrı kalamıyorduk. "İyi misin?"
"İyiyim." Dudaklarımdan sigarayı çekti ve yere atıp söndürdü. Sesimi çıkartmadım. Kendi sigarasını içmeye devam etti.
"Özür dilerim." dedim uzun bir sessizliğin ardından. Galiba bu sefer bunu söylemeliydim.
"Ben de özür dilerim." Başımı omzundan kaldırıp gözlerine baktım. Elini morarmış yanağıma koydu. "Acıyor mu?"
"Amcam yüzünden morardı." Omzumu silktim. "Hem ben de sana vurmuştum, ödeştik." Başını omzuma koyup kollarını bana sardığında ben de ona sarıldım. Boynumdan derince öperken saçlarını okşadım.
"Görüyorsun değil mi?" Geri çekildi, gözlerime baktı. "Uyuşturucunun insanları ne hâle getirdiğini görüyorsun, değil mi? Nasıl gözünü döndürdüğünü?" Başımı salladım. Ellerini yanaklarıma çıkartıp okşamaya başladı. "Söz ver bana, bir daha kullanmayacaksın."
"Tamam, yemin ederim kullanmayacağım." Başını sallarken dudaklarını dudaklarıma bastırdı yavaşça. Bir süre öpüştük. Dudaklarımızı ayırdığında yine boynumdan öptü yumuşakça.
Telefonum çalmaya başladığında ondan ayrıldım. Babam arıyordu. "Efendim?" Karşı tarafı dinledim bir süre. "Tamam, geliyoruz." Telefonu kapattım. Ona döndüm.
"Gidelim hadi." Ayağa kalktığımda elimden tuttu. Kendine çekiştirdi beni.
"Bu gece bende kalsana?" Olaylardan sonra babam izin verir mi bilmiyordum ama yine de sormaktan zarar gelmezdi.
"Sorayım babama." Başını salladı ve o da ayağa kalktı. Karakolun önüne yürümeye başladık. Bizimkileri gördüğümüzde durduk, babam bana baktı direkt.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]
FanficOkulun popüler çocuğu Dylan, okula yeni gelen Thomas'a her geçen gün kendini daha da kaptırırken ne yapacağını bilmiyordu.