Arhan ve Yüsra eve gittiklerinde Arhan hızla odasına geçmişti. Telefonunu çıkarıp Cihangir'i ararken bir yandan da üzerini değiştiriyordu. "Efendim kardeşim?"
"Cihangir naptın? Arda'yı ölüme sürüklemişsin."
"Evet."
"Sebep?"
"Keyfim istedi."
"Acılı mı acısız mı?" Oynadığı kumarı tahmin edebiliyordu.
"Acısız."
"Kızı aldınız mı?"
"Kaçtı."
"Kız kaçarken sen ne bok yiyordun?"
"Keyif yapıyordum."
"İyi bok yiyordun. Kızı nasıl almayı düşünüyorsun?"
"Gider alırım oğlum niye bu kadar kastın sen? Ne bu gerginlik?" Oflayarak yatağa sırt üstü attım kendimi.
"Cihangir, Karan'ı çıkarmalıyız. Müebbet yemiş adam."
"Biliyorum."
"Bu ne rahatlık?"
"Bildiğim şeyler var."
"Bana da söyle bende rahatlayım bari."
"Yooo."
"Hay sikeyim yapacağın işi!"
"Tamam sakin ol. Karan'ı düğün günü çıkarıyoruz. Düğüne fiyakalı bir giriş yapsın diye yoksa bugün de çıktıydı."
"Salak mısın Cihangir?"
"Salak değil manyağım. Kafama oturmayan bazı şeyler var bunu halletmeden Karan'ı çıkarmam. Adamı güvenli yerden alıp tehlikenin içine atmış oluruz ama düğün günü çıkarsa yani tam 26 gün sonra çıkarsa eğer hayatına sorunsuz devam edebilir."
"İnşallah dediğin gibi olur."
~Arhan
"Olacak olacak merak etme." Göz devirip telefonu hoparlöre aldım ve göğsüme koyup ellerimi iki yana açtım. "Sen iyi misin?"
"Sanırım değilim." diye mırıldandım halsizce.
"Yorulmuş olmalısın. Neden ben abini çıkarırken sende biraz oğlunla tatil yapmıyorsun?" İyi bir fikirdi ama Karan çıktıktan sonra.
"Karan çıksın öyle."
"Seni zorlamayacağım."
"Bir daha durduk yere insanlar üzerine kumar oynama Cihangir." Bazen abi diyordum bazen Cihangir. Daha doğrusu abiyi sanırım ihtiyacım olduğunda söylüyordum.
"Arhan büyük bir rekor kırdım. 2 aydır kumar oynamıyorum ve canım çok çekti." Gelen şapırdatma sesi ile yüzümü buruşturdum.
"Gene ne yiyorsun?"
"Çilek." Göz devirdim.
"Kış ayına girmek üzereyiz farkındasın değil mi?"
"Evet. Demir'e getirttirdim ilkbaharı yaşayan bir şehirden." Manyak lan bu.
"Cihangir, Karan içeride iyi midir?"
"İyi merak etme. Adam soktum içeriye." Herşeyi düşünmüştü. Benim düşünmediğim, aklıma gelmeyen herşeyi.
"Teşekkür ederim."
"Bana çikolatalı süt alırsan teşekkürünü kabul ederim." dediğinde gülerek başımı iki yana salladım.
"Yarın gelirim size. Hem oğlumu da özlemişsindir."
"Ooo delikanlım gelecek." Bir kaç hışırtıdan sonra büyük bir gürültü koptu. Koşarak merdivenleri indiğini fark etmiştim. "Kız Efil! Nerdesin kız?" Evin içinde çalışan kadını arıyordu. Efil yıllardır Cihangir'in ev işine bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA
FanfictionKarıştırılmış bebekler ama kız değil erkek. Diğer hikayeler gibi konusu aynı değil daha farklı. Arhan Koçyiğit, kendisini bildi bileli sokakta yaşan küçük yaşında zorluklara göğüs geren birisi. Ailesiz büyüyen, kendi ailesini kendisi kuran yaralı bi...