Ben onun özlemiyle geçen zamanın bir ömür gibi gelmesini değil, bir ömür onunla olmak istiyordum.
°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°
(Ömer Özyılmaz'ın anlatımıyla...)
Kalbim ağırıyordu. Gördüklerim kalbimi binlerce okla delik deşik edilmişçesine ağrıyordu hemde. Bu ağrıyı iyileştirebilecek bir güç bende bulunmuyordu. Bu ağrının oluşmasını var eden beden... İşte ben o bedenin sahibini çok seviyordum. Ona karşı bu denli sevgi besliyor oluşum belki de ağrının ham maddesiydi.
Görüntüler gözümden bir bir silikleşerek yokluğa gömüldüğünde büyük bir kuvvetle sarsılarak uyandığım zaman gözlerim bulunduğum mekanı keşfetmek istercesine dolandı etrafta. Yoğun bakım odasının önüne dizilmiş koltuklardan birinde oturuyordum. Karşımdaki camın ardında gördüğüm beden içime soğuk suları boca ederken hızla yerimden kalkarak camın önüne geldim.
Ellerimi cama yaslayarak olanları kavramaya çalışırken gözlerimi ondan asla ayırmıyordum. Nihayetinde olayları kavrayan beynim, kalbimin mutlulukla çırpınmasını sağladı.
Rabb'ime binlerce kez şükürler olsun... Sevdiğimi bana bağışlamıştı. Gördüklerimin hepsi bir rüyadan ibaret olmasına rağmen acıyı bu kadar derinden hissediyor olmam garipti ya da değildi hakikatinde ona duyduğum sevgi diğer duygularımı yerle bir edecek kadar güçlüydü. Bedenimde barındırdığım duyguların en büyüyüydü Ümame'ye olan sevgim.
Bedenim ani gelen rahatlama hissiyle gevşediğinde olduğum yerde yere çökerek ellerimle yüzümü örttüm ve kaç kere olduğunu sayamadan şükürlerimi sundum Rabb'ime.
"İsteyen olursa içeriye alabiliriz fakat yalnızca bir kişi." Doktorun sesini duymamla yerimden hızla kalktım.
"Ben! Ne olur ben gireyim..." Gözlerimi diğer aile üyelerinde gezdirdim izin istercesine. Hiçbirinin benden bir farkı yoktu lakin genel olarak baktığımızda en çok etkilenen bendim. Tabii bunda gördüğüm rüyanın etkiside büyüktü. Rüya o kadar gerçekçiydi ki... Bedenimde bıraktığı etkinin çabucak geçebileceğine dahi inanmıyordum.
Girdiğim düş yeri bütün benliğimi büyük bir sarsıntıya uğratmıştı. Beni, sevdiğimi kaybettiğim bir senaryoda oynatmıştı ve ben bu sahnede rol yapmamıştım. Tamamiyle saf halimle bulunuyordum o sahnede.
Ümame'ye karşı beslediğim saf sevgiyle...
Gerekli olan prosedürleri yerine getirdikten sonra araladığım kapıdan içeriye girdim. Gözlerim kabloların bağlandığı, ten renginin solduğu ve vücudunun bazı bölgelerinde yer edinen morluklara ev sahipliği yapan bedene değdiğinde içim titredi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kur-an Kursunun Muallimi ღ
SpiritualAçılan kapının ardından görülen iki bedende gezdirdim gözlerimi. Bir müzekkerin elini tutan ufak biz kız çocuğu vardı. Sorgular şekilde olan bakışlarım müzekkerin sesini davet etmişti ortama. "Biz kayıt olmak için gelmiştik?"