episode 6

3.7K 235 49
                                    

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir kahvenin kırk yıl hatrı...

°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°

  Büyük bir stresle yanımda benimle beraber adımlayan ablamın elini tutmuş sıkıyordum. Büyüklerimizin almış olduğu kararla ve bizimde bu karara razı oluşumuzla Ömer ile bir görüşme ayarlama durumunda kalmıştık. Ben bulaşıkları yıkarken büyüklerimiz konu üzerine durmuşlar. Öğrendiklerim karşısında ufak bir şok geçirsem de geçmiş anılarımı az çok hatırlıyor oluşum şokun üstesinden çabucak gelmemi sağlamıştı.

    Ben yaklaşık dört yaşlarında iken dedemin yönettiği babamında öğretmenlik yaptığı Kur-an kursuna gidiyor, kitabımızı okumayı ve dinimizi öğreniyordum tabi o zamanlar da diğerlerine nazaran daha yakın olduğum bir arkadaşım vardı, Ömer.

   Ömer Özyılmaz daha altı yaşlarındayken beraber oyunlar oynuyor, dinimizi öğreniyorduk. Unuttuğum çocukluğum parçalar birleştikçe kendini hatırlatıyordu. Yapbozun parçaları teker teker yerlerine yerleşiyor, geçmişimi sergikeyecek oerde görevi görüyordu.

  Ömer'in babasına gelirsek... Kendisi Ömer dahaden on yedi yaşlarındayken hayata gözlerini yummuş. Öğrendiğim bir diğer hususta Ömer'in babası öldükten sonra çalışmaya başlamasıydı. Hem çalışarak hem okuyarak annesine ve o zamanlar daha bir kaç aylık olan kardeşine bakma durumunda kalmıştı.

   Ve Ömer, çocukluğumuzdan beri beni hatırlıyor ve öğrendiğim kadarıyla da seviyordu. Kalbim bu gerçeği her hatırladığımda maratona çıkmışçasına atarken sakinleşmem o kadar da kolay olmuyordu.

  Nihayetinde Kafe görüş alanımıza girdiğinde adımlarımı durdurdum. Yok, ben yapamayacağım galiba. Ya yanındayken kalp krizi geçirip ölürsem?

   Saçmalığa bak arkadaş, bir de bayıl istiyorsan Feriha.

    "Ne duruyorsun Ümame? Hadi, eniştem bekliyor!" Ablam, başından beri Ömer'i tanıyordu. Bana söylememesine kızmamıştım, o kadar abartmaya gerek yoktu çünkü. Unutarak hatalı olan bendim, ablama anlatmadı diye kızamazdım.

     Meğersem ablam çocukluğumuzdan beri hep bizi yan yana getirmeye çalışırmış, çocukluk aklıyla ki ne zaman genç kız olduğunda doğru olanları öğrenmiş işte o zaman bizimle uğraşmayı bırakmış.

    Kafeden içeriye girdiğimde yüzüme vuran rüzgar serinletmişti. İçerisinin klimalı oluşu güzeldi. Bu sıcakta sıcak bir ortamda bulunmak istemiyordum zaten üzerime giyindiğim siyah feracem güneş ışınlarını üzerine çekiyordu ve sıcak daha da katlanılmaz oluyordu.

Kur-an Kursunun Muallimi ღHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin