Sabah yine oğlumun göğsüme vurmasıyla uyandım. Gözlerimi açtığımda gülerek bana bakıyordu. "Babba, babba, babba." Her baba deyişinde göğsüme vuruyor. Koluna dikkat ederek üzerime çekip yanağından öptüm.
"Günaydın oğlum."
"Güüüü." Yattığım yerden kalkıp oğlumu yataktan indirdim. Banyoya giderken peşimde dolanıyordu. İşlerimi halledip çıktıktan sonra giyinme odasına geçtim. Bugün rahat giyinmek istiyorum çünkü Kenan beylerin pastanesine gideceğiz.
Altıma siyah kot pantolon, üzerime siyah tişörtümü giydim. Ayağıma da siyah spor ayakkabılarımı giyip aynadan kendime baktım. Dağınık olan saçlarımı elimle geriye doğru itip yüzümü açığa çıkardıktan sonra saat koleksiyonuma baktım. İçinden siyah mat saatimi alıp bileğime taktım. Gözüme de siyah güneş gözlüğümü aldım.
Oğlumun bölümüne geçip siyah kot pantolon ve siyah kısa kollu zıbın aldım. Ona siyah küçük bir saat, güneş gözlüğü alıp odaya döndüm. Ahlas da peşimden geliyordu.
Kıyafetleri yatağa koyup çekmeceden çorap ve ayakkabı bölümünden de ayakkabı aldım.
Oğlumu yatağa yatırıp üzerini çıkardım. Bezini değiştirip kıyafetlerini giydirdim.
"Geliyorum bebeğim kalkma." Ahlas emziği ile oynarken bende tekrar giyinme odasına girdim. Kolunun tutacağı bez gibi şeyi alıp odaya döndüm. Oğlumun yanına gidip oturttum. Emziğini ağzına alınca kolunun altından bezi geçirip boynunda sabitledim. O merakla yaptığım şey bakarken bende etrafı toplamaya başladım.
Sonunda işim bittiğinde oğlumu kucağıma alıp telefonumu, cüzdanımı, anahtarları cebime koydum. Hızlıca aşağıya inip dışarıya çıktım.
"Günaydın Koçyiğit ailesi." Caner oğlumun yanağını sıkıp bana döndü. "Abi hangi arabayı alıyorsun?"
"Siyah, mat olan." Başını salladı. Arabayı bir kaç dakika sonra getirince oğlumu öne bindirip kemerini taktım. Bazen bebek koltuğuna oturtturmuyordum. Ya arkada oturuyordu ya da öne bindiriyordum.
Genelde destekli oluyordu.
Süngeri de önüne sıkıştırıp belinden aşağısının hareketini kısıtladım. Diğer tarafa geçip anahtarı aldım.
"Abi bizde takip ediyoruz sizi arkadan."
"Sadece sen gel, yanına bir kişi al." Başını sallayıp arkada ki siyah arabaya bindi. Bende kendi arabama binip çalıştırdım.
"Çu çu çu çu." Gaza basıp yola çıktım. Ahlas kendince garip sesler çıkarırken yarım saatin sonunda mahalleye gelmiştik. Ahlas hâlâ garip garip sesler çıkarıyordu.
Kenan beyin tarif ettiği yere gelince arabayı park ettim. Mahallede ki çoğu bakış bana dönerken ben gözlüğümü düzeltip arabadan indim. Kapıyı kapatıp diğer tarafa geçecek iken Ceyda ve Ceren'i gördüm.
"Merhaba Arhan abi." Ceren gülümseyerek yanıma gelince bende gülümsedi.
"Merhaba fıstık. Nasılsın?"
"Çok iyiyim." Ceyda da somurtarak yanımıza gelince ona döndüm bu sefer.
"Sen nasılsın Ceyda?"
"İyi." Diye mırıldanıp yüzünü astı.
"Bir sorun mu var?"
"Ceyda şurada ki ayıcıkları çok beğendi ama biriktirdiğimiz para yetmiyor." Gülümsedim. Bir şey demeden arabaya döndüm, kapıyı açıp süngeri çektim. Kemeri de çözüp oğlumu kucağıma aldım. Kapıyı kapattığımda oğlum kucağımda merakla etrafa bakmaya başladı. Kapıyı geri açıp ikimizin de gözlüğünü koltuğa koydum. Kapıyı kapatıp arabayı kilitledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA
FanfictionKarıştırılmış bebekler ama kız değil erkek. Diğer hikayeler gibi konusu aynı değil daha farklı. Arhan Koçyiğit, kendisini bildi bileli sokakta yaşan küçük yaşında zorluklara göğüs geren birisi. Ailesiz büyüyen, kendi ailesini kendisi kuran yaralı bi...