Allah'ım sen neylersen güzel eylersin...°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°•○●°
Haftanın ikinci günündeydik ve ben iki gündür müzekker ile uzaktan yakından bir iletişimde bulunmamıştım. Bu her ne kadar beni mutlu etse de bir o kadar da üzüyordu. Beni asıl üzen husus bu kadar kısa bir sürede ona çabuk bağlanışımdı. Baktığım yerlerde gülümseyen siması anında beliriveriyordu. Bundan ne kadar kaçarsam kaçayım bir şekilde kurtulamadığımdan artık sadece bekliyordum, görüntünün gitmesini.
"Hocam, peki Hz. Ömer'in genellikle nasıl biri olarak bilindiğini söyler misiniz?" Sorusu üzerine gülümseyerek vereceğim bilgilerin tek tek ağzımdan dökülmesini sağladım.
"Hz. Ömer'in adeletinin çokça konuşulduğunu biliyor muydunuz? Misal, o çalıştığı ortamda iki tane mum bulundururdu. Bir mumla kendi işlerini görürken diğer mumla devlet işlerini görürdü. Kendi işini göreceği zaman yanan devlet mumunu söndürür,öteki mumu yakardı. Aynı şekilde devlet işine bakacağında da kendi mumunu söndürür, devlet mumunu yakardı." Dikkatlice sözümü dinleyen talebelerimde gezdirdim gözlerimi. Hepsinin yüzünde yayılan bir gülümseme vardı.
"Ümame yenge, benim abimde Hz. Ömer kadar olmasa da adaletlidir onu da Hz. Ömer'i sevdiğin gibi sever misin?" Sorusu üzerine öylece kalakaldığımda çocukların arasında oturan ablam kıkırdamaya başlamıştı.
"Öhm, şey yani... Her insan sevilmeyi hak eder aynen," diyerek bakışlarımı çocuklardan çekip duvara dikecekken kapının pervazına yaslanmış bir vaziyette yere bakaran gülümseyen beden gözlerimle buluşmuştu.
Hafsa'nın bana yenge demesine alıştım diyebilirdim ama bunu babam duyarsa yanlış düşüncelere kapılabilirdi. Aksini iddia edemeyeceğim bir diğer hususta yenge demesinin hoşuma gitmesiydi.
Deli kız, kızardın gene!
Ellerim aniden yanaklarıma çıkarken yanağıma hücum eden kan hücrelerimi hissedebiliyor gibiydim. Tahminimce al al olan yanaklarım uzaktan bakıldığında bile belli olacak cinstendi yoksa Ömer'in bana dönen bakışları ardından kıkırdayarak babamın odasına ilerlemesine başka anlam yükleyemezdim.
"Ömer'e ne zaman enişte diyeceğim ben?" Ablam omzuyla omzuma vurarak sorusunu ilettiğinde gözlerimi devirerek yanından uzaklaşacakken kurduğu mantıklı cümlelerle olduğum gibi kaldım.
"Ümame, şaka bir yana gönlü var gibi sende. Sende kendi gönlüne bir kulak ver ve ona göre hareket et. İşi fazla uzatma." Yutkunarak başımı sallayıp onayladım sözlerini.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kur-an Kursunun Muallimi ღ
EspiritualAçılan kapının ardından görülen iki bedende gezdirdim gözlerimi. Bir müzekkerin elini tutan ufak biz kız çocuğu vardı. Sorgular şekilde olan bakışlarım müzekkerin sesini davet etmişti ortama. "Biz kayıt olmak için gelmiştik?"