Gitmelerini istememiştim ama düğünden sonra zaten birlikte yaşayacağız deyip gitmişlerdi.
Oğlum babaannesinden ayrılmak istemediği için bu gece sizinle kalabilir demiştim. Çok mutlu olmuşlardı. Onlar gittikten sonra ise saatin geldiğini fark ettim. Saat şu an tam gece 11 e çeyrek vardı.
Telefonum çalınca arayana bakmadan açtım, bir yandan da üzerimi değiştiriyordum. "Hazır mısın kardeşim?"
"Hazırım." Ağzıma siyah maskemi taktıktan sonra kapşonlumun kafasını kapatmıştım. "Çıkıyorum şimdi evden." Telefonu alıp kulağıma tuttum ve hızlıca odadan çıktım.
"Tamam, ben evin önündeyim."
"10 dakikaya oradayım." Telefonu kapatıp cebime koydum ve arabaya binip gaza bastım.
Söylediğim gibi 10 dakika da gelmiştim. Arabayı eve uzak bir yere park edip indim ve koşarak ormana girdim.
İkidir Cihangir'in elinden kaçan kızı merak etmiştim.
~Cihangir
Sıkıldım!
Çikolatalı süt istiyorum!
Dudaklarımı büzüp yere çöktüm. Yeter artık! Uf ne yapıyorum ben ya?
"Abi girip alalım niye aksiyon yaratıyoruz?" Yanımda geldiğimizden beri susmayan Demir ile sırıttım.
"Şimdi bana sana aksiyon yaratacam piç! 3 kere kızı kaçırdık elimizden." Demir cidiyetle baktı bana.
"Taşaklı kızmış." Göz devirdim. Bu çocuk mal! Katıksız mal!
"Demir yavrum ateşin mi var?" dedim elimi alnına koyarken.
"Hayır abi, neden ki?" Ensesine vurdum.
"Demir gerizekalı oldun sen iyice. Bak ben diyorum emekli ol bırak bu işi."
"Abi ben seni bırakmam."
"Niye?" Dudaklarını yaladı.
"Taşaklı adamsın vesselam. Böylesini bu devirde bulmak zor oluyor." Allah'ım çıldıracağım!
"Al canımı Yarabbim."
"Aman Allah korusun Cihangir." Arhan'a baktım. Puşt, zebani gibi gelmişti.
"Al işte. Bir malda burada."
"Ne diyorsun ya?" Üzerimizi süzdü. Bir tek Demir Arhan gibi giyinmişti. Ben kabak gibi ortadaydım. Hatta gri eşofman beyaz tişört giymiştim. "Bu ne oğlum?" Onunda ensesine vurup ayağa kalktım.
"Plan basit beyler. Ben ön kapıdan gayet rahat bir şekilde gireceğim, sizde arkada durup kızı yakalayacaksınız." Arhan kolumu tutunca tek kasımı kaldırıp baktım yüzüne.
"Ben önden Demir arkadan girecek. Kız kaçarsa sen yakaoayacaksın. Kameralara sen gözükme mal. Zaten kabak gibi ortadasın." Tekrar ensesine vurunca ensesini tutup homurdandı.
"Abiye mal denmez." Sonra derin bir nefes aldım. "Ne bok yerseniz yiyin." İkisi birlikte giderken ben sadece evin bolkonunda kahve içen kıza bakıyordu.
Hiçte tecavüze uğramış gibi değildi. Hatta o salak korumayla işi pişirdiğine adım kadar emindim.
Hah! Armut piş ağzıma düş. Elimde ki kamerayı kaldırıp fotoğraflarını çektim. O salak koruma kıza arkadan sarılıp boynunu öpüyordu. Yeterince fotoğraf çektikten sonra kamerayı arkamda sessizce beni izleyen korumaya verdim. "Arabaya git." Sesini çıkarmadan yanımdan gitti.
Sırıtarak izlemeye başladım. Cebime doldurduğum çekirdekten bir avuç alıp çitlemeye başladım. Arkasında ki Arhan koca cüssesiyle onları gölgede bırakırken sağından Demir çıktı. Elinde korna vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABA
FanfictionKarıştırılmış bebekler ama kız değil erkek. Diğer hikayeler gibi konusu aynı değil daha farklı. Arhan Koçyiğit, kendisini bildi bileli sokakta yaşan küçük yaşında zorluklara göğüs geren birisi. Ailesiz büyüyen, kendi ailesini kendisi kuran yaralı bi...