(Bölüm 21)

11.1K 1.1K 213
                                    

                                   &&&

"Ben, bunun..." Ancak, lafını tamamlayamadı; zira, onun olumsuz bir yanıt vereceğini anlayan adam, atik bir hareketle dudaklarına parmaklarını koyup onu susturmuştu.

"Buna hemen cevap verme, üzerinde düşünmeni istiyorum."

Kocasının müdahalesiyle konuşması yarım kalan Rana huzursuzca kıpırdanırken, "Bir şey değişmeyecek," diye mırıldandı.

"Onu zaman gösterecek güzelim," dedi Kerem, inatçı bir sesle. Kafasına koyduğu şey için mücadele etmeye kararlıydı. "Şimdi, uyumaya ne dersin?" Konuşurken usulca kızın ince bedenine sarılıp başını göğsüne çekmişti. Sanki, onunla yatmak çok olağanmış gibi, karşı koymadan munis bir kedi gibi o geniş göğse koydu başını Rana. Adamın kalp atışlarının huzur veren  etkiyle göz kapakları ağırlaşırken genzine dolan erkeksi kokuyla yüzüne tatlı bir tebessümün yayıldığının farkında bile olmadı. Kızın hafifleyen nefeslerinden uyuduğunu anlayan Kerem, çenesinin altındaki başı eğilip usulca öperken, "İnatçı keçi," diye mırıldandı, onun da yüzünde bir gülümseme vardı. Dışarıdaki yağmur sanki onların anlaşmasını duymuşçasına hafiflerken genç çift derin bir uykuya daldı.

&&&

Avşa'da, tahminlerinden daha uzun süre kalmışlardı; zira, evdeki hasar epey fazlaydı. İlk geceden sonra, Ada'daki butik otellerden birisine geçmişlerdi. Sinan Beyin önerdiği Sefer Ustanın da katkısıyla birkaç işçiden oluşan bir ekip kuran Kerem, kolları sıvayarak hemen tadilat işine girişmişti. Adamın, yaptığı işe kendini tamamen vermesi Rana'nın dikkatinden kaçmamıştı.

Bir haftalık süreçte genç kız, Kerem Basralı'nın bilmediği pek çok yönünü öğrendi. Her şeyden önce mükemmeliyetçiydi ve işi söz konusu olduğunda çok titizdi; çabuk sinirleniyordu ve fazla inatçıydı. Gülümsediği zaman sağ yanağında ortaya çıkan bir gamzesi vardı ve bu, genç adamı küçük bir oğlan çocuğuna benzetiyordu. Sevdikleri söz konusu olduğunda, ki bu Mehveş Basralı'ydı, tam bir fanatik haline geliyordu. Kerem Basralı'nın, dışarıya göstermediği ama kendisine tanıttığı adam çok nahifti ve bu, Rana'yı hayrete düşürmüştü. Böylesine hassas olan bir insanın, geçmişte kendisini kırıp döken o sözleri nasıl söylediğine ne kadar kafa yorsa da bir sonuca ulaşamıyordu. Tüm duyguları gibi düşünceleri de karışmaya başlamıştı ve korkuyordu. Ona kapılmaktan, içinde tomurcuklanan ve açmak için bekleyen o duyguların adını koymaktan... Bundan dolayı da olabildiğince onunla samimiyet kurmamaya çalışıyordu, ne kadar başarabildiği tartışılırdı tabii.

Otelde ayrı odada kalma isteği, Kerem tarafından kesin bir dille reddedilmişti. Adamın, bu konuda ileri sürdüğü nedenler oldukça mantıklıydı ve maalesef Rana da kabul etmek zorunda kalmıştı. "Tamam ama, ayrı yataklar olacak," demişti kız, son bir hamleyle.

"Tatil arkadaşı gibi desene?" diyerek hafifçe alay etmişti Kerem. "Peki karıcım." Artık onun, bu hitabına karşı çıkmıyordu Rana, çünkü ne kadar muhalefet etse de faydasız olduğunu öğrenmişti. İlk gece yaşanan yakınlığın tekerrür etmemesi için, elinden geldiğince tedbirli davranmıştı kız. Tedirgindi; zira duyguları konusunda kendisine güvenmemesi gerektiğini anlamıştı. Kocasından etkileniyordu, hem de öyle böyle değil! Bu defa, kontrolünü tamamen kaybetmekten ve ona, "Evet," demekten korkuyordu. İçinde iki insan cenk halindeydi; birisi, "Söylediklerini ne çabuk unuttun, sana ne kadar acı çektirdiğini? Asla, mümkün değil!" derken öbürü, "Gururun canını cehenneme kızım!" diyordu, "Bırak, ne olacağını gör, anı yaşa! Sonradan pişman olmaktansa yaşayıp gör!"

Kafasının içinde kavga halindeki seslerden yorulmuştu doğrusu, bir an önce tadilatın bitmesini ve İstanbul'a dönmeyi istiyordu artık. Genç adamın, evi dikkatli bir şekilde gezip elindeki telefona sürekli bir şeyler yazması dikkatinden kaçmamıştı. Bir gün dayanamadı, sordu.

MAĞRUR AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin