16. Bölüm

4.5K 270 68
                                    

~Cihangir Kurtoğlu

Bir kaç saat önce...

Nereye gideceğimi şaşırmıştım lan!

Oflayarak savcılığa sürdüm. Bugün nöbetçiydi Ali. Ali benim dostumdu. Az yardım etmedi bana. Hem de karşılıksız.

Bana hayran olduğunu söylerdi hep. Şimdi ise Cumhuriyet savcısı olmuştu aslanım.

Savcılığın önüne arabayı park edip indim. Düğün gününü falan beklemeyecektim çıkarmak için. İçeride fazla kurt vardı ve Sude yeterince acı çekti. Ne Sudesi be. Arhan diyecektim.

Başımı iki yana sallayıp içeriye girdim. Kendi bürosu vardı Ali'nin. "Buyrun?" Danışmada ki kıza baktım.

"Savcı Ali ile görüşeceğim."

"Randevunuz var mı?" Randevu mu alınıyordu lan?

"Hayır."

"O zaman görüşemezsiniz."

"Sen Cihangir geldi dersen gelir yanıma o." Kaşlarını çattı.

"Beyefendi kendisi Cumhuriyet savcısı, düzgün konuşur musunuz? Köpek mi çağırıyorsunuz?" Salak mı bu karı?

"Arasana kardeşim." dedim yüzümü buruşturup. Böğrüm ağrıyor lan. Çok ağladım galiba.

"Alın bunu bir daha girmesin içeriye." Yanıma gelen güvenlik ile derin bir nefes aldım. Telefonumu çıkarıp savcıyı aradım. Niye başta yapmadım ki bunu?

"Bir dakika bekleyin sonra atarsınız." Onlar şaşkınca bana bakarken Ali telefonu açtı.

"Efendim abi?"

"Nerdesin lanl bekliyorum burada almıyorlar içeriye. İn aşağı."

"Geliyorum abi." Telefonu kapatıp cebime attım. Abi dediğine bakmayın arada bir yaş var.

30 yaşında köpek ama bana abi diyordu.

Savcı geldiğinde kadın ayağa kalktı. "Özür dilerim savcım arkadaşı atmaya çalıştık ama zorluk çıkardı." Yooo çalışmadınız. Yalanında bu kadarı.

Ali kadına başını salladı. "Tanımıyorsunuz bu yüzden normal. Eğer bir daha gelirse sorgulamadan alın içeriye." Kadın başını salladı. Ali ile sarılıp ayrıldık.

"Hayırdır abi hangi rüzgar attı seni buraya? Önemliyse odama geçelim."

"Karan'ı şimdi çıkar." Kaşlarını çattı.

"Bu mümkün değil biliyorsun değil mi? Delil yok ortada. Olsa bile 2 güne anca çıkar."

"Boş konuşma Ali. Karan 1 saat içerisinde çıksın." Elimde ki dosyayı ve belleği verdim. "1 saate anca cezaevine varırım. Karan çıkmış olsun."

"Hallediyorum." O giderken bende oradan çıkıp arabama bindim. Gaza basıp yola çıktım.

Hallederdi benim kardeşim. Camı açıp bir sigara yaktım.

Hiç ağzıma sürmemiştim Mert öldüğünden beri ama bugün farklı hissediyordum. İçmek istemiştim hem.

1 saatin içinde cezaevinin kapısına geldim. Kollarımı direksiyona yaslayıp çenemi de kolumun üzerine koydum. Beklemekten nefret ederim.

15 dakikanın sonunda elinde çantayla çıkan Karan ile geriye çekildim. Kornaya bastığımda bu tarafa geldi. Hava yavaştan kararıyordu ve biz Arhan'ın evine varınca karanlık olacak gibi duruyor.

Yan tarafta ki kapıyı açıp bana baktı, kaşlarını kaldırıp bindi. Çantayı arkaya koyarken gaza bastım. "Teşekkür ederim."

"Hâlâ serbest değilsin."

BABAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin