0.2

4.1K 235 31
                                    

BU KURGU TAMAMİYLE HAYAL ÜRÜNÜ OLUP GERÇEK KİŞİLER, OLAYLAR VE BİLGİLER İÇERMEMEKTEDİR.

BU KURGU TAMAMİYLE HAYAL ÜRÜNÜ OLUP GERÇEK KİŞİLER, OLAYLAR VE BİLGİLER İÇERMEMEKTEDİR

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayatta zevk veren şeyler vardır. Herhangi bir şey size zevk verebilir. Benim zevklerim de vardı. Bir çok şeyi yapmaktan zevk duyardım. Fakat bazı istisnai durumlarda gözlerim zevklerimi görmüyordu. Hatta sadece zevklerimi de değil bir çok şeyi görmüyordum. Ailem, dostlarım ve etrafımdaki herkes bazı durumlarda yok oluyorlardı.

Ben de bunu istiyordum, etrafımdaki herkesin yok olmasını. Kimseyi gözümün görmemesini istiyordum. Bu yüzden askerliği seçmiştim. Tabi sadece bu da değildi Vatan AŞKI daha ağır basıyordu bundan. Zaten kalbinde Vatan AŞKI olmayan gelip burada askerlik yapamazdı.
Kutsal meslekti bu. Her önüne gelen yapamazdı. 'Niye askerlik?' diyenlere cevabım sadece buydu. Yalnızlığı severdim. Ve yalnız kalmaktan da asla korkmazdım.

Korkmadığımdan dolayı da terk edilip yalnız kaldığım zamanlarda hiç ağlayıp sızlanmazdım. Bu beni dış dünyaya karşı sert ve acımasız bir kadın olarak gösteriyordu. Çünkü ben öyle olmasını istiyordum. Unutmayın, siz ne istiyorsanız hayatınız ona göre şekillenir. Fazlası veya eksiği olmaz.

"Ulan Fadiko! Yapma!" Diye bağıran Dilaver herkesi bıktırmıştı. "Yeto Deli Dilo. Yeto yani cidden!" Dedi elektrikçi. Ona hâlâ neden elektrikçi dendiğini öğrenememiştim.

"O zaman tutun şu kediyi. Verdiniz bana sikiyor belamı!"

"Ver lan ver. Kediyi tutmayı da beceremiyorsun." Diye yakınarak kediyi kucağına aldı, Yüzbaşı. Kediye baktı ve kafasını okşadı.

YAAA AŞK ADAM AŞK. Kediyi nasıl seviyor ya off. Kediyi sevdiğin gibi bizi de sever misin acep?

"Bu güzelim kedinin bile adını Fadiko koydunuz ya ne deyim ben size." Diyerek banka oturdu. Ayaklarını birleştirip kediyi ortasına koydu. Yavru kedi onun kucağında rahat gibi görünüyordu. Kafasını Yüzbaşı'nın karnına koydu ve gözlerini kapattı.

Bende, bende, bendee!

"Aref!" Diye ses geldi arkamızdan. Yüzbaşı kafasını kediden kaldırıp Albay'a bakarken biz de arkamızı dönmüştük.

"Buyrun komutanım!" Dedi Yüzbaşı ayağa kalkmadan. Çünkü kediyi incitmek istemiyordu. Kedi kucağına o kadar güzel kurulmuştu ki.

Albay, Yüzbaşı'nın kucağındaki yavru kediye baktı. "Adını koydunuz mu bari?"
"Koyduk Albayım. Fadiko adı." Dedi İbo.

"Yavru kediye güzel isim niye vermediniz evladım? Neyse, Sungur sende bırak kediyi. Biz askeriyede ilgileniriz onunla. Helikopter geldi, hemen gidin. Temizleyin şerefsizleri öyle gelin aslanlarım." Dedi hepimize bakarak.

Yüzbaşı ayağa kalkıp kediyi yavaşça banka koydu. Hazır ola geçip "Emredersiniz komutanım!" Diyerek yerde duran silahını aldı. Hep birlikte Albay'a selam vererek yürümeye başladık.

AREF (Asker Kurgusu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin