KURGU TAMAMİYLE HAYAL ÜRÜNÜ OLUP GERÇEK KİŞİLER, OLAYLAR VE BİLGİLER İÇERMEMEKTEDİR.
Kafayı yemek üzereydim. Evet, evet kesin kafayı yemiştim. Belki de delilikti yaptığım. Of amına koyayım ya. Belki değil kesin delilikti yaptığım. Ben mal mıyım?
Bu da sorumu? Tabiki de evet!
Gözlerimi sıkıca yumdum. Yumdum. Ve yummaya devam ettim. Gözlerimi açmak dâhi istemiyordum.
Ne mi yapmıştım? Ne yapmamıştım ki?
Ali bana onları yani o şeyleri dedikten sonra durup mal mal bakmıştım yüzüne. Daha sonra da "saat geç oldu iyi geceler komutanım." Diyerek ayrılmıştım yanından. Ayrıca saat geç bile değildi. Ben arabaya girip arabayı çalıştırana kadar beni izlemişti. Bir an bile ayırmamıştı gözlerini üzerimden. Fakat ben yüzüne bile bakmayıp gittim oradan.
Sonra eve geldim. Oturdum koltuğa ve düşündüm. Biri bana böyle dese, ister istemez, kalbim kırılırdı ve üzülürdüm.
Şimdi de tepiniyordum. 'Niye böyle bir şey söyledin gerizekalı' diyerek tepiniyordum. Çünkü yaptığım şey saçmaydı. O bana onları söylemişken ona sırtımı dönmüştüm.
Onu istemediğimi güzelce de dile getirebilirdim. Şimdi ona arkamı dönüp kaçmış oldum. Ki onu istemiyor da değildim ki yani.
Ne? Pardon. Ne?
Yani Aral Ali Sungur, herkesin isteyeceği tipte yakışıklı biriydi bir de şeydi yapılı. Her askerde olandan işte.
Yavaşça yataktan ayağa kalktım. Bu zamana kadar hiç çıkmadığım balkona doğru baktım. Komidinin üzerindeki sigaramı ve çakmağımı aldım ve üstümdeki kısa kollu beyaz tişört ile balkona çıktım. Evet, bu soğukta dışarı kısa kollu giyerek çıktım. Kesinlikle, süzme deliydim.
Ev en son katta olduğundan dolayı manzara güzel görünüyordu. Hoşuma gitmişti. Sakin ve bir o kadar da huzurlu görünüyordu.
Rüzgar çıplak kollarıma değiyordu. Bu beni ürpertsede iyi geliyordu. Kafamı sağ tarafa çevirdiğimde karşı komşumun balkon takımını gördüm. İki yekli koltuk ve bir cam sehpa vardı. Ahşap olan takım siyahtı. Cam sehpanın üzerinde kül tablası duruyordu. Şu an sigara içeceğimden ve bende de kül tablası olmadığından dolayı ayaklarım oraya doğru adımladı.
Elime kül tablasını aldım ve koltuklardan birine oturdum. Komşumun balkon kapısı arkamda kalıyordu.
Arkamdan sürgü sesi geldiğinde kafamı hızla arkama doğru çevirdim. Bir kadın gördüm. Üstünde bu soğuğa meydan okurcasına giydiği siyah bir etek vardı. Üstünde ise yine siyah bir kazak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AREF (Asker Kurgusu)
General FictionVatanı için yaşayan genç bir Türk askeri. Azize Tansu. Ben, Türk askeriyim. Ben, Türk kadınıyım. Ben, bu toprağın evladıyım. Ben, vatanım için canımı göze alanım. Ben, Türk'e düşman olanın düşmanıyım. Ben, bu toprak uğruna şehit düşenin mezar t...