Açılan kapının ardından görülen iki bedende gezdirdim gözlerimi. Bir müzekkerin elini tutan ufak biz kız çocuğu vardı. Sorgular şekilde olan bakışlarım müzekkerin sesini davet etmişti ortama.
"Biz kayıt olmak için gelmiştik?"
İnsan sevildiğini gördükçe mi sevmek ister yoksa sevdikçe mi sevilmek ister? Beyin duvarlarımda kendimle çelişkilendiğim şu anımda sualime cevap arıyordum. İkisinin de belirtileri bedenimde mevcut iken aksini idda edebilecek bir durumum yoktu açıkçası.
Ömer'in beni sevdiğini gördükçe onun sevgisine karşılık vermek istemişti kalbim ve ona karşı ne zaman sevgi beslemeye başladıysa da o andan itibaren de daha çok sevilmek istedi. Sevgi bir nevi paylaşılmak gibiydi. Birbirinize olan sevginizi birbirinizle paylaşarak büyütüyordunuz.
Dini nikahın kıyılması üzerinden bir hafta anca geçmişti ve biz o süreç içerisinde evi tutmuş mobilyaların da bir çoğunu seçmeyi bitirmiştik. Bugün yatak odası için mobilya bakmaya gidecektik. Şuan ise hazır bir biçimde koltukta oturmuş Ömer'in gelmesini bekliyordum.
"Bugün yatak odası bakmaya mı gideceksiniz?" Ablamın sesi ortamda kendini belli ettiğinde bakışlarımı ablama çevirdim. Pişkince sırıtarak beni izliyordu. Aklından ne tür senaryolar geçtiği sırıtışına yansıyordu.
"Ne bu pişkince sırıtmalar?"
"Hiç, ne zamana teyze olurum diye düşünmeye başladım da..." Cümlesiyle yanaklarıma hücum eden kan hücrelerim utandığımı gün yüzüne çıkarıyordu.
Ne bu acele gülüm?
Dışarıdan gelen korna sesiyle çantamı kapıp koşturarak kapıya doğru ilerleyip ayakkabılarımı giyinmeye başladım.
"Tabi, sevdiceğin geldi koş hemen yanına." Ablamı duymazdan gelerek koştur koştur aşağıya indim. Arabasını tam kapının önünde durdurmuş beni bekliyordu. Gözleri bedenime değdiğinde gülümseyerek indi arabadan. Yanına vardığımda gülümseyerek ön kapıyı açtı benim için.
Ne centilmen bu adam yahu!
"Teşekkür ederim..."
"Rica ederim,güzelim." Kapımı örtüp kendi yerine geçene kadar onu izledim. Üzerine giyindiği siyah kumaş pantolonla beraber kombinlediği siyah kazağıyla fazla yakışıklı duruyordu. Arabaya bindiğinde saçlarının dağılmış olduğunu görerek arabayı çalıştırmak üzereyken ellerimi saçlarına atarak düzeltmeye başladığımda hareket etmeyi durdurmuştu. Başını hareket ettirmeden bana bakmaya başladığı vakit elimi çekip bacaklarımın üzerine koydum.
