Yaklaşık üç buçuk saat süren temizlikten sonra yemek salonuna gittik."leş gibi toz kokuyorsun" dedi Basat, Bukre'ye
"ah siktir git serseri"
Basat, Bukre'yi kucağına alıp öptü.
"bakamayacağım" dedi Berna
"ben de öyle" dedim.
"devamı porn hub da" dedi Barkın.
Onların bunu duymamalarını umdum. Yemekleri aldıktan sonra Basat ve Bukre'nin başka masaya ilerlediklerini gördüm.
"siz bizimle yemiyor musunuz?"
"ortak bir cezaya kaldık diye siz ucubelerle arkadaş olabileceğimizi mi düşündünüz?" dedi Basat.
"sözlerini geri al" dedi Barkın.
"sözlerimi geri alamam yazdığımı yeniden yazamam" şarkı tınısında söyledi.
"it herif!"
"herif?" daha on yedi yaşında.
"neyse, ne!"
Barkın'ın öfkeden kudurduğunu hissetmiştim. Kafasını dağıtmak için konuyu dağıtmaya karar verdim.
"o değil de iyi yorulduk"
"evet ya" dedi Berna.
"Berna sen cezada mıydın?" dedi Barkın.
"hayır"
"neden bizimle kaldın?"
"çünkü siz benim arkadaşımsınız"
"arkadaş mıyız?" dedi Barkın biraz bozulmuştu sanki.
"sonsuza denk!"
Gülümseyerek Berna'ya sarıldım.
"aman ne duygusal" dedi barkın.
"kapa çeneni" dedik bir ağızdan.
Ertesi sabah büyü ve büyü kuralları dersine girmiştim. Sınıfta Berna, Barkın ve Basat da vardı. Berna'ya Basat'ın neden bu sınıfta olduğunu sordum. Sonuçta o ikinci sınıf öğrencisiydi. Ortak ders olduğunu söyledi.
Profesör Mabel ikinci sınıf öğrencilerinin güçlerini nasıl kullandıklarını bize öğretmeleri için tahtaya çağırdı.
Bir çocuk elinden ateş çıkardı. Bize gücünü nasıl kullandığını açıkladı.
"odaklanıp nabzınızı normal tutuyorsunuz kullandıkça gelişir, geliştikçe öğreneceksiniz. Nefes almak gibi basitleşecek.
Şimdi profesör Mabel, Basat'ı çağırmıştı. Onun gücünü merak ediyordum. Başat çocuğun kolunu tuttu ve elinden ateş çıkardı.
"benim gücüm diğer güçleri taklit etmek"
"ne!" hepimiz şok olduk
Bu çok güzel bir güçtü ve aklıma bir fikir getirmişti.
Profesör Mabel, Berna'yı çağırdı.
"ben hipnoz perisiyim zihin kontrolü yapabiliyorum."
"peki Berna arkadaşlarından birinin zihnine girmeni ve onu buraya getirmeni istiyorum. Bunu yapabilir misin?"
"sanırım evet" sonra bana dönük şekilde fısıldadı 'evde çalışmıştım hihi'
Berna elini başının üstüne koydu ve gözlerini kapadı.
"o ne yapıyor?" dedi bir kız
"başımın üstünde yerin var diyor" dedi Barkın sırıtarak.
Kız kıkır kıkır gülmeye başladı.
"çıkışta bir şeyler içelim mi?" dedi kız
"olur güzelim" dedi Barkın
Sıramın üzerindeki defteri hızla kızın suratına fırlattım. Kız acıyla çığlığı bastı.
"pardon güzelim benim de defteri fırlatabilme gücüm var. Arada kontrolden çıkıyor." Dedim.
"ne defteriymiş o Bora. Kızın yüzünü dağıttın." Dedi Barkın.
"amel defteri canım şak diye kapatıyorum"
"kıskandın mı sen?"
"ne kıskanacağım"
"evet ne bekliyorsun Berna?"
"bir sorun var Bora'nın zihnine giremiyorum."
Profesör Mabel bana baktı. Başka birini dene dedi. Berna başıyla onaylayıp Barkın'a sulanan kızı hipnoz ederek yanına çekti. Ve iş bittiğinde kız ne olduğunu anlamamıştı.
Ders bittiğinde koşarak Basat'a yetişmeye çalıştım.
"Basat"
"ne var?"
"sana gördüklerimin gerçek olduğunu ispatlayabilirim."
"hayır beladan uzak durmak taraftarındayım"
"sen mi? Beladan uzak durmak?"
"evet"
"kız arkadaşının nasıl bir belada olduğunu görmek istemiyor musun?"
"evet istiyorum"
Hızlıca kütüphaneye gittik. Yanımıza Barkın ve Berna'yı da aldık.
Basat kolumdan tutarak gücümü kopyaladı, diğer eliyle de Barkın'ın kolunu tutarak gücünü iletecekti böylelikle gördüklerimin gerçek olduğunu anlayabileceklerdi.
Hazır hissettiğimde gözlerimi kapattım ve anıya odaklandım. İlk denemede başarılı olmuştum. Yerde yatan Bukre ve zincirlenip elektrik verilen Barkın.
"ha siktir gerçekmiş!" dedi Basat.
"Size söylemiştim"
Barkın'ın rengi solmuştu.
"bunu nasıl durduracağız, gelecek şimdiden bir mesaj gönderdiyse bunu değiştirebilir ya da hazırlıklı olmalıyız öyle değil mi?" dedi Berna.
"bilgiyle dolduracağız ve bana lazım olan bilgiler işte tam orada duruyor." Dedim karanlık büyü kitaplarının olduğu yeri işaret ederek.
"oraya nasıl gireceğimizi buldum" dedim hararetle. Aklıma bir fikir gelmişti.
"nasıl dediler" hep bir ağızdan.
"sonra açıklarım ama hepimizin burada toplanması lazım akşam saatinde"
"tamam" dediler.
Akşam olunca kütüphanede toplandık. Onlara planımı anlattım. Herkes ne yapacağını anlayıp uygulamaya başladı.
Barkın ve Basat güçlerini birleştirip bedenlerinden ayrıldılar. İkisi içeriye girip kapıyı etkisiz bırakacak araç gereç aradılar. Barkın, kırmızı ve yeşil buton buldu.
"hangisi?"
"yeşili dene yeşil iyidir" dedi Bukre.
"kırmızı" dedim.
"emin misin"
"bana güven. Hislerim öyle diyor."
Barkın butona bastı ve kapı açıldı bir adım ilerledik. Sıra ikinci aşamada umarım öngörülerim beni yanıltmaz. Kalkana yaklaştım ellerimle kalkana dokundum. Taşlar parlamaya başladı kalkan yavaş yavaş etkisizleşip kayboldu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİMÜLASYON
Science FictionKuvars kentinin en iyi okulu. birinci sınıfların ve asilzadelerin okuduğu bu görkemli okulda her şey kusursuz değildi. okulun yönetimi değişir ve işler kontrolden çıkar. Ölüm oyunu başlar. Peki ölüm oyunundan kaçış mümkün müydü? bir sonraki leveli g...