BABA

29. Bölüm

Karayazma yani Kaan, sizin bildiğiniz gibi Deli. Kucağında Ahlas ile birlikte camın ardında yatan Arhan'ı izliyordu.

Arhan, göğsünde ki kurşun yüzünden hâlâ uyuyordu. Kurşunu çıkaramıyorlardı. Deli gelmeden önce Arhan bir ameliyata daha girdi fakat kurşunu yine çıkaramadılar.

Sanki Arhan istemiyor gibiydi.

Arhan ölmek istiyordu. Direnmiyordu. Bu yüzden doktorlar sabırla bekliyorlardı. Hayata tutunmak isteyeceği ana kadar bekleyeceklerdi.

En fazla 1 yıl bekleyecekler tabi. Eğer Arhan hâlâ ölmek istiyorsa ellerinden bir şey gelmezdi onlarında.

"Babba." Ahlas alçısı çıkmış elini cama yaslayıp dudaklarını büzdü. "Babaaaa." Cama vurdu ama babası gözlerini açmıyordu. Ahlas'ın gözleri dolmaya başlayınca Deli geriye çekilip Cihangir'e baktım.

"Cihan, durum ney?"

"Çok kötü abi." Cihan başını iki yana salladı. "Bok gibi bir durumun içine düştük. Bir yandan Mert olduğunu düşündüğüm o adam, bir yandan Arhan." Başını elleri arasına aldı. "Ne yapacağımı şaşırdım." Kaan elini Cihangir'in omzuna koydu ve iki kere vurdu.

"Sıkma canını kardeşim, ben Mert işini halledeceğim." Boris'e döndü. "Boris."

"Buyur patron." diyerek ayağa kalktı Boris.

"Algan'ı bana yolla, onunla bir yeri ziyaret edeceğim."

"Emrin olur patron." Boris telefonuna dönerken Kaan Ahlas ile birlikte hastaneden ayrıldı. Önlerinde duran arabaya Ahlas'ı bindirdi. Yanına gelen Poyraz ve Çağan'a döndü.

"Sadece hastanede kalın. Bir gelişme olursa haber edersiniz."

"Tamam."

"Çağan." Çağan başını kaldırıp Kaan'a baktı. "Ne olursa olsun başını dik tut." Omzuna iki kere vuru arabaya bindi. Gaza basarken düşündüğü tek şey Mert'e benzeyen o adam idi.

2 saatin sonunda eve gelince kapının önünde dikilen Algan ve Karan'ı gördü. Arabayı park edip indi. Ahsen Ahlas'ı alırken Kaan da Algan ile Karan'ın yanına gitti. "Sen neden geldin?" Karan omuz silkti.

"Kardeşime bunu yapanlara cezasını vermek için." Başını sallayıp Algan'a döndü.

"Algan, buldun mu?"

"Koz ailesini buldum fakat Mert abiye benzeyen biri yok abi."

"Koz ailesini bir ziyarete gidelim." Arabalara geçip yola çıktılar. Karan başını eğip ellerini izlerken düşündü. Mert acaba o muydu? 2 yıldır karısının aradığı ikizi miydi?

Bir kaç saatin ardından ormanlık alanda bir villaya gelmişlerdi. Kaan arabayı durdurup indi. Peşinden Karan ve Algan da indi.

Korumasız gidiyorlardı çünkü kimse Karayazma'yı öldürmeye cesaret etmeyi bırak, bunu akıllarının ucundan dahi geçirmezlerdi.

Adının Deli olması ve gerçekten bunun tescillenmesinin sebebi başkaydı. Kaan bir gün toplu ölümler olacak demişti. Anne ve babası ciddiye almamıştı. Sonra Türkiye'nin yıkılacağını ve daha iyi bir şekilde ayağa kalkacağını söylemişti.

Ona herkes deli gözüyle bakıyordu.

Hayat 2025'ten sonra daha güzel olacak dediğindeyse dalga konusu olmuştu. Ama Kaan umursamadı, insanlara bir şeyler anlatmaya devam etti.

Daha bitmemişti ona göre. Toplu ölümler devam edecekti. Bu katliam gibi değildi. Kaan toplu ölümlerin doğal afetler sonucu olacağını öne sürüyordu.

Elini kolunu sallayarak villanın önünde durdu. Kendisine silah doğrultan korumalara baktı. "Koz ailesi! Karayazma geldi, ya siz çıkarsınız ya da ben sizin cesedinizi sererim buraya!" Ötlek tavuk gibi sırayla çıktılar. Hepsi korkudan tir tir titrerken Kaan'ın odağında Mert'e benzeyen adam vardı.

"Neden buradasın Karayazma?" Mert'e benzeyen adam Koz ailesinin önüne geçti. Kaan tebessümle baktı.

"Mert değilsin sen." Karayazma Mert'e benzeyen adama yaklaştı. Tam önünde durdu ve gözlerini mavi gözlere dikti. "Kimsin sen?"

"Mert olmadığımı nereden biliyorsun?"

"Mert'in gözleri cam mavisi, ama senin gözlerin daha koyu."

"Mert'i bu kadar iyi tanıdığına göre iyi işkence etmişsin he?" Kaan kaşlarını çattı, özlediği yüze baktı.

"Kimsin Mert'e benzeyen çocuk?"

"Önce sen söyle. Ne çeşit işkenceler yaptınız ona?" Kaan anlamayarak baktı. Ne diyordu bu çocuk?

"Ne işkencesi?"

"Dalga mı geçiyorsun lan benimle!" Mert'e benzeyen adam öfkeyle yumruklarını sıktı.

"Mert." Mert'e benzeyen adamın bakışları Kaan'ın arkasına kaydı. "Abim?" Cihangir halsizce yaklaştı ona. "Aslanım." Elini ona uzatacak iken Kaan engel oldu.

"Mert değil." Cihangir hayal kırıklığı ile baktı.

"Lütfen Mert olsun abi. Bana silah çekmesine bile kızmam ki. Yeter ki Mert olsun." Mert'e benzeyen adam şaşkınca baktı.

"Siz ona işkence ettiniz!" Cihangir anlamayarak baktı. "Siz Mert'i öldürdünüz!" Silahını çıkarıp Cihangir'e doğrulttu. Cihangir namlunun ucuna baktı. Kalbine dayanmıştı.

"Mert'i biz mi öldürmüşüz?" Şaşkındı, ne diyeceğini bilmiyordu.

"Salağa yatma!" diye bağırdı genç adam. "Salağa yatma! Herşeyi biliyorum! Siz Mert'i öldürdünüz!"

"Ben kardeşimin saçının teline kıyamam ki, nasıl öldüreyim?" Genç adam şaşkınca baktı Cihangir'e. "Ben onun gözyaşlarına kurban olurum." Cihangir acıyla tebessüm etti. "O benim kardeşim, insan hiç kardeşine kıyar mı?"

"Kıyıyormuş demek ki!" Genç adamın da gözleri dolmuştu. "Öldürdünüz onu!"

"Hayır." dedi Cihangir başını iki yana sallarken. "Kim olduğunu söyle." dedi genç adama.

"Niye? Beni de öldürün diye mi?"

"Söylemezsen de öleceksin ki." dedi Cihangir tehlikeli bir şekilde sırıtırken.

"Merih." Genç adam başını yana yatırdı. "Mert ve Yüsra'nın üçüzü."

••••

Eheeee ben geldiiiim.

Ama moralim yerlerdeeeeee.

Çünkü asker olamayacakmışım. Doktor söyledi. Amcam da olsun dedi sen yine de gir sınava dedi. Bende mutsuz mutsuz sınav gününü bekliyorum.

Bölüm nasıldı?

Fazla uzatmak istemedim olayları çünkü finale yaklaşıyoruz.

Arhan bebeğim sizce kurtulacak mı? Kendisini ölmek istiyor da.

Peki ya Kaan'ın Boris'in patronu çıkma şoku 😱

Peki ya Merih?

Yine ters köşeler yine ben.

Neysem öhm.

Gidiyorum ben.

Özlemişim sizi heee.

Seviliyorsunuz 😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘😘